Gitti gidiyor!
Muhiddin Nalbantoğlu’nun eski kitap-dergi merakı, bizim Ahmet Yabuloğlu’na da sirayet etti. Son olarak “gittigidiyor.com” dan Realite adlı dergi koleksiyonunun son cildini satın almış. Yabuloğlu, “İster istemez aklıma ‘büyük devlet nasıl olunur, dünya kamuoyu nasıl oluşturulur?’ gibi sorular geliyor” diyor.
Derginin sahibi W. J. Perkins görünüyor. “Umumi neşriyatı idare eden” kişi ise Ahmet Müfit. Dergi, Süreyya Bükey Basımevi’nde basılmış.
6 Temmuz 1945 tarihli son sayıda “Realite’nin son nüshası” başlıklı yazıda, derginin Mart 1941’de, “Türk halkına İngiliz ve müttefik görüşünü objektif bir tarzda izah etmek” için çıktığı, başlangıçta Fransızca olarak yayınlanırken sonradan yazıların dörtte üçünün Türkçeleştirildiği, Türkiye’deki dergiler içinde tiraj bakımından birinci sırada bulunmakla iftihar ettikleri ancak savaşın sona ermesi üzerine yayını durdurmaya karar verdikleri bildiriliyor.
***
Nalbantoğlu, dergiyi masamda görünce ilgilendi ve aynı yıllarda İngilizlerin ayrıca “Vanguard” diye başka bir dergi daha yayınladığını, buna karşılık Almanların da Fransızca ve Türkçe ağırlıklı “Signal” dergisini çıkardığını anlattı.
Signal dergisi 25 ayrı dilde basılıyor ve İkinci Dünya Savaşı ile ilgili bilgiler veriyordu.
İngilizlerin de Almanların da Türkiye’de İngilizce veya Almanca değil de Fransızca ağırlıklı dergi çıkarmasının sebebi, o sırada Türk aydınlarının yabancı dil olarak daha çok Fransızca bilmesiydi.
Önce Vatan gazetesinde, Bulgaristan Türkleri’nden 1925 doğumlu romancı Sabri Tata ile yapılmış bir söyleşi yayınlandı. Konumuz ile ilgili olan bölümü aynen şöyle:
“Bulgaristan’da ‘Signal’ adında bir dergi çıkıyordu. Almanların çıkardığı Signal dergisinde ben Stalin’i nasıl tanıdım. Elinde kocaman bir balta, omuzlarında kılıç yani dünya kadar insan kesmiş, asmış bir adam. Paranayok derlerdi ona. Böyle bir katil gösteriliyordu Stalin. Bu dergi Stalin’in bütün kirli gömleklerini meydana çıkarmıştı. Stalin’in içeride ve cephede ne kadar insanı öldürttüğü, milyonlarca insanı Sibirya’ya sürdürttüğü bütün ayrıntılarıyla anlatılıyordu. Tabii Sovyet askerleri Bulgaristan’a henüz gelmemişti.”
***
İngiliz dergisi Realite, İngiltere ordusunun propagandasını yapıyordu. 30 Mayıs 1945 tarihli sayıda, “Kurtarılan binlerce müttefik harp esiri İstanbul’dan geçiyor” başlıklı bir haber gibi:
“Geçenlerde üç İngiliz gemisi İstanbul limanına ağır ağır girerek Dolmabahçe Sarayı önlerinde demir atmıştı. Bu gemilerden biri eskiden lüks bir transatlantikti. Bu gemide, Fransa muharebeleri sırasında müttefikler tarafından kurtarılan 38 bin Sovyet harp esiri bulunuyordu. Daha küçük olan öteki iki gemide de 3200 Sovyet askeri vardı.”
Kapakta geminin güvertesinde yakışıklı bir İngiliz hava teğmeninin, haber sayfalarında ise “müttefikler tarafından kurtarılan esir Rus kadınlarının” fotoğrafları bulunuyor.
***
Savaş bugün de devam ediyor ki Amerikan ve Avrupa istihbarat örgütleri, İslâm ülkelerinde ve Türkiye’de gazeteci satın alıp kitap yazdırmaktan başlayıp işi gazete ve televizyon kanalı satın almaya kadar götürebildi. Gerçi satın almasalar da Türkiye basını içinde, ötedenberi çürümüş kapitalizmin çürümüş fikirlerini gönüllü olarak tekrar eden bir papağan güruhu var zaten!
Bugün Türkiye’nin eski ve güçlü gazeteleri, Türklerin yoğun olduğu Almanya’da baskı yapabiliyor ama bunun dışında, Türklerin olduğu her yerde ve Türk Dünyası’nın her köşesinde çıkan gazetelerimiz de var. Türk Dünyası’nda belirlenmiş konularda kamuoyu oluşturmak içindir herhalde..