Young Boys'un piyasa değeri Galatasaray'ın 4'te 1'i kadar.
Avrupa arenasında adını sorsanız, çoğunluk bilmez.
En değerli oyuncusu Meschack, Sara'nın yarısı kadar bile değil.
Yaş ortalaması 23.5.
Dünkü çocuklar anlayacağınız.
En büyük başarısı 1996 tarihinde Kupa Galipleri Kupası'nda çeyrek final oynaması.
Bu sezon kendi liginde 5 maçta galibiyeti yok.
Şu an İsviçre Liginde 2 puanla sondan ikinci.
Sadece geçen hafta kupada amatör Nendaz karşısında kazanabildi.
İşte bu takım Galatasaray'ı yendi.
Şansıyla falan değil.
Katı savunma yaparak değil.
Tıkır tıkır top oynayarak yendi.
3 gol attılar.
Batshuayi oyuna girmese fark atacaktılar.
Özellikle 60 dakika
İcardili, Mertensli, Saralı, Jelertli Galatasaray'a ecel terleri döktürdüler.
O ana kadar Monteiro ile 2 gol buldu, bir o kadar kaçırdı, bir şutu da direkten döndü.
Galatasaray tel tel dökülürken Batshuyai yetişti imdada.
Çilingir oyuna girer girmez 2 golle eşitliği sağlayarak Galatasaray'ı komadan çıkardı.
Ama bir Batshuayi yetmedi galibiyete.
Yong Boys 86'da Ugrinic'in penaltı golüyle 3-2 öne geçti ve maçı galip bitirdi.
Galatasaray haftaya İstanbul'da Galatasaray gibi oynarsa eler.
Bugünkü gibi oynarsa elenir.
Çünkü Galatasaray geçen yılki görüntüsünden uzak.
Tempo yapamıyor.
O alışkın olduğumuz ön alan baskısını kuramıyor.
Geçmişteki o güvenli, o sağlam savunması açıklar veriyor.
Yeni transferler Jelert ile Sara henüz fark yaratamadılar.
Batshuayi her zaman kurtarıcı olamaz.
Bizden uyarması.
Bu arada TRT, Avrupa maçlarının yayın haklarını alarak halka büyük hizmet yaptı.
Tebrikler.
Ama bir de şu spikerlere yatırım yapsalar.
Çok konuşmak, çok bağırmak spikerlik değildir.
Öyle bir kakafoni ki, görme engelli vatandaşlarımız bile illallah demiştir.