Gerçek demokrasi için tek yolu seçim
Bugün Cumhuriyet Bayramı... Gazi Mustafa Kemal Atatürk''ün büyük Türk milletine armağan ve emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti 97. Yaşında. Ne mutlu bize ne mutlu Türküm diyene...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuşkusuz ilelebet yaşayacaktır.
Ama nasıl?
Cumhuriyetimizin olmazsa olmazları bu durumda iken mi?
Anayasamızın giriş bölümü uzmanlar tarafından çok konuşulmaz, medya tarafından da fazlaca ele alınmaz.
Gelin birlikte dikkatlice okuyalım, madde madde değerlendirelim.
"Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti''nin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk''ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O''nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;
- Atatürk''ün belirlediği, inkılap ve ilkeleri var mı?
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyeti''nin ebedi varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Soruyorum; Bu azim var mı?
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milleti''ne ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
- Soruyorum; Hürriyetçi demokrasi ve hukuk düzeni var mı?
Kuvvetler ayrımının, devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
- Soruyorum; Kuvvetler ayrımı var mı?
Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
- Soruyorum; Laiklik ve din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılmaması var mı?
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
- Soruyorum; Temel hak ve hürriyetler, eşitlik ve sosyal adalet var m?
Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
- Soruyorum; "Yurtta sulh, cihanda sulh" nimet ve külfetlerde eşitlik ile huzurlu bir hayat var mı?
Fikir, inanç ve kararıyla anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
Türk Milleti tarafından, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.
- Soruyorum; Anayasayı sadakatle uygulama ve demokrasi var mı?
Değerli okurlarım,
Cumhuriyet;
- Eğer demokrasi ile taçlanmazsa,
- Anayasa''nın kuvvetler ayrılığı ilkesi askıya alındıysa,
- Anayasa Mahkemesi kararları, Anayasayı koruyamıyorsa,
- Türkiye Büyük Millet Meclisi''nin yasama yetkisi bölünüyorsa ve denetleme yetkisi sınırlandırıldıysa,
- Bakanlar milletin vekilleri değil, sarayın memurları ise,
- Basın özgürlüğü baskı altında ise,
- Sendikal haklar yok ediliyorsa,
- Yargı hukuki değil siyasi kararlar veriyorsa,
- İnsanlar işsiz ve fakr-ı zaruret içinde ise,
- Milletin vergileri ile 5 milyon sığınmacı beslenirken büyük Türk Milleti için işsizlik zirve yaptıysa,
- Enflasyon önlenemiyor, ekmek askıya çıkarılıyorsa,
- Hazine ve Maliye Bakanı "döviz" kurlarına bakmıyorsa,
- İcra ve iflas dosyaları tarihi seviyelere yükseldi ise,
- Cemaat ve tarikatlar devlet içinde yuvalandırılıyorsa,
- Ülke kahpe bir darbe girişimine 15 Temmuz''da maruz kaldı ise,
- Kentlere "İhanet" edenler, icraatlarında, "Hata yaptım Rabbim ve milletim affetsin" diyenler hala iktidarda ise,
- Saray ve yandaşları iş hayatının ve devlet imkanlarının kaymağını defalarca yiyorlarsa,
Cumhuriyet Bayramı''nı nasıl coşku ile kutlayacağız?
Değerli okurlarım,
Bütün bu sorunları düzeltmenin tek yolu gerçek demokrasidir.
Gerçek demokrasinin tek yolu seçimdir.
Büyük Türk milleti feraseti ile hem Cumhuriyete, hem Atatürk ilke ve devrimlerine hem de demokrasiye sahip çıkacaktır.
Cumhuriyeti lafta değil, icraatla kutlayacağımız günler umudu ile diyorum ki;
Cumhuriyetimizin 97. yılı kutlu olsun…