Gül'ün önündeki fotoğraflar..
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Twitter üzerinden Hacettepe Üniversitesi hastanesindeki hasta yatağından fotoğraflarını paylaştı. Fotoğraflardan birinde Gül’ün önündeki dosyanın adı okunuyor: “Çatışma / Operasyon Bölgeleri Önemli Gelişmeler 20-26.08.2012.” Hürriyet’in kapağını fotoğrafladığı raporda iç savaşın yaşandığı Suriye bölgesinin haritası ve çatışmalarla ilgili grafik ve bilgiler yer alıyor. Gül’ün yatağının başucundaki portatif masada bulunan kitabın adı da Decision Points. Kitapta, eski ABD Başkanı Bush’un hayatı anlatılıyor.
***
Bir de Emine Ülker Tarhan’ın çektiği fotoğraf var. BOP fotoğrafı.. Aslında bu fotoğrafı biz ilan edilmeden sekiz yıl önce 1996 yılında çekmiş ve o zaman bir milyon tirajlı Akşam gazetesinden tam sayfa duyurmuştuk.. Bugün ise Salim Yavaşoğlu’nun haberine göre CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan’a, TBMM Başkanlığı aracılığı ile “Amerika Birleşik Devletleri’nin BOP ve GOP projelerine Türkiye’nin ’eş başkan’olarak dahil olmasının yasal dayanağı nedir? Bu ’eş başkanlık’görevi hangi uluslararası anlaşma ile Türkiye’ye verilmiştir? Eş başkanlık görevleri, hangi tarihlerde ve nerelerde gerçekleşen toplantılar sonucunda karara bağlanmış ve hangi sözleşme sonucunda Türkiye’ye verilmiştir? Türkiye bunun için Amerika Birleşik Devletleri’ne hangi taahhütlerde bulunmuştur? Türkiye’nin ” eş başkanlık “ görevi çerçevesinde yükümlülükleri nelerdir? Bu yükümlülüklerden hangisini yerine getirdiniz? Bu projelerin Türkiye’nin yeniden dizaynı ve bölünmesine hizmet edeceğinin farkında mısınız?” sorularını sordu..
Tarhan, Türkiye’nin Suriye’deki olaylara müdahalesinin de bu görev çerçevesinde olup olmadığını da sorguladı. Tabii cevap verilmedi.
***
Bir de Ankara’dan Fatih Erboz’un haberi var. Gaziantep’te bazı muhtarlar, CHP Milletvekili Mehmet Şeker’i arayarak sığınmacılara nüfus cüzdanı vermek için baskı gördüklerini söyledi. Bu haberi duyunca, Abdullah Gül’ün bir zamanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı satma projesini de hatırladım.
Gül, 2003 yılında Başbakan olarak 20 bin dolara vatandaşlık satarak nakit sıkıntısını gidermeyi düşündüklerini açıklamıştı. Biz o zaman, “Diyelim ki, Türkiye’den mübadele ile gönderilen Rumlar’ın torunları, yeniden vatandaşlık istedi... Ne yapacak Gül? Kabul mü edecek? Yine tehcir edilen Ermenilerin torunları da 20 bin dolara vatandaşlık isteyebilir? Böyle bir talep gelirse, Gül kabul edecek mi” diye sormuştuk. Nitekim Ermenistan’dan boşalan Ermeniler, İstanbul’a akın etti. Toprakların satılmasına imkan veren yasalardan sonra Amerikan veya Fransa vatandaşı Ermeni ve Rumlar, eski tapularının peşine düştü ve bir kısmını elde etti.
Aslında toprak satışına dair bütün yasaları yabancılar hazırlayıp Türkiye’ye dayatmıştır. Yabancılara toprak satışı için, 57’nci hükümet döneminde önce Endüstri Bölgeleri Kanunu çıkarılmıştı! AKP döneminde ise bütün engeller kaldırıldı..
Dışişleri Bakanlığı’nın İnternet sitesinde, Tayyip Erdoğan’ın, 27 Ocak 2004 günü, “Doğrudan Yabancı Yatırımlar ve Türkiye’nin Ekonomik Kalkınması” konulu CSIS Konferansı’nda yaptığı konuşma var. Erdoğan, bakın neler demiş:
“Çalışmalarımız Dünya Bankası ve Uluslararası Finans Kurumu’nun uzmanları ile kendi uzmanlarımızın yürüttüğü alan çalışması ve ilgili çevrelerin katılımıyla yapılan toplantılar sonunda ortaya çıkan ve ’Türkiye’de Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Reform Programı’olarak kabul edilen eylem planı çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.”
Görüldüğü gibi, Erdoğan da bu kanunların Dünya Bankası ve IMF ile birlikte hazırlandığını itiraf etmiştir..
58’inci hükümetin Başbakanı olan Abdullah Gül de Davos toplantısına katıldığı bir sırada, bir işadamının “20 bin dolara Türk vatandaşlığı satalım, milyarlarca dolar kazanalım” önerisi getirdiğini söylemiş, ancak tepkiden çekindiklerini belirtmişti!
Vatandaşlık para ile satılınca, yabancıların mülk edinmesi önünde en küçük bir engel dahi kalmayacaktı.
Biz konuyu 2004 yılında ele aldığımızda “Şimdilik buna cesaret edemediler ama emin olunuz ki, fırsat bulurlarsa hiç tereddüt etmeyecekler” diyorduk. Çünkü hedeflerinin ne olduğunu biliyorduk..