Gül’den, İslam adına Batı’ya hizmet itirafı!

Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak Chicago Tribune gazetesine yaptığı açıklamalarda, parti başkanı gibi konuştu. Tıpkı, Celal Bayar’ın 1950-60 döneminde yaptığı gibi.. Tek eksiği yakasında parti rozeti taşımaması..
AKP hakkındaki “İslami parti” iddiaları ile ilgili soruyu cevaplandırırken Gül, AKP’nin hiçbir zaman dini parti ile özdeş olmadığını söyledi. Gül, bütün bunların Arap Baharı ülkeleri için ilham kaynağı oluşturduğunun altını çizdi. “Gerçek budur ki, muhafazakar bir parti olan bu parti, demokrasiye odaklanıyor, demokratik standartlarını yükseltiyor, Türkiye’yi dünyanın geri kalan kısmı ile entegre etmeye çalışıyor ve Türkiye’de köklü reformlara angajedir, bütün bunlar da Arap Baharı’nı yaşayan ülkeler için ilham kaynağıdır” dedi.
Abdullah Gül, kendisi hâlâ parti mensubu imiş gibi “Biz muhalefet iken bazıları, bizi radikal olarak niteleyerek iktidara gelirsek Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştıracağımızı söylüyorlardı” diye bir ifade de kullandı!
22 İslam ülkesinin haritasının değiştirilmesini, bu arada Türkiye’nin de bölünmesini öngören bu projenin sahibi ABD, eş başkanlık görevini Türkiye’ye vermedi mi?
Demek ki, AKP İslamcı değil, İslamcı görünerek Batı’ya hizmet eden bir Truva atıdır. Afganistan ve Irak işgallerine, Libya’nın bombalanmasına, Suriye’de muhalefetin silahlandırılarak ülkenin karıştırılmasına hizmet eden kimdir?

***


Abdullah Gül, Ruhban okulu gibi sorunların çözümü için bazı adımlar attıklarını da belirtirken konunun “anayasa ve laiklik ilkesi ile ilgili olduğu” nu söyledi. Gül, yeni anayasa çalışmalarına dikkat çekerek meselenin bu çerçevede çözümlenebileceği inancını da dile getirdi.
Demek ki Gül, Anayasa’nın nasıl değişeceğini, hangi hükümlerin konulacağını, “uzlaşma komisyonu” na katılan CHP ve MHP’den iyi biliyor.
Gül, AKP kurulma aşamasında iken 2001’in Temmuz ayında ABD’den Tayyip Erdoğan’a gönderilen üç buçuk sayfalık gizli belgedeki ifadeleri parti programı haline getirirken, bu belgedeki “Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir” dayatmasına değinmedi ama zaten “Yeni Anayasa” ile hedeflenen tam da budur.

***


Fakat, İslamcı düşünürler, Hayrettin Karaman ve Sezai Karakoç, durumun fiilen bölünmeye gittiğini görerek, “Türk Milleti” yerine “İslam milleti” denilmesi fikrini yeniden gündeme getirdiler. Böylece birliğin sağlanabileceğini zannediyorlar. Yani Türk olmasın da ne olursa olsun!
Peki İslam birliği hangi temel üzerine kurulacak? İslamiyet’in doğduğu çağda yaşamıyoruz ki.. Aradan ondört buçuk asır geçmiş, Müslümanlar 72 fırkaya bölünmüş.. İslam dünyasının genelinde Sünni ile Şii’yi, Türkiye genelinde Sünni ile Alevi’yi millet anlayışı ve laiklik olmaksızın hangi temelde birleştirebilirsiniz? İran ile Suudi Arabistan’ı hangi temelde birleştirebilirsiniz?
Bütün bunlar içi boş laflardır. Düşünür olarak kabul edilen insanların artık bu slogancılığı bırakması gerekmez mi?
Bir İslam birliğinin mümkün olmadığını Suriye ile ilgili tartışmalar sırasında bizzat Tayyip Erdoğan ispat etmiştir. Üstelik, İran, Irak, Suriye ve Lübnan’ın bir Şii kuşağı olarak Türkiye’ye karşı birleşmesini sağlamış, en son, CHP’lilerin, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olması sebebiyle Suriye’deki mevcut yönetime yakınlık duyduklarını ima etmiştir.
Şayet böyleyse, bırakın Suriye’nin birliğini, Türkiye’nin birliğini nasıl sağlayacaksınız? Sizin savunduğunuz fikrin siyasi temsilcileri, kendi ülkesinin vatandaşları arasında mezhep ayrımcılığı yapıyor. Bu tutumla birlik mi olur?

***


Burada gerçek bir düşünürün, Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün sözlerini hatırlatmak istiyorum:
“İrtica, dinin ihanet aracı yapılması halinde vücut bulan kötülüğün adıdır. İrtica, tarihte hep Hıristiyan Batı çıkarlarına kullanılmış ve işletilmiştir. Günümüzde daha çok ’siyasal İslam’ unvanıyla Batı tarafından sahneye çıkarılan irtica, tarihi boyunca desteği, itibarı, alkışı Müslümanlardan almış; ama, hizmeti, bilerek veya bilmeyerek, bir biçimde Batı emperyalizmine vermiştir.”

Yazarın Diğer Yazıları