Kupanın gerçek şampiyonları neden statlara giremedi

SEDAT KAYA / Yeniçağ

Onlar Güney Asya''dan, Afrika''dan katar katar geldiler Doho''ya.
Hepsi erkekti, dertleri sadece ekmekti.
Binlerceydiler.
Dünya Kupası için 12 yıl boyunca Katar''ın altyapısını inşa ettiler.
Metroları, hastaneleri, otoyolları, dev binaları ve o altın kaplama görkemli statları yaptılar. 
Basra Körfezi''nin cehennem sıcağında haftada 6 gün çalıştılar.
Ayda 1000 Katar Riyali, yaklaşık 275 dolarlık asgari ücrete ter döktüler.
Bazen kliması çalışmayan, bazen duşu akmayan işçi kamplarındaki konteynerlerde yaşadılar.
İşverenleri kafala denilen sömürü sistemine dayanarak,  pasaportlarına el koydu. İşi bırakıp ülkeyi terk etmesinler diye.
Binlercesi kötü çalışma koşulları nedeniyle iş cinayetlerinde öldü.
Yüzlercesi sakatlandı.
200''den fazlası intihar etti.
12 yıl ter döktükten sonra Katar''ı Dünya Kupası''na hazır ettiler.
Artık canları pahasına gerçekleştirdikleri eseri görme zamanı gelmişti.
Çoğunun hayali, alın teri akıttıkları bu turnuvayı tribünden izlemekti.
Olmadı.
Maçları tribünlerden değil, bir kriket stadının çimlerinde dev ekrandan izlemek zorunda bırakıldılar.
Çünkü yaklaşık 550 dolar olan maç biletlerini alacak paraları yoktu.
Bir maç bileti, bir aylık kazançlarının iki katıydı.
Mecburen Doho kentinin varoşlarında bulunan sanayi bölgesindeki Asia Town Kriket Stadı''nı doldurdular.
Kimi tulumuyla geldi, kimi yemeğiyle.
Kimi eskimiş tribünlere oturdu, kimi çimlere.
Maçları bizler gibi ancak televizyon izleyebildiler.
Statlar çok yakındı ama FİFA ve Katar hükümeti  bir maç biletini onlara çok gördü.
Biletlerin küçük bir bölümü düşük fiyatla onlara verilebilirdi.
Vermediler.
Kimse onları alkışlamadı, kimse takdir etmedi.
Oysa, bu Dünya Kupası''nın gerçek şampiyonları onlardı.
Bir Hindistan haber ajansında gördüm onları.
Statlara girememenin hayalkırıklığını okudum röportajlarında.
Yüreğim burkuldu.
FİFA ve ona bağlı olan UEFA''nın 11 maddelik ilkelerinin birinci maddesinde şöyle deniyor.
"Futbol temel önceliktir; futbol bir sektör, bir ürün olmaktan önce bir oyundur, futbolun izlenme keyfi bu dalın bir profesyonel iş olmasının önünde olacaktır."
10. maddesinde ise şu ifadelere yer veriliyor.
"Saygı futbolun en temel ilkesidir; bu ilke dahilinde başta ırkçılık olmak üzere insan onuruna aykırı davranışlara izin verilmeyecektir."
FİFA başkanı İnfantino iki yıldır ailesiyle birlikte Doho''da yaşıyor, bu göçmen işçilerin yaşadığı çilenin canlı şahidi.
Sanıyorum, Doho''nun varoşlarında bol bol kulakları çınlıyordur.

Yazarın Diğer Yazıları