Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Görüşmelerden beklentiye girmeyelim

Roma''daki G-20 ve akabinde İskoçya''daki iklim zirvesinde, Türkiye açısından gözler liderlerin yapacakları ikili görüşmelere odaklanmıştır. Bir değişiklik olmazsa, Türkiye Cumhurbaşkanı''yla ABD Başkanı ikili bir görüşme yapacaktır. İkili görüşme olmasa dahi, dışişleri bakanları ve heyetlerin görüşebilecekleri ve gelişmelerin aşağıdaki gibi olacağı değerlendirilmektedir.

SURİYE''DEKİ OPERASYON İHTİYACI

Suriye''de durum belirsizliğini korumaktadır. Son zamanlarda TSK ve onun desteklediği SMO''ya yapılan terör saldırıları karşısında Türkiye, kontrol edilen bölgelerdeki birliklerin güvenliği için operasyonlar yapılmasının gerekli hale geldiğini belirterek hazırlıklara başlamıştır.

Terör saldırılarının özellikle Tel-Rıfat ve Menbiç bölgelerinden gelmesi nedeniyle öncelikle operasyonların bu sahalarda gerçekleştirileceğine ilişkin bilgiler vardır. İdlip ise Rusya''yla görüşülen ayrı bir sorundur.

Fırat batısında hava sahasının kontrolü Rusya''da olduğundan, daha önce Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında olduğu gibi, Tel-Rıfat bölgesi için Rusya''yla koordine ve mutabakat gerekmektedir. Her ne kadar Rusya Devlet Başkanı zirveye katılmayacak olsa da konu, heyetler arasında ve Rusya''yla telefon diplomasisiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ABD''yle de bu konu karşılıklı görüşülebilecektir.

Menbiç bölgesi ise ABD kontrolünden SDG/PKK''ya geçmiştir. Ancak SDG/PKK, ABD kontrolünde olduğundan konunun ABD''yle görüşülmesi ve operasyonun elzem olduğunun müzakeresi yapılabilir. Ayrıca Barış Pınarı bölgesine de güneyden SDG/PKK saldırıları olduğundan bu durumun da masada görüşülmesi muhtemeldir.

Hem ABD, hem de Rusya, Türkiye''nin yapması elzem hale gelen operasyonlara karşıdır. Bu güçlerin, saldırıların olmaması yönünde çalışma yapacaklarını söyleyerek Türkiye''yi oyalayacakları beklenmelidir.

Ancak Rusya''yla, sadece terörist odaklı mahdut hedefli operasyon yapılması hususunda mutabakat sağlanabilme ihtimali mevcuttur. Fakat bunun hava destekli olması ihtimali zayıf görülmektedir. ABD''yle operasyon konusunda mutabakat sağlanması ihtimali ise oldukça zordur.

Görüşmelerden sonuç çıkmasa da Türkiye''nin kendi inisiyatifiyle bu operasyonları gerçekleştirmesi söz konusudur. Bölgeyi en az 30 km PKK/SDG''den temizlemekte karalıdır. Hatta operasyonların, Barış Pınarı bölgesiyle Fırat Kakanı bölgesini birleştirerek terör koridoru beklentisini yok etmek için bir fırsat olabileceğine ilişkin değerlendirme yapmak ta mümkündür.

Sonuçta bu konudan tatmin edici bir sonuç alınması beklenmemektedir. Ancak Türkiye''nin tutumunu bir kez daha ortaya koyması açısından toplantılar ve görüşmeler uygun bir zemin teşkil edecektir.

F-35 YERİNE F-16

Bir diğer konunun da, Türkiye''nin Rusya''dan S-400 füzesi alması nedeniyle F-35 programından haksız ve hukuksuz bir şekilde çıkarılmasının yarattığı eksikliği kapatmak ve ödediği 1,4 milyar doları da kullanarak F-35''ler yerine 40 adet yeni F-16 uçağı alması ve 80 adet F-16 uçağının da modernize edilmesi olduğu beklenmektedir.

Müzakerelerinin yapıldığı belirtilen bu konunun nasıl sonuçlanacağı belli değildir. Durum gerçekleşirse F-16''lar bu şekilde, Milli Muharip Uçaklar devreye girene kadar ve sonrasında da kullanılabilir. Ancak öncelikle Yunanistan''ın, sonra da İsrail''in F-35''lere sahip olmasının yaratacağı üstünlük dikkate alınmalı, bu proje gerçekleşse dahi F-35 programına dönüş için ısrarlı olunmalıdır. ABD''nin bunu, hava üstünlüğünün Yunanistan''a geçmesi için kasıtlı yapmış olabileceği de düşünülmelidir.

ABD''nin bu projeye, kısmen de olsa olumlu cevap vermesi, kongreden de bloke gelmezse gerçekleşmesi beklenebilir. Bunu yapmadığı taktirde, hem Türkiye''yi kaybedebileceğini, hem de Türkiye''nin özellikle S-400''de olduğu gibi Rusya''dan yeni versiyon uçak alabilmesinin önünü açabileceğini değerlendirmiş olması muhtemeldir.

***

Büyükelçiler krizinin de sıcaklığını koruduğu bu dönemde, gerçekleştirilecek zirvelerdeki ikili görüşmelerden tatminkâr sonuçlar alınması ihtimali oldukça zayıftır. Ancak Doğu Akdeniz konusu başta olmak üzere, tavizkar olunmadığı taktirde görüşmelerin, tutum ve kararlılığımızın ortaya konması açısından yararlı olacağı değerlendirilmektedir.

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

Yazarın Diğer Yazıları