Galatasaray'ın efsanesi Metin Kurt'un neden hep çizgide oynadığını açıkladı. Futbolun spartaküsünü Sedat Kaya yazdı
Sedat Kaya / YENİÇAĞ
Futbolun spartaküsüydü, Galatasaraylı Metin Kurt.
Yeşil sahalarda hiç yaşanmamış bir hikayenin yazarıydı.
Bugünün yaldızlı yıldızlı futbolcularından değildi.
Geldiği yeri hiç unutmamış, hep halkının içinde olmuştu.
1970'lı yıllarda "Çizgi Metin" diye tanınırdı.
Özellikle çizgide oynardı.
Bunu da şöyle açıklardı.
"Halka en yakın yer neresi? Çizgi. Ben de çizgide beklerdim. Antrenör ve idarecilerin olduğu tarafta oynamayı sevmiyorum. Kapalının önünde oynamamak için bir devre sağ açık, bir devre de sol açık oynuyorum."
Galatasaray'da başarılı olduktan sonra milli takıma seçilmişti.
İstese milyonları cebine indirirdi.
Ama onun derdi başkaydı.
Her meslekte olduğu gibi futbolda da sömürü vardı.
Futbolcular hayvan pazarında gibi alınıp, satılıyorlardı.
Hiçbir güvenceleri yoktu.
Kaderleri kulüp başkanın iki dudağı arasındaydı.
İsyanı bunaydı.
"Türkiye’de spor denince akla futbol, futbol denince de akla parmakla sayılabilecek sayıda elit futbolcu gelmekte. Sermayenin uydurduğu bu sahte ortamda sporcuların örgütlenmesi ise gereksiz görülmektedir. Oysa trilyonlar kazanan elit futbolcularla, spor emekçilerinin genelini özleştirmek, sermayenin sınıf çıkarları gereği ortaya koyduğu bilinçli bir propagandadır. Bu durum spor ve sporcu gerçeğini yansıtmamaktadır." diyordu.
Onun için "Futbol borsada değil, arsada güzeldi."
Israrla "Tabanı olmayan spor 'emek batakhanesi'dir. Bizler futbolu bir oyun olduğu için sever ve oynardık. Artık futbol, para, son model arabalar ve güzel mankenler için oynanıyor" diyordu.
Galatasaray'da para alamadıkları için ilk grevi başlatan adam oldu.
Kadro dışı bırakıldı.
Dönemin Galatasaray Başkanı Turgan Ece'ye söylediği şu sözler hiç unutulmadı.
"Galatasaray formasını ve bu formanın getirdiği ekmeği sen vermiyorsun. Ekmeğimi alın terim, sarı-kırmızılı formam ve belki de aç mide ile stadyumlara teselli aramaya koşan taraftarlarımız ve sporseverler veriyor."
Adı isyancıya çıktı, kadro dışı kaldı.
Neden diye sorulduğunda, "Galatasaray'da isyancı futbolcu yoktur, yeni fikirler ve uyanış vardır" diye cevap verdi.
Milli Takımda tüm futbolcuların imzaladığı, basını kınayan bildirinin önderiydi.
Hedefi hiç para olmadı.
Prensiplerine aykırı olduğu için 110 bin lira yerine 24 bin liraya imza attı.
Tedavi için gittiği İtalya'dan dönüşte harcamadığı 400 doları kulübe iade etti.
6 bin liralık milli maç primini "oynamadım" diye geri çevirdi.
"Atılan her gol emekçinin kalesine girmeyecek, önce sahada ter dökenler kazanacak" diyerek, ilk futbolcu sendikasını kurdu.
Rahmetli İslam Çupi'nin ifadesiyle, "Boş mukavelelere atılan imzalara ve insan uyanışının çok gerisini tarif eden manzaralara flaş ve kalem patlatanlar için Metin Kurt, futbolumuzda esmeyen kafaların üzerinde çalan bir alarm zilidir.. Metin Kurt, renk aşkı denen bir sosyal körlüğün, sırt sıvazlama denen afyonun günümüzde insan mutluluğu için yetmeyen ‘donmuş haklar’ olduğu şuuruna varmış bir isyanın kişisidir. Metin Kurt, Türkiye’de ‘futbolcu aklı aut çizgisine kadar devam eder’ şeklinde tarif edilen saha inşasının haklarına bir takım boyutlar kazandırmak istediği için sivri adam olmuştur.”
Evet sivri adam oldu.
Önce Galatasaray'dan ardından Milli Takımdan kovuldu.
Mücadelenin sol açığı sisteme yenik düştü.
Tek suçu Avrupalı futbolcuların bugünkü haklarını, 40 yıl önce dile getirmiş olmasıydı.
11 yıl önce bugün kaybettik.
Şili Ulusal Stadyumunda hiç sökülmeyen şöyle bir pankart var.
"Un Pueblo Sin Memoria es Un Pueblo sin Futuro"
Türkçesi; Hafızası olmayan bir halkın geleceği de olmaz!
METİN KURT'UN HAYAT HİKAYESİ
15 Mart 1948'de Kırklareli'de dünyaya geldi.
Futbol hayatına İzmir'in Altay kulübünde başladı. 1967 yılında transfer olduğu Tamer Güney yönetimindeki PTT'deki performansıyla Milli Takım'a çağrıldı.
1970 yılında Galatasaray ile sözleşme imzaladı. Sarı-kırmızı formayla sergilediği performansıyla dönemin önemli yıldızlarından biri oldu.
Futbol alanında ilk sendikal faaliyetleri başlatan Metin Kurt, bu gerekçeyle Galatasaray'da kadro dışı bırakıldı.
1976 yılında Kayserispor'a transfer oldu, 3 yıl sonra 31 yaşında futbol hayatını burada noktaladı.
Futbolu bırakmasının ardından aralarında Yedikule ve Eyüpspor kulüplerinin de bulunduğu çeşitli takımlarda teknik direktörlük yaptı. 26 kez A Milli, 9 kez 21 yaş altı, 2 kez de 18 yaş altı takımlar olmak üzere toplamda 37 kere Ay-Yıldızlı formayı giydi.
OYNADIĞI TAKIMLAR
1966-1967 - Altay
1967-1970 - PTT
1970-1976 - Galatasaray
1976-1979 - Kayserispor
MİLLİ TAKIM KARİYERİ
1966-1967 - Türkiye U18
1969-1970 - Türkiye U21
1968-1975 - Türkiye
TEKNİK DİREKTÖRLÜK KARİYERİ
1982-1983 - Yedikule
1992 - Eyüpspor
Metin Kurt, Profesyonel Futbolcular Derneği (PFD) ve Amatör Futbolcular Derneği (AFD) kurucuları arasında yer aldı. Eser Özaltındere'nin İstanbul başkanlığını yaptığı, Beşiktaş sorumlusunun Mehmet Ekşi, Trabzon sorumlusunun ise Şenol Güneş olduğu AFD, 12 Eylül 1980 Askeri Darbe sonrası kapatıldı.
28 Aralık 2009 günü Spor Emekçileri Sendikası (SPOR-SEN) ile yeniden sendika hareketine başladı. Kuruluş dilekçesi vererek yasal süreci başlattı ve sendikada çalışmalar yürüttü. Aralık 2010 tarihinde anlaşmazlığa düşerek SPOR-SEN'den ayrıldı.
Hak arama mücadelesini, 2012 yılında hayatını kaybetmeden kısa süre önce kurduğu Devrimci Spor Emekçileri Sendikası (SPOR EMEK-SEN) ile sürdürdü..