Gazeteciye psikolog indirimi!
Gazeteci Barış Pehlivan, hakkında 2020 yılında açılan ve 3 yıl 9 ay hapis cezası verilen dava kapsamında beşinci defa cezaevine girdi.
6 Mart 2020’de tutuklanan Pehlivan, cezaevinde altı ay kaldıktan sonra 9 Eylül 2020 tarihinde denetimli serbestlikle salıverilmiş, hakkında başka bir dava açıldığı gerekçesiyle geri çağrılmış ancak açık cezaevinde birkaç saat kaldıktan sonra Covid-19 izni kapsamında serbest bırakılmıştı.
Covid izni alanların cezalarını çekmiş sayılacağına dair yasa çıkarılmasına rağmen, Barış Pehlivan, kalan sekiz aylık cezasını çekmek üzere cezaevine geri çağrıldı.
Cezaevi önünde açıklama yapan Pehlivan, “Bana haftalardır bir açıklama yapılmasını istiyorum. Neden ben bu ülkenin meclisinden çıkan ve beni de kapsayan yasadan faydalandırılmıyorum?” dedi.
***
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, konu ile ilgili açıklamasında “Önce üyemiz Tele1 TV Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın ifade özgürlüğünü kullandığı için tutuklanması, ardından Tele1 TV’nin ekranlarının karartılması, son olarak da Barış Pehlivan’ın beşinci kez cezaevine girmesi Anayasal bir hak olan basın özgürlüğünün yok sayıldığını ortaya koyuyor.
Barış Pehlivan’ın tüm adi suçluların yararlandığı denetimli serbestlikten yararlandırılmaması ciddi bir haksızlıktır. Meslektaşımızın bu haktan yararlanma talebi, görmezden gelinmiştir. Adalet Bakanlığı bu haksızlığı gidermelidir. Gazetecilik tutukluluk nedeni olmamalıdır. Gazeteciler tutuksuz yargılanmalıdır. Cezaevindeki 21 tutuklu meslektaşımız bir an önce özgür bırakılmalıdır.” denildi...
Merdan Yanardağ, suç işlemediği halde cezaevinde; adaşı Merdan Aslan’ı ise kaybettik... Merdan Aslan, ülke için gayret gösteren herkese, sevgi ve takdirle yaklaşan bir ağabeydi... 68 kuşağının temel özelliklerinden biri de bu değil midir?
***
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bir psikolojik danışmanlık merkezi ile anlaşma yaptı. TGC açıklamasında, “Üyelerimiz, personelimiz ve birinci derece yakınlarının ruh sağlığı muayenelerinde yüzde 20 oranında indirim uygulanacak.” denildi.
Söz konusu psikolojik danışmanlık merkezi Bakırköy'de, Ataköy mevkisinde... Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne de çok yakın...
İktidar sayesinde gazetecilerin ruh sağlığı gerçekten bozuldu... Ergenekon sürecinde, her dalga sırasında, gazeteciler, bir tutuklanma bekleyişi içindeydi. Tutuklananlar, içeride mücadele ederken, adı geçenler, hedef gösterilenler de dışarıda daha rahatsız edici bir ruh haline sürükleniyordu. Bu durum, mesleklerini icra etmelerine de engel oluyordu. Çünkü haber için yapılan görüşmeler de suçmuş gibi gösteriliyordu. FETÖ sürecinde de bazı bürokratların başına benzer olaylar geldi... 15 Temmuz gecesi, tatildeyken, kendi görev alanıyla ilgili bir subayı telefonla arayıp, “Boğaz Köprüsü'nde ne oluyor?” diye soran bir bürokrata, kısa sürede müebbet hapis verildi! FETÖ ile hiçbir ilgisi olmayan bu bürokrat, sonunda beraat etti ama yaşadığı süreç, hayatını altüst etti...
Yine verilen emri yerine getirmek zorunda olan erler, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Darbe girişimini tezgâhlayanlar ise yakalandıkları halde serbest bırakıldı...
***
Pehlivan'ın kitaplarını yayımlayan Kırmızı Kedi Yayınevi'nin sahibi Haluk Hepkon, “Biz bu filmi daha önce de gördük, sonu iyi bitmiyor. Hukukun ve adaletin olmadığı bir ülkede hiç kimse güvende değildir” dedi...
Barış Pehlivan'ın yazıları nedeniyle mahkûm edilmesine tepki gösteren Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin de “İktidar özgür ve özgün haber peşindeki arkadaşlarımızla, propagandistleri, kalemini kiralayan ve hatta satanları asla karıştırmamalı” diye konuştu.
Kalemini satan veya kiralayanların durumunu da merak ediyorum... Çünkü gerçeği bildiği halde tam tersini söylemek ve yazmak, kısa vadede para ve mevki kazandırabilir ama insanın kişiliğini yok eder. Ruh sağlığı bozulursa tedavisi mümkündür ama kişilik bozukluğunun tedavisi yoktur!