Gerçek Ergenekoncu!

Ergenekon Davası’na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanlığını yaptığı sırada görevden alınan hakim Köksal Şengün, odatv’ye konuştu ve “Bu davada ‘derin devlet’çözülmedi. Türkiye’nin tarihindeki cinayetleri kimlerin yaptığı, kimlerin emir verdiği ortaya çıktı mı? Daha iddianamede bile, bir tek faili meçhul cinayetin deliller eşliğinde kimseye ithaf edildiğini görebildiniz mi? Danıştay cinayeti davasında Osman Yıldırım’la Ankara’da kimler, neden görüştü? Bu dava neden Yargıtay tarafından Ergenekon Davası’na verildi?” dedi.
İşte bizim yıllardan beri her vesileyle sorduğumuz, ancak kimsenin üzerinde durmadığı sorular bunlardır.

***


20 Aralık 2007 tarihinde, “Muhalefetin üzerine yıkılacak eylemler ve Gladio!” başlığı altında İtalya’nın Eski Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga’nın açıklamalarına yer vermiştik. Cossiga, 60, 70 ve 80’lerde Avrupa’daki bombalama olaylarından sorumlu tutulan ve temel uzmanlık alanı ülkelerdeki yerel politik muhalefetin üzerine yıkılacak eylemler gerçekleştirmek olan NATO himayesindeki Gladio örgütünün varlığını ifşa etmişti.
Biz de “Türkiye’nin yakın tarihi de bu tür olaylarla doludur. Hatırlarsanız, Cumhuriyet gazetesine saldırı, Danıştay baskını, Rahip Santoro’nun, Hırant Dink’in ve Malatya’da misyonerlerin öldürülmeleri, hükümet ve yardakçı basın tarafından ulusalcıların veya milliyetçilerin üzerine yıkılmak istenmişti. Ancak, bugün herkes görüyor ki işin içinde derin bağlantılar var!” yorumunu yapmıştık. Altı senedir bu olayların arka planındaki güçlerin üzerine gidildi mi? Hayır, cinayetler üç-beş çocuğun üzerine fatura edildi!


***


Danıştay cinayetinde, avukat Zeynep Küçük’ün, “Alparslan Arslan, silahları ondan aldı” dediği Süleyman Esen beraat etti, Cumhuriyet gazetesine bomba atılmasını organize eden “Osmanım” tahliye edildi. Osman Yıldırım’ın Ankara’da kimlerle, hangi avukat ve savcılarla ve dolaylı olarak hangi gazeteciyle görüştüğü belli. Osman, bu sürecin sonunda hem hem gizli tanık oluyor hem normal tanık. Savcılar her iki ifadenin birbirini teyit etmesini delil olarak kullanıyor!
Kısacası, her olayın arkasında devletin içinden birilerinin aklı ve yönlendirmesi var. Bu akıl ve yönlendirme sayesinde, Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan’ın söylediği gibi “cumhuriyet tarihinin en büyük hesaplaşması” yapılabildi.
İşlerin nasıl bu hale getirildiği, uzman bir istihbaratçı olan Mahir Kaynak’ın 6 yıl önce verdiği bilgilerden bellidir:
“Bir örgüt, karşı olduğu örgütün suçlanmasını sağlayacak eylemler yapar, zaten bunu kabule hazır olan kamuoyu hemen ileri sürülen iddiayı kabul eder.
Bazen başlangıçta böyle bir örgüt olmasa bile hayali bir örgüt yaratılarak eylemlere onun imzası atılır. Operasyonu yapan güç, bu örgütün arkasına saklanarak istediği sonuçları elde eder.”


***


İşte olmayan Ergenekon örgütü böyle yaratıldı. Eylemlere, karakoldaki tutanaktan sonra imha edilen Ümraniye bombalarına, sanığın gözaltına alındığı günün gazetelerine sarılmış Zir Vadisi bombalarına Ergenekon imzası atıldı ve istenen sonuç elde edildi. Türk Ordusu’nda, yargıda, üniversitelerde ve medyada büyük tasfiye yapıldı..
Bu arada, gerçek bir Ergenekoncu, Kazım Mirşan’ın bilimsel bakışından hareket ederek Türklüğün 30 bin yıllık kültürel şifrelerini görsel olarak dünyanın gündemine sunan, Tanrı Dağları ile Hakkari’nin Gevaruk Yaylası’nda bulunan kaya resimlerindeki Türk tamgalarının, yani alfabeye temel teşkil eden sembollerin aynılığını ortaya çıkaran, dostum, yol arkadaşım Servet Somuncuoğlu’nu kaybettik. Allah rahmet eylesin.

Yazarın Diğer Yazıları