Ha gayret, Oscar'a az kaldı!
- Şimdi o elindeki gazeteyi yavaşça yere bırak...
- Hey dostum, şaka yapıyor olmalısın...
- Canın cehenneme gazeteci, sen lânet olası bir baş belâsısın...
- Bak ahbap, ben vergilerini düzenli yatıran Amerikan vatandaşıyım...
- Bari bir telefon edeyim arkadaşlara... 15 dakikaya kadar gelmezsem polise haber versinler...
- E biz polisiz zaten...
- Dostum sizin sorununuz nedir?
- Konuşmama hakkına sahipsin... Söyleyeceğin her şey aleyhine delil olabilir... Avukatın yoksa, istersen devlet sana avukat verebilir...
- Burada ne cehennemler dönüyor böyle kahrolası?
- Senin gibileri iyi tanırım... Az daha kaçıp Meksika sınırını geçecektin değil mi?
- Hey! Birileri bana burada neler olduğunu anlatabilir mi?
- Bunları daha önce teröristlerin o bankasına para yatırırken düşünecektin pislik herif...
- Lanet olası... Ekmek çarpsın para filan yatırmadım anladınız mı?
- Hah hah ha... Şimdi sen o bankanın açılışında kurdeleyi de kesen ben değildim, kuzenimdi dersin...
- Hey Tanrım... Şaka yapıyor olmalısın...
- Geçen Pazar seni kilisede göremedim Mike...
- Birader bu repliğin bu filmle ilgisi yok, karıştırdın yine...
- Pardon, o zaman ben içki alıp üzerime de rahat bi şeyler giyip geleyim...
- Ulan yine karıştırdın...
- Ben artık 15 yaşındayım ve ne içeceğime karışamazsın... Bunu popondan daha büyük olan o koca kafana sok tamam mı?
- Yahu seni Tanrı sayıyla mı verdi bana? Lanet olası çeneni kırmayayım... Kendine gel...
- Tamam tamam, hafızam yerine geldi... Söyle bakalım lağım faresi, niye çocuklarını teröristlerin okullarına gönderdin...
- Ahbap ben hiç evlenmedim, çocuğum yok...
- Hey adamım nesin sen, geri zekâlı filan mı? Ya da bizi mi geri zekâlı zannediyorsun? Teröristlerin okullarını övüp duran sen değil miydin?
- Özür dilerim ama galiba onlar sizinkilerdi ahbap...
- Kahretsin, bu hiç de komik değil... Sen ne demeye çalışıyorsun ha aşağılık serseri?
- Yıllarca buraya ziyarete gelen, el öpen devlet büyükleri için bir Pensilvanya türküsü söylesem hafızaya iyi gelir mi?
- Lanet olası federaller gelmeden seni öttüreyim de gör... Elimizdeki dosyada her şey kayıtlı... Olimpiyatlarda ön sıraya kurulmuş nasıl da ağlıyordun?
- Tanrı aşkına ben değildim... Onlar da sizinkilerdi...
- Hey Steve buraya gel... Bir manyakla karşı karşıyayız... Yardımcı ol... Bir manyağı anlamak için manyak gibi düşünmeliyiz...
- Burası özgür bir ülke ve ben bir gazeteciyim...
- Ticari bekleme yapma, ticari bekleme yapma...
- Sen çıldırmışsın ahbap...
- Al şu 100 Doları... Hafızanın açılmasına yardımcı olur...
- Bu mal bir harika dostum...
- Hangi mal?
- 5 saniyemiz kaldı, hangi kabloyu kesecektim, kırmızı mı, maviyi mi?
- Ulan ben senin...
- İtiraz ediyorum sayın yargıç...
***
Bu filmin gerçekle hiç alâkası yoktur... Beş para etmez bir Hollywood yapımıdır... Normal akla aykırı, mantığı delik deşik eden mizah filmlerine absürt komedi denir... Bir nevi deli saçmasıdır ve senaryo olmadan dünyanın herhangi bir yerinde asla görülmez...
Şimdi alaycı alaycı sırıtmadan önce elindeki o gazeteyi yavaşça yere bırak!..
***
Tekrar oldu ama ne yapalım… Emin Çölaşan ve Necati Doğru'ya FETÖ'den ceza düşüyor!.. Üstelik gerçek suçlular 'damat, kayınbirader, bacanak, zengin, paydaş, sır ortağı' kontenjanından yırtarken!..