Flamingolar, aşılar ve ahlâki çöküş!
"Flamingolar İzmit Körfezi'ni mesken tuttu. Su ve kıyı kuşu türünün göç yolu üzerinde önemli bir istasyon olan İzmit Körfezi Sulak Alanı'nın en baskın ailesi flamingolar, havaların soğumasına rağmen buradan ayrılmıyor" gibi haberler üzerine de yorum yapabiliriz!
Aslında olması gereken de budur. Zira insanoğlunun yaşadığı sorunların temelinde doğal hayatı bozması var. Fakat kimse kendisini bundan sorumlu tutmuyor. Sonra da hava kirliliğinden, tarımda kimyasal madde kullanılmasının, canlılardaki bağışıklık sistemini bozmasından, virüslerin daha etkili hale gelmesinden şikâyet ediyoruz. Tabii virüslere insanların müdahale etmesi ihtimali de hepimizi düşündürüyor.
***
Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus ise aşıların eşitsiz dağıtımı yüzünden dünyanın 'feci bir ahlâki çöküşün eşiğinde olduğu' uyarısında bulundu.
Ghebreyesus, "Bu çöküşün faturası, dünyanın en yoksul ülkelerindeki insanların hayatlarını ve geçim kaynaklarını kaybetmesiyle ödenecek" dedi.
Peki ahlâki çöküş, aşıların eşit dağıtılmamasından mı kaynaklanıyor yoksa ondan önce Dünya Sağlık Örgütü'nün, kuş gribi ve domuz gribinde olduğu gibi bütün insanlığa uydurma veriler sunmasından yani bu örgütü yönetenlerin insanlığı uzun süreden beri aldatmasından mı?
Dünya Sağlık Örgütü'nün, eski epidemiyoloji birimi direktörü Profesör Ulrich Keil'in, "Domuz gribi salgını, ilaç üreticilerinin kârlarını artırmak için bu şirketlerle ortak olarak üretilen bir korku kampanyasıydı" itirafı halen ortada duruyor! Kuş gribi de böyleydi...
***
Bu konuda Opr. Dr. Mehmet Okan Özdemir bakın neler söylüyor:
*"PCR testi ile ilgili Mart 2020 den beri ısrarla anlattığım tek gerçek Ocak 2021 de yanlışlıkla da olsa ilk kez bir resmi kimlik tarafından, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara tarafından itiraf edildi: 'Pozitif PCR testi ile hastalık teşhisi KO-NU-LA-MAZ'
*Bu çok önemli sonuçları olan tıbbi bir hatadır hatta bu konuyu çok iyi bildiklerinden şüphe etmediğim tıp mensuplarının pandemi rezilliğini bu testin kullanımı üzerine kurgulamaları, ısrarla sürdürmeleri kasıttır ve insanlık suçudur.
*PCR testi, tespit ettiği şeyin aktif veya pasif olup olmadığını, aktif virüslerin hastalığa yeter sayıda olup olmadığını ayırt etmeksizin pozitiflerin hepsini hasta hanesine yazar, klinik muayenelerini yapmadan, yardımcı test metodlarını kullanmadan, yandaş hastalıklarını, ilaç kontrendikasyonlarının var olup olmadığını tespit etmeden hepsine birer torba ilaç vererek kullanmaya zorlarsınız.
*En vahimi de bu testin yetersizliğini ve duruma göre uyarlanabilirliğini kullanarak her yıl olduğu gibi mevsimsel gripten, kalp krizinden, zatürreden, KOAH'tan, kanserden, alzheimerden, akciğer embolisinden ölene 'virüsten öldü' diyebilirsiniz.
*Otopsiyi yasaklarsanız gerçek teşhisleri engellemiş olur, oynanan global oyunun, oluşturulan toplumsal paranoyanın, histerinin sürdürülmesini sağlarsınız.
*Sonuca giden şeytani yolda karşınıza çıkacak nadir sesleri 'komplo teorisyenleri', 'aşı karşıtları', 'cahiller', 'ajanlar' diye yaftalar, gerçek cahiller tarafından aforoz edilmelerini sağlar, elinizdeki klasik görsel medya ile sosyal medya kanallarını kullanarak onları sessize alır, yetmezse tarih boyunca edindiğiniz tecrübelerle en iyi bildiğiniz yöntemleri kullanırsınız.
*Ancak hayatınız boyunca gerçek anlamıyla hiç kavrayamamış olduğunuz olağanüstü güce; TANRI'ya rağmen bu planı yürütemezsiniz. Çünkü O'nun yolundan bir an bile ayrılmamış olan akıl ve ahlâk sahipleri geri dönüşü olmayacak bir şekilde insanlığın uyanışını başlattı: 'Tanrı'yı güldürmek istiyorsan O'na gelecekle ilgili planlarından bahset.' "