Futbolda kazanan kim?

Milyonları ekranlara kilitleyen futbol takımları sadece yeşil sahada değil, borsada da ciddi bir rekabet içindeler. Kıran kırana rekabette kazanan 3-5 kişi.
Kaybeden milyonlar.
Örneğin Beşiktaş.
Ligde, liderin çok gerisinde.
Şampiyon olma şansı çok az.
Peki; kazanan kim?
Öncelikle milyon dolarlara alınan futbolcular.
Ve de kulüp başkanı Yıldırım Demirören.
Futbolculara fazla söze gerek yok.
Sorun; onlara o paraları verende.
Yani kulüp yöneticilerinde.
Daha açık anlatımla Demirören’de.
Başkanın açıklamasına göre kulüpten alacağı 90 milyon lira.
Borcun kaynağı, futbolcu transferleri.
Basit bir hesapla; Gaziantep’ten alınan Tabata ile İsmail’e ödenen para 14.5 milyon euro. Yaklaşık 30 milyon lira. Borcun üçte biri. Gaziantep’ten alınan diğer oyuncular hesaba katıldığında borcun yarısı ediyor.
Şimdi sormak gerekir:
Bu futbolcular bu parayı eder mi?
Cevabı, spor otoriteleri “Etmez” diye veriyor. O halde bu paralar neden verildi.
Demirören, neden Gaziantep’e yaklaşık 40 milyon liradan fazla transfer parası ödedi. Acaba Gaziantep kulüp başkanı mı çok iyi satıcı.
Yoksa Demirören mi çok kötü bir esnaf.
Ya da bilmediğimiz özel ilişkiler ve hesaplar mı var?
Borcun diğer yarısı ise; yanlış anlaşma ve yönetim sonucu gönderilen Del Bosque’ye ödenen tazminat.
Acaba; Yıldırım Demirören borcu ailesinin şirketinde yapsaydı, Erdoğan Demirören’in tavrı ne olurdu?
Yıldırım Demirören kendi şirketinde çalışsaydı, bırakın başarısız olmayı, çok başarılı olsa bir yılda kaç defa gazete ve televizyonlarda haber olurdu.
Beşiktaş’ın borsadaki seyri de ligdeki gibi. Üç beş manipülatör aralarında anlaşıyor, hisseler füze gibi yükseliyor, sonra da aynı hızla düşüyor.
Kazanan üç beş kişi.
Kaybeden binlerce küçük yatırımcı.
Gelelim Galatasaray’a
Futbolcular aynı istikrarı gösterecek olsalar, takım ligden düşecek.
Kazanan; gene futbolcular.
Ve de Adnan Polat. İlginçtir; Galatasaray güç kaybettikçe, Adnan Polat’ın işleri artıyor. Kulislerde enerji ihalelerine girip, aldığı konuşuluyor.
Galatasaray hisselerinin borsadaki seyri de, Beşiktaş hisselerinden farklı değil.
Hisselerde manipülasyon yapılmadığını söyleyecek tek bir borsacı yok.
Fenerbahçe’de de durum aynı.
Takım, yapılan pahalı transferlere rağmen şampiyonluk ipini göğüslemekten çok uzak.
Fenerbahçe’de de kazanan değişmiyor.
Futbolcular köşeyi dönerken, Aziz Yıldırım’ın yıldızı parlıyor. Hiç kimse, Aragones’e ödenen tazminatın hesabını sormuyor. Sormaya cesaret edemiyor.
Fenerbahçe hisselerindeki manipülasyon iddiaları ise halka arzından itibaren sürüyor. Sözün özü; üç büyüklerde devran hep aynı dönüyor. Başkanlar, kulübü borç batağına sürükleyerek kazançlı çıkıyor.
Aynı manipülatörler de küçük yatırımcının sırtından para kazanıyor.
Olan takımlara gönül bağlayan milyonlara oluyor.

Yazarın Diğer Yazıları