Hadi oradan, ölü seviciler sizi…

İktidar (mensupları, yandaşları, yağdanlıkları), Kaz Dağları ile etki alanındaki coğrafyanın ekosistemini çökertecek siyanür suikastı ve ağaç katliamına karşı, kendisine kalkan olarak Necip Hablemitoğlu'nu seçti;

Hayatın doğal akışına, eşyanın tabiatına aykırı ama "yersen" işte!

***

Sırtlarını Necip Hoca'ya dayayarak, başarıyla yarattıkları o çok konforlu, çok dokunulmaz, çok güvenli bölgeden atıp tuttuklarına bakarsanız, bütün eserlerini yalayıp yutmuş olduklarını sanırsınız! Sanırsınız hepsi birer Hablemitoğlu yetiştirmesi…

Halbuki, Alman Vakıfları/Bergama Dosyası kitabının "aynı açıdan" çekilmiş bir fotoğrafı ile, Kaz Dağları'ndaki Su ve Vicdan Nöbeti'yle ilintilendirilebileceği notu düşülerek altını çizilmiş birkaç satırın bulunduğu "aynı sayfa"dan başka bir şey de yok paylaştıkları; ha bir de ezberletilmiş yahut birbirinden kopyalanmış birkaç "aynı" cümle.

Belli ki, -Şengül Hablemitoğlu az söyledi- densizliğin ötesinde, "bir el"in, iktidarın elini güçlendirmek üzere giriştiği organize bir toplum mühendisliği. Ve yine belli ki, Bergama Dosyası'ndan paylaştıkları o sayfanın ne öncesini, ne de sonrasını okumamış hiçbirisi.

***

Okumuş olsaydılar, Necip Hablemitoğlu'nun topraklarının zehirlenmesini istemeyen Bergamalı köylülerle, onların iyi niyetlerini adeta "cehenneme giden yolun taşı" gibi döşeyen ülke, siyasi yapı, sivil toplum kuruluşu ve "lider(!)" kadroları birbirinden ayırdığını görürlerdi.

Keza, öyle olduğu için ki "sponsorsuz köylüler" mücadelelerini, onları kullanan Almanya destekli vakıflar, dernekler, siyasi partiler ve bireysel işbirlikçileri nihai hedeflerine vardıktan yani Bergama'daki söz konusu madenin "FETÖ"ye iltisaklı malum gruba devrini sağladıktan sonra da sürdürdüler; çünkü onları payanda yapanların aksine, köylülerin dertleri sahinden de topraklarının siyanürle zehirlenmemesiydi. Ve "yerli" görünümlü yeni şirket de toprağı, suyu ve havayı zehirlemekte, karşısına dikildikleri ilk şirketten geri değildi.

Üstelik…

2015'te, yani 17/25 Aralık ayrışmaları yaşandıktan, artık kılıçlar alenen çekildikten sonra, şimdi Hablemitoğlu'nu referans göstererek madenin işletilmesini savunanlar, "yasal siyanür sınırını aştığı" sözde gerekçesiyle Bergama'daki o maden işletmesini kapattılar!

Sözde gerekçe diyorum çünkü muhtemelen faaliyette olduğu 10 yıl boyunca siyanürü aynı düzeyde kullanan madenin kapatılma gerekçesi, sağır sultan bile öyle inanıyor ki; tamamen siyasiydi!

***

Kaldı ki…

Bütün diğer çelişkiler bir yana…

Necip Hablemitoğlu'nu gerçekten de şimdi pozunu kestikleri gibi hatmetmiş, iddialarını benimsemiş olsalardı onca sene "FETÖ" dedikleri yapı tarafından bu kadar kolay aldatılır, kandırılırlar mıydı?

Nasıl kandırıldılar?

Necip Hablemitoğlu'nu sahiden de bu kadar sahipleniyor olsalardı, iktidarlarında düzenlenmiş suikastın faillerini bulmak yolunda hiç değilse bir tek somut adım atmazlar mıydı? Dosyasının sümenaltı edilmesine engel olmazlar mıydı? "FETÖ"yle ilişkili emniyet ve yargı mensuplarını ailesiyle adeta "kafa bulmasına" mani olmaz, olamadılarsa da bu kansızlara bir yaptırım uygulamazlar mıydı;

15 Temmuz'u beklemeden?

***

Birkaç gündür devam eden riyakarlık tiyatrosu karşısında tek diyebildiğim;

Ölü sevicisiniz!

Dirisinin varlığından son nefesine kadar rahatsızlık duyduğunuz insanların, sizin için "şimdilik" kullanışlı olan hatıralarını eşeliyorsunuz!

"Darbe"leri karıştırıyor olmayasınız!

Çağımızın, stratejik bilmem ne, okumaz ama yazar, dinlemez ama konuşur, sığ ama analist, her şeyin uzmanı kişilerinden biri Gezi süreciyle, Kaz Dağları'ndaki direniş arasında ilişki kurmaya çalıştığı konuşmasında Gezi olaylarının Türkiye'yi her alanda 10 yıl geriye götürdüğünü söyledi;

Sanırsın TBMM'yi Ali İsmail bombaladı! Boğaz köprüsündeki katliamı Berkin yaptı! Devletin içini Ethem boşalttı!

SORU-YORUM

Kirazlı'yı "SİT" kapsamından çıkaran izinleri 2001'de CHP'li yerel yöneticiler vermiş de, maden şirketi ilk izinlerini o dönemde almış ta… Madem öyle, madem CHP'yi suçluyorsunuz, bunun bir hukuksuzluk olduğunu düşünüyorsunuz o zaman siz şimdi niye ortak oluyorsunuz? İlgili, yetkili bütün makamlar kontrolünüzde ve dahi emrinizde olduğu halde, siz neden o izinlerin iptaline çalışmıyor, katliamın daha büyümemesi için bir önlem almıyorsunuz?

Yazarın Diğer Yazıları