Gizli senaryo ve Erdoğan'ın itirafı
Bundan 10 yıl önce, ABD’yi ve dünya ekonomisini yöneten Federal Reserv adlı bankanın, sıkıntıya düştüğü zaman istediği kadar dolar basarak Amerikan ekonomisinin ihtiyacını giderdiğini gündeme getirdiğimizde kimse bu gerçeği reddedemedi, ama pek üzerinde duran da olmadı. Ekonomi uzmanlarından hiçbiri, bu bilgiyi doğrulamıyordu!
Halbuki dünyanın esas meselesi buydu!
Nihayet dün bir Türk işadamı cesaret etti ve bu gerçeğin altını çizdi.
Gaziantep Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, dünyada yaşanan ekonomik krizin ABD’nin bir oyunu olduğunu söyledi. Konukoğlu, “ABD, plan ve projelerini 3 aylık, 5 yıllık değil, 30 yıllık, 50 yıllık senaryo ile ortaya koyuyor. Bence bu da çok büyük bir senaryo. Bütün devletlerin paraları o hisse senetlerinde yatıyor. 50 kâğıtlık senet 30 kâğıda düştü, kim kazandı? İki, iki daha dört eder, beş yapması için büyük plan yapman lazım. ABD istediği kadar dolar basıyor, ne kadar bastığını soran mı var?” dedi.
* * *
Aslında bütün bu meselelerin anası gizliliktir. Dünya Ticaret Örgütü, Üçlü Komisyon, Bilderberg, Dış İlişkiler Konseyi, Dünya Bankası, IMF gibi yapılanmaların kararları gizlidir. Kant’ın belirttiği gibi amaçları açıklıkla bağdaşmayan eylemler hukuk dışıdır. Hukuk dışı olan sadece eylemler değil, aynı zamanda karar mekanizmalarıdır; çünkü bu yapılanmalarda, uluslar, eşit olarak temsil edilmez.
Çözüm, açıklık ve adalet ilkelerini esas alarak, yürürlükteki soygun sistemi konusunda uluslararası bir kamuoyu oluşturmak ve buna dayanarak, karşılığı olmayan para birimlerini reddetmek, her ülkenin kendi gerçek üretimleri kadar gelir sağlamasının şartlarını oluşturmakta aranmalıdır. Bu itibarla, hiçbir karşılığı olmayan SDR kredilerinin Türkiye gibi ülkeler tarafından borç diye kabul edilmesi veya bütün insanlığın, karşılığı olmayan dolarları satın alarak dünya elitine hizmet etmesinin önüne geçilmelidir.
* * *
Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun sebebi de gizliliktir. Koza olarak özel yetiştirilmiş insanlar, Türk devletinin içinde görev yapıyor ki, inanılmaz ihanetler söz konusu olabiliyor.
Türk halkının, “kim kozadır, kimin kanı bozuktur, bu kadar hırsızlık ve ihanet özel bir plan olmadan mümkün olabilir mi, devlete uzun yıllar hâkim olmuş bir çete uluslararası bir planı mı uygulamaktadır” diye düşünmesi ve bir karara varması, sonra da kararın gereğini yapması gerekir.
Türkiye, uluslararası bir plan dahilinde soyulmuştur, bütün çabalara rağmen plan uygulanmaya devam etmektedir ve asıl sebeplerin üzerine kimse yürümediği için ülke krizden krize sürüklenmektedir.
Yapıcı bir değişiklik olması için, siyasi bağnazlıklar, partizan düşünceler bir kenara bırakılmalı, her konuda tarihi gerçekler ortaya konulmalıdır.
* * *
İşte IMF, yine “memur maaşlarına zam yapmayın, üretimi düşürün, yatırımları ve büyümeyi durdurun” diyor ve Türkiye’nin bazı işadamları “IMF programı isteriz” diye tutturuyor! Ne olacak IMF programı olursa? Açlığa mahkûm ettikleri halkın kara gün için sakladığı küçük birikimlere de el koymak istiyorlar.
Hem emperyalistlerin çizdiği programı takip edeceksiniz, hem de ekonominizi kurtaracaksınız! Bu mümkün mü?
Başbakan Tayyip Erdoğan, “IMF programı ile ülkeyi karanlığa sürükleyemem” diyor! Aslında bu bir itiraftır, ama farkında değil! Önceki yıllarda uyguladığı IMF programları Türkiye’yi aydınlığa mı çıkardı sanki?
Cumhuriyet Bayramı’nda gündemimiz bu mu olmalıydı?