Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU
Hulki CEVİZOĞLU

Gönüllü uyuma ve uyutma numarası

İnsan “onurlanacağı” bir söze hiddetlenir mi?
Bu hafta içinde, Başbakan hiddetlendi!..
“Öfkenin bir hitâbet sanatı” olduğuna inanması bile bu hiddeti açıklamaya yetmez bence.
Efendim, AKP’nin filanca eski il başkanı 3 yıl önce bir teşbihte (benzetimde) bulunmuş, bu o zaman gündeme gelmiş ama kimse üzerinde durmamış, aradan 3 yıl geçince başbakan ancak hiddetlenmiş!.. Ve, adamı şu anda pek de önemsenmeyen görevinden ve partiden istifa ettirmiş!..
Niçin?
Adamcağız, kibarca söyleyeyim, yaranmak için ileri giderek Başbakanı peygamberimize benzetmiş.
Normal şartlar altında insan bundan gurur duyar. Hele, ağzından Hz. Peygamberimizi düşürmeyen bir insan ise.
Oysa ne oluyor? Tam tersine başbakan büyük hiddete kapılıyor ve bu hiddetin sonucunu hep birlikte izliyoruz.
Politikacılar, her yıl Şeb-i Aruz töreni için Konya’ya Mevlâna’ya koşup, onun gibi görünmeye çalışıyorlar. Çok daha üstün olan Hz.Muhammed’e benzetilmek ise daha da gurur verici olmalıyken bu hiddet niye?
Biraz alçakgönüllü olan kişi, “Estağfurullah” der, “Ne haddimize” der, başını önüne eğer ve bu sözden gurur duyar.
Bizler de biliriz ki, hiç kimse peygamber değildir, peygamberlik sona ermiştir; Başbakan Erdoğan bu hiddetiyle “peygamber şefkati” göstermekten çok uzaktır ama, bu teşbihten dolayı kendisine küfrediliyormuş gibi havalara girmez.
Girerse bunu anlayamayız ve ardında bir şeyler ararız. Sanki başka bir gerçeği gizlemek için bilerek polemik yaratılıyormuş gibi.
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in Cumhurbaşkanı, Başbakan ve tüm devlete “Has.. tir” diye ekranlar önünde defalarca küfretmesine ses çıkartma;
Danimarka’da Peygamberimize karikatürlerle ağır hakaretler yapılırken ses çıkartma;
bunu destekleyen Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliğini onayla; sonra da seni peygambere benzeten adamcağıza yapmadığını bırakma!..
Bu hiç de normal değil.
Niye normal olmadığını aşağıda değerlendireyim.


Çuval mı, türban mı?
Bu gelişmeler yaşanırken, Cumhuriyetin başkentine önemli bir yabancı geldi: Türk askerinin başına Hilmi Özkök döneminde çuval geçiren ABD’nin Irak İşgal Komutanı General Ray Odierno.
Bu konunun üzerinde yeteri kadar duran bir tek Yeniçağ Gazetesi oldu.
Diğer medya, halkı, yukarıdaki “eski” gündem ile oyaladı. Başbakan buna bir de, yine üç yıl önceki “eski” bir
GATA ziyareti tartışmasını ekledi.
Eşi Emine Erdoğan, küfürleriyle sanat yaptığına inanan Nejat Uygur’u hastanede türbanı ile ziyaret edememiş. Genelkurmay Başkanı sayın İlker Başbuğ da, nedense bu konu “çuvalcı paşanın” ziyaretinden daha çok önemliymiş gibi, basına manşetlik açıklamalar yaptı.
Nejat Uygur’a şifa dilerim.
Ama sanatını beğenmem.
Yıllar önce sahnede izledikten sonra, çıkarken kapıda anı defterine yazmamı rica etmişlerdi. Ben de, “Böyle sanat olmayacağını, çok küfrettiğini, halkın da bu küfürlere niçin güldüğünü anlamadığımı” yazmıştım.
Uygur, iki gün sonra beni aramış ve “Yazınızı okudum. Bir gün sonraki oyunda küfürleri azalttım. Arkadaşlarım bana ’Ne o, hasta mısın?’dediler” demişti.
ABD’nin Irak İşgal Komutanı Odierno Ankara’ya niçin geldi?
Kendisiyle neyin pazarlığı yapıldı ve bu niçin yukarıdaki “eskimiş tartışmalarla” gizlendi?
Türk medyası niçin buna alet oldu ve uyudu?..
Gerçekte uyudu mu, uyutuldu mu? Yoksa, “gönüllü uyuma numarası” mı yaptı?


Palandöken’de sömestr
Bizim Defne (Sarısoy) sömestr tatilinde Avusturya’ya gitmiş.
Yazılarından okuyoruz. Biz de Erzurum’a, Palandöken’e gittik.
Orada hem iyi hem de kötü tanıklıklarım oldu.
İyisi şu: Erzurum 2011 üniversiteler arası kış olimpiyatlarına hazırlanıyor. Palandöken dağında çok güzel kayak pistleri var. 5-6 yaşlarındaki çocuk kayak takımları bile “atom karıncalar” gibi başlarındaki kasklarla çok güzel ve şirin çalışmalar yapıyor.
Kötü olan ise; Erzurum sefalet içinde. Esnaf iş yapmıyor, dükkanlar kapalı, açık olanlar
ise dökülüyor. İş yapan, iki üç tane “cağ kebapçısı.” Bu da Erzurum ekonomisini kurtarmaktan çok uzak tabii ki.
Her kesimden insanla konuştum. Belediyeyi AKP kazanmış. Ama, AKP’ye oy veren insanlar artık oy vermeyeceğini söylüyor. Nedenini araştırdım. AKP’nin hâlâ mazlumu oynamasına rağmen, ekonomik sıkıntı her şeyin önüne geçmiş.
Kime oy vereceksiniz, diye soruyorum.
Çoğu kararsız.

Yazarın Diğer Yazıları