Göklerden gelen bir zarar vardır!

Toplanmışlar isyan ediyorlardı, "Çığlığımızı duyun", "Reis bu işi bitir" diye... 'Tatlı kâr' peşindeki muhafazakâr kardeşlerimiz, Fadıl Akgündüz tarafından dolandırıldıklarını haykırıyorlardı...

Ekonominin temel kurallarından birisini, 'yüksek kâr-yüksek risk' gerçeğini bilmiyorlardı... Hem sonra bilseler ne olacaktı? Adam herkesin gözü önünde ayetlerle hadislerle Allah'ı Jet-Pa'ya ortak etmişti!.. Hâşâ Allah'ın hissedar olduğu şirket batmazdı elbette!..

Bire on kazanmayı uman uyanık muhafazakâr kardeşlerimiz, kira garantili devre mülklere ve Maldivler'de Eyüp el-Ensari plajına kavuşacaklardı... Sonra ise içinde bulunduğumuz siyasî ortama uygun tesellilerle avunmak durumundaydılar...

***

Muhafazakâr mağdurlara gönderilen mektuplarda, sarsıntının sebebi olarak Gezi olayları, Soma maden patlaması, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmaları, paralelin oyunları filan anlatılıyor ve bir de müjde veriliyordu: "Ekonomi düzeliyor. Ülkemiz, liderlerimizin de dediği gibi 30 Mart'taki istiklâl mücadelesini başarıyla geçmiştir!.."

Eh böyle bir mektubun finali tabii ki mukaddes olmalıydı... Şu satırlarla bitiyordu mektup: "Yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de buyurduğu gibi "Her zorluğun arkasında bir ferahlık vardır" ayet-i kerimesindeki hikmetin en kısa zamanda tecelli edeceğine inancımızı zikrederek sizleri Allah'a emanet ediyorum..."

***

Söz konusu sahneler Kasım 2014'e aitti... Aradan 5 yıla yakın bir zaman geçti... Fadılzedeler önceki gün Bayrampaşa'daki Caprice Gold inşaatının önünde toplandılar, eylem yaptılar... Devre mülklerini, evlerini teslim alamadıkları için isyan ettiler...

Pankartları ilginçti: "Jet Fadıl'a, kandık, Jet adalet istiyoruz", "Tükendik daha kaç yıl bekleyeceğiz", "Biz de kandırıldık, biz de yanıldık"...

Daha ilginç olanları da vardı: "Dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan Jet Fadıl mağdurlarına yardım et", "Ak Parti'dir yolumuz, Binali Başkan'a oyumuz, Caprice Gold ateşinden kurtar bizi..."

***

Kısa yoldan yüksek kâr umuduyla yola çıkan muhafazakâr kardeşlerimiz şimdi mahkeme yoluyla haklarını aramaya çalışıyorlar... 2014'te mağdurlara "Her zorluğun arkasından bir ferahlık vardır" ayet-i kerimesini gönderen Jet Fadıl, şimdi de mahkemelerde "Türkiye'nin hâli belli, işler bozuk, düzelince halledeceğiz" türünden savunmalar yapıyor...

Jet Fadıl, havayı iyi kokluyor, daha doğrusu büyük resmi iyi yorumluyor!.. 30 Mart 2014 yerel seçimlerini 'istiklâl mücadelesi' olarak gösteren siyasî iktidara atıfta bulunan Jet Fadıl, bu yerel seçimlerin 'beka mücadelesi' olduğunu bilmez mi?

Tabii ki bilir... Burada bilmeyenler, büyük oyunu görmeden "Evim de evim" diye tutturanlar sözde uyanık muhafazakâr kardeşlerimiz!.. Aslında bu büyük mücadelede onlara düşen fedakârlık ve katlanmaktır!..

***

Bir önceki yerel seçimler 'istiklâl mücadelesi'ydi, bu yerel seçimler ise 'beka mücadelesi'!.. Artık önümüzdeki yerel seçimlere de benzer türden bir ismi şimdiden arayıp bulmak lâzım...

Dünyanın hangi ülkesinde yerel seçimlere böylesine bir anlam yükleniyor, bilen varsa beri gelsin... Suyu, yolu, gazı, trafiği, alt yapıyı, havayı, şehrin sağlığını konuşmamız gereken yerel seçimler, bir anda başka bir kimliğe kavuşuyor bizde!.. Üstelik niye 'beka mücadelesi'ni kucağımızda bulduğumuzu, kimlerin eliyle bu hâle yuvarlandığımızı sorgulamaktan kaçarak!..

Dolayısıyla Jet Fadıl mağdurlarına, katlanmak ve 'göklerden gelen bir karar vardır'dan hareketle 'göklerden gelen bir zarar vardır' gerçeğine teslim olmak düşüyor!..

Tamam, bir kere niyet hâlisti!.. Otel 'İslâmî' olacaktı!.. Parayı basanlar, hem çok ciddi yatırım yaparak para kazanacaklar hem de sevaba girmiş olacaklardı!.. Ama olmadı diye isyan etmek olmaz... Sonuçta 'göklerden gelen bir zarar vardır' değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları