Gördünüz mü dünya liderliğini?
Türkiye sınırını ihlal eden Suriye helikopterinin düşürülmesi; Suriye sınırını ihlal eden Türk uçağının düşürülmesine bir cevap olarak görülebilir. Meseleye, adalet ve hakkaniyet ölçüsüne göre bakarsak, ilk ihlali yapan ülkenin, ABD’nin muhtemel müdahalesi öncesinde, Suriye hava savunma sistemini test etmek isteyen Türkiye olduğunu, üstelik AKP iktidarının, El Nusra adı altında toplanan teröristlere yardım ve yataklık yaparak, Suriye’yi iç savaşa sürüklediğini görmek durumundayız.
***
Uzun süreden beri görüşlerini yazıp gazetecilere gönderen Okan Öztürk, Ahmet Davutoğlu’nun “Artık kimse sınırımızı ihlal etmeye cesaret edemez” açıklaması üzerinde duruyor... Öztürk, bu açıklamayı garip bulduğunu belirterek, “PKK’nın Güneydoğu sınırını ihlal etmesinde, Şanlıurfa valisinin ‘Sınırımızı kontrol edemiyoruz’ itirafında, Suriyeli militanların elini kolunu sallayarak gelip, Cilvegözü kapısında ve Reyhanlı’da bombalar patlatmasında, Batı’da Yunan uçaklarının, Güney’de İsrail jetlerinin hava sahası ihlallerinde neredeydiniz?” sorusunun havada kaldığını ifade ediyor.
Yine arada sırada görüş bildiren Hasan Çakıroğlu’nun tespitleri de önemli:
“Arslan Bey, son iki yazınızdan ortaya çıkan sonuç şu: Türkiye NATO’ya girmesinden bu yana ABD tarafından yönetilmekte ve yönlendirilmektedir. Eğer bir ABD Büyükelçisi, ODTÜ’deki ders programıyla bile ilgileniyorsa, Türkiye’deki tüm olayların sorumlusu ABD’dir. Uğur Mumcu cinayeti dahil tüm faili meçhul cinayetler, ABD tarafından işletilmiştir, Türkiye’nin yıllarca demiryolu geliştirmeyip karayoluna hapsedilmesi ABD kararıdır. Gümrük Birliği’ne giriş, yüksek dış ticaret açığı, yüksek katma değerli ürünler üretmemek, Türk ekonomisinin hizmet sektörü, turizm, tekstil gibi verimsiz alanlara sıkıştırılması, hatta daha ileri giderek Aselsan’daki esrarengiz mühendis ölümleri vs.vs.vs...
Paris’teki görüşmeler sırasında çekilen fotoğrafta da durum çok net görülüyor. Kerry’nin Davutoğlu’nun elini sıkarken yüzünde oluşan mimikten, içten içe aşağıladığı bir adamla tokalaştığı ruh hali kendisini ele veriyor. İngiltere Dışişleri Bakanı Hague’de de benzer bir mimik var. Bir de Davutoğlu’nun yüzüne bakın, onun yüzünde de büyük adamlar tarafından önemsenmenin verdiği; tabii olmanın getirdiği bir sevinç mevcut! Kendi çıkarlarını koruyamayan, kendi kendini bölmeye çalışan, kendi ordusunu, donanmasını yok ederek İsrail ve ABD için kardeş komşu Suriye’ye kabadayılık yapan bir ülke durumuna düştü Türkiye!
NATO ve ABD’ye karşı hiçbir savunma mekanizması olmayan, geliştirmeyi de düşünmeyen Türkiye’nin düştüğü durum acı ve utanç verici.”
***
Bu arada, tescilli Amerikan uşağı rejimlerden biri olan S. Arabistan’ın yetkilileri ile İsrail yetkililerinin İtalya’da gizlice buluştuğunu mu hatırlatalım yoksa, Mısır ordusundan emekli albay Zeyyat’ın “Suriye’nin muhtemel askeri müdahaleden kaçınmak için Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne katılması, sadece Suriye’yi değil, Mısır ve İsrail’i de etkiler. Mısır ve İsrail de aynı adımı atmaya mecbur kalabilir. Mısır, bu yönde bir sözleşmeye imza atmayan neredeyse tek Arap ülkesi” sözlerini mi, yoksa İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politikası Komitesi Sözcüsü Hüseyin Nakavi’nin “Suriye’nin kimyasal silahlarına ilişkin anlaşma uygulanacaksa, İsrail, Suudi Arabistan ve Türkiye de kimyasal silahları teslim etmeli” tepkisini mi?
Nereden bakarsanız bakın, ülkeyi yönetenler, Amerikan politikalarını uygularken, Türkiye aleyhine çalışmış oluyor. Bunu da “dünya liderliği” diye pazarlıyor ve kabul ettiriyorlar!