"Genel" olarak ilgilendirmez!
En başta söyleyeyim;
- Keşke Yunan kazansaydı da, aramızdaki bazıları 'hakiki' babalarıyla kucak kucağa olsalardı..
**
Bazen insanın sabrını harbiden çok zorluyorlar..
17 yıldır taarruz edilmedik değerimiz kalmadı..
Oynanmamış sinir ucumuz kalmadı..
Yıkılmadık duvarımız kalmadı..
Dikkat buyrun, şahsi bir şeyden bahsetmiyorum..
"Bizim" diyorum.. Ortak değer diyorum..
Bu arsızlığı, bu nobranlığı, bu cüreti, fıtratla, ahlakla, adapla, edeple açıklamak mümkün değil..
İnsanın bu hale gelebilmesi için, bildiğin ameliyat olması lazım..
İnsanın çip yerleştirilmeden bu hale gelmesi, vallahi de billahi de mümkün değil..
**
Fesli meczubun basit kopyalarıyla dolu dört yanımız..
Şimdiki tartışma konumuz, biliyorsunuz, Bursa'daki Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunu işgal eden kişi..
Adını şuraya yazmak, leke düşmesin diye ilmek ilmek ördüğüm bu köşeye büyük leke..
O yüzden, işgal ettiği makamla tarifleyip geçiyorum..
**
Ne diyor o kişi;
-30 Ağustos halkın "GENEL"ini ilgilendiren bir bayram değildir..
Meseleye nereden baktığınız önemli..
Çok "GENEL" bir pencereden bakıyorsanız,
Bulunduğunuz yerin penceresinde "GENEL" bir görüntü varsa,
"GENEL" olarak, "GEN"lerinizde bir sorun varsa,
30 Ağustos'u halkın "GENEL"ini ilgilendirmeyen bir bayram olarak görürsünüz..
Çünkü bizatihi kendiniz "GENEL"sinizdir.. Ve o vasfı kimseyle paylaşmak istemezsiniz..
**
Türk Milliyetçisi olduğunu iddia edenlerden şu ana kadar, "Bu kişi ne yapmak istemektedir? Nereye varmak istemektedir? 30 Ağustos'a laf edenin çürümüştür mitili, tutuşmuştur çoktan fitili" gibi bir açıklama da gelmedi..
Ama imdadıma değerli ağabeyim Şükrü Kuleyin yetişti..
Tarihten önemli bir not düşmüş;
- Puşide-i Siyah nedir biliyor musunuz?
Osmanlı'nın ilk başkenti Bursa ilimiz Yunanlılar tarafından işgal edilmiş ve belediye binasındaki Türk Bayrağı indirilerek Yunan bayrağı çekilmişti..
İmparatorluğun ilk başkenti Bursa'mızda ve devletin kurucusu Osman Gazi'nin ebedi istirahatgahında Yunan bayrağı dalgalanıyordu..
Bu durum TBMM'de görüşülürken, milletvekillerinin hıçkıra hıçkıra ağladığını gören Mustafa Kemal Atatürk;
Başkanlık kürsüsünün siyah örtü ile örtülmesini istedi..
Bu siyah örtü tarihte "Puşide-i Siyah" adıyla anıldı..
Bu, Yunan işgali bitene kadar yas ilanı demekti..
11 Eylül 1922'de, Bursa Belediye Başkanlığı'nda, Türk Bayrağı tekrar göndere çekilince, Türk Mileti'nin yası bitti ve ebedi Başkomutanın talimatıyla siyah örtü kaldırıldı..
**
Demek ki neymiş? Halkın geneli, o kente yeniden Türk Bayrağı çekilinceye kadar yas tutmuş..
Ve aramızda hala, Bursa'ya yeniden Yunan bayrağı çekilinceye kadar yasta olanlar var demek ki.. Demeyeyim de ne diyeyim Allah aşkına..
**
Biz meselenin "GENEL" olarak uhrevi yanındayız..
Meselenin "GENEL" olarak zührevi kısmıyla ilgilenenlerin ne halt ettiği de, halkın genelini ilgilendirmiyor..
24 Temmuz..
Sansürün kaldırılışının yıldönümüdür 24 Temmuz..
"Gazeteciler ve Basın Bayramı" OLARAK ADLANDIRILIR..
Dikkat buyrun, kutlanır demedim.. O eskidendi..
Türk medyasının, bu kadar alçak bir güruhun elinde oyuncak olduğu bu günlerde,
İktidar borazanlığını gazetecilik zanneden kişiliksizlerin meydanı doldurduğu bu günlerde,
Milletine yalan söyleyerek kesesini dolduran ahlaksızların hüküm sürdüğü bu günlerde,
Nasıl bayram diyeyim, nasıl kutlayayım?
**
Tek çıkışım, "GAZETECİ" kalanları selamlamak..
Ve her fırsatta dillendirdiğim şiarı tekrarlamak;
"Haber Habercinin namusudur.. Ve namus, menfaatle takaslanmaz.."