Pazar neşesi
Eş, dost, akraba, arkadaş ve bazı okurlarım diyor ki; “Pazar günleri siyasi yazı yazma. Neşeli bir şeyler yaz.”
Okurlarım velinimetimdir.
Baş göz üstüne.
O hâlde bundan sonra pazar günleri siyaset yazmayalım ve neşemizi bulalım.
Malum, siyaset insanın içini karartıyor.
Malum, ülkemizde o kadar çok sorun var ki günde bir değil üç beş yazı yazmak lazım.
O hâlde ne iktidar ne muhalefet, siyaset yazmayayım.
İşte pazar neşeniz için kısa ve öz bir fıkra.
Bir baba ‘Sizin iyi eğitim almanızı istiyorum’ diyerek üç oğlunu üniversiteye yollamış.
Mezun olduktan sonra da onlara şöyle vasiyet etmiş:
“Okudunuz, yüksek maaşlı iş buldunuz. Karşılığında bir şey istemiyorum.
Ama teşekkür için öldüğümde tabutuma 1.000’er dolar koyarsanız sevinirim.”
Oğullardan biri doktor biri ekonomist diğeri politikacı olmuş.
Baba öldüğünde akıllarına vasiyeti gelmiş.
Doktor 20 x 50 = 1.000 dolar,
Ekonomist 10 x 100 = 1.000 dolar koymuş.
Cenaze namazı için saf tutmuşlar.
Sıra politikacı olan en küçük oğlana gelmiş.
Tabutun başında gözyaşlarıyla tekbir getirip Fatiha okurken el çabukluğu ile cebinden 3.000 dolarlık çek yaprağını çıkarıp tabuta bırakmış.
Tabuttaki 2.000 doları alıp cebine koymuş.”
Oh rahatladım ve bu pazar siyasi yazı yazmadım.