Fransa ile kriz ve Turan kapısı!

Avrupa basını, Tayyip Erdoğan'ın, İslam düşmanlığını körükleyen Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a yönelik eleştirileri konusunda Erdoğan'ı suçlarken, Türkiye dahil bütün İslam dünyasında Fransa'ya karşı tavır almayanlara iyi gözle bakılmıyor. Öyle ki Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, "Dış politikanın iç politikada kullanılması çok daha sert ve derin etkiler oluşturur. Karşı çıkmak ve uyarmak da bir o kadar zordur. Çünkü karşılığında vatan hainliği bile gündeme gelir." diye yazdı.

Kahveci, "Meydan okudukça pazarlar birer birer elimizden gidiyor. Şu anda maalesef derin bir çıkmaz içindeyiz." dedi.

Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung'da yazan Reiner Hermann da "Erdoğan'ın provokasyonları gaf değil, hesap edilerek yapılmış açıklamalar. Fransa ile gerginlikten iç politikada Almanya ile olduğundan daha fazla fayda sağlayacağını o da biliyor." görüşünde…

Anadolu Ajansı ise "Fransa, 2019'da İslam ülkelerine yaklaşık 45,8 milyar dolarlık ihracat yaparken bu ülkelerden 58 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi" başlıklı bir haber yayınladı. Tabii Fransa zararda gibi görünüyor ama ithal ürünlerini işleyip kâra geçiyor.

***

Anadolu Ajansı'nın yayınladığı "Krizlerin ürettiği çözümlerle yeni Türkiye jeopolitiği" başlıklı ve Mehmet Kancı imzalı başka bir analizde ise "ABD-Çin arasındaki 'Yeni Soğuk Savaş'ın Asya-Pasifik'teki finans piyasalarını tehlikeye atması ihtimali göz önüne alınarak alternatif bir küresel finans merkezi oluşturma gayreti İsrail tarafından 'diplomatik normalleşme' kisvesi altında pazarlanıyor. Ortaya çıkacak finans piyasası, Körfez ülkelerinin enerji gelirlerinin ancak ABD, İsrail ve Fransa onaylı ülke ve projelere aktarılmasını da beraberinde getirecektir. Türkiye'nin, inşa ettiği yeni jeopolitik kimliğin mali ayağını tasarlarken, Körfez'den doğup etki alanı Kuzey ve Doğu Afrika'ya kadar ulaşacak olan bu projeye karşı savunma, diplomasi ve enerji alanında olduğu gibi özgün çözümlerini ivedilikle geliştirmesi gerekecek" deniliyor.

Yani Türkiye ile Fransa arasındaki mücadele, sadece iç politika hedefleriyle ilgili değil…

***

"Jeopolitik" denilince, yine Anadolu Ajansı'nın geçtiği bir haberdeki ayrıntı herkesin gözünden kaçmış görünüyor…

25 Ekim tarihli habere göre İran Devrim Muhafızları Kara Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Muhammed Pakpur, ülkesinin Azerbaycan ile Ermenistan arasında çatışmaların yaşandığı kuzeybatı sınır bölgesine askeri yığınak yaptıklarını açıkladı

Bu haber, bütün medyada yayınlandı ama asıl haber ayrıntıda gizliydi…

Pakbur, asker ve teçhizat intikalinin amacını İran halkına bölgedeki gelişmeleri yakından takip ettikleri yönünde güven vermek ve "jeopolitik sınırların değişmesine karşı olduklarını ortaya koymak" olduğunu belirtti.

İran, "jeopolitik sınırların değişmezliği" derken, İran ile Ermenistan'ın komşu olma durumunun değiştirilmesine karşı olduğunu açıklamış oluyor… Çünkü Azerbaycan, Karabağ'dan sonra Zengezur koridorunda da ilerlerse Nahçıvan ile karayolu bağlantısını kurmuş olacak. Bu bağlantı, Türkiye ile Türk Dünyası'nı ve Çin'i kara ve demiryolu ile birbirine bağlayabilir. O zaman kimse İran üzerinden geçmek zorunda kalmaz.

***

Yani Fransa, İslam'a saldırırken bir "jeopolitik karar"ı uyguluyor... 30 yıldan beri, "Minsk Grubu" üyesi olarak Ermenistan'ın Karabağ'ı işgalini meşrulaştırmaya çalışırken de aynı karara uygun davranıyor.

Hani İsmet İnönü, "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de o dünyada yerini alır" demişti ya Zengezur koridoru, o yeni dünyanın kapısıdır… Çünkü o kapı, "Turan kapısı"dır...

Tabii Kemal Kılıçdaroğlu'nun sık sık işaret ettiği "Eğer sen ülke ekonomisini Londra'daki bir avuç tefeciye teslim etmişsen" tespiti de Türkiye'nin en büyük çelişkisi...

arslan-harita.jpg

Yazarın Diğer Yazıları