FETÖ’cüleri kim tuğgeneral yaptı?
Tayyip Erdoğan, başta güvenlik birimleri olmak üzere FETÖ'nün 40 yıldır gizlice sızdığı kurumları büyük ölçüde örgüt mensuplarından arındırdıklarını belirterek “Burada bazı sayıları sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakınız, 15 Temmuz'da Silahlı Kuvvetlerde görev yapan 32 bin 189 subayın 10 bin 468'i, yani yüzde 33'ü ordumuzdan atıldı. Kurmay subaylarda durum çok daha vahimdi. Çünkü örgütün 80'li yıllardan itibaren özellikle hedefe koyduğu ve zamanla çöreklendiği yerlerin en başında Harp Akademileri yani kurmaylık sistemi geliyordu. 1886 kurmay subayın 1524'ü yani yüzde 81'i FETÖ'den ihraç edildi." dedi.
Deniz Harp Akademisinin birinci ve ikinci sınıflarında eğitim gören kursiyerin tamamının da ilişiğinin kesildiğini dile getiren Erdoğan, benzer kararları diğer kademelerde ve birimlerde de aldıklarını, daha yapısal değişimlere gittikleri alanların olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin geniş yelpazedeki görevlerini her an icra etmesine imkân sağlayacak eğitim ve öğretim modeli oluşturduklarını anlattı.
***
Erdoğan’ın FETÖ için “40 yıldır gizlice sızdıkları” sözü doğrudur ancak FETÖ, darbe girişiminde bulunabilme gücüne 2014 ve 2015 terfileriyle ulaştı. O Yüksek Askerî Şûra toplantılarını yöneten de Tayyip Erdoğan idi.
Hatırlatmakta fayda var; daha önce de bu sütunda incelediğim gibi AKP iktidarında, TSK’ya yapılan siyasi müdahaleler sonunda, terfi sistemi bozuldu ve Türkiye’yi 15 Temmuz rezaletine sürükleyen kararlar, 2014 ve 2015 şûralarında alındı. FETÖ’cü albaylar ordudan atılmak yerine terfi ettirildi ve tugay seviyesindeki muharip birlikleri yönetir durum getirildi. Darbeyi ancak tugay komutanları yapabilirdi, bu amaçla tugay komutanlarının çoğunluğu FETÖ’cülerden seçildi.
2014 şûrasında general yapılan 19 albaydan 12'si ve 2015 şûrasında general yapılan 23 albaydan 20'si, 15 Temmuz darbesine karıştıkları gerekçesiyle TSK'dan atılmıştır!
Bu arada, terfi ettirilmediği için emekliliğini isteyen 100 tam puan sahibi Kurmay Albay Mehmet Alkanalka’nın başvuruları, Anayasa’nın 125’inci maddesine göre YAŞ terfi kararlarının yargıya kapalı olması sebebiyle dikkate alınmadı. Oysa bu madde tek bir maddelik anayasa değişikliği ile kaldırılabilirdi. Böylece Türkiye’yi 15 Temmuz’a götüren 2014 ve 2015 terfi kararları da yargıya açılabilirdi. Bunu neden yapmıyorlar? Çünkü bu kararlar bir yanılgı değil, siyasi projenin gereğiydi...
***
O projenin ne olduğu, cemaat evine resmî makam arabasıyla giden “sarıklı amiral” gerçeğini ortaya çıkaran albayın, YAŞ kararları ile kadrosuzluktan emekli edilmesiyle ortaya çıkmıştı.
Projenin nasıl sürdürüldüğünü ise Prof. Dr. Ümit Özdağ, şöyle açıklamıştı:
“Türk Silahlı Kuvvetleri, bu 20 yıl içerisinde emperyalizmin tarikatlar ve cemaatler aracılığıyla saldırdığı ana kurum oldu. TSK'yı çökertmeden Türkiye'yi çökertmek mümkün değildir. Onun için emperyalizm önce FETÖ sonra da diğer tarikatlar aracılığıyla silahlı kuvvetlerimizi tahrip etmeye devam ediyor. Bugün de bu tahribat FETÖ dönemindeki kadar alçakça devam ediyor. Türk ordusunu millî bir ordu olmaktan çıkarıp, şeyhlerin kontrolündeki bir ordu olarak organize etmeye, emperyalizmin saldırılarına direnemez hâle getirmeye çalışıyorlar.”
Irak ordusu, Amerikan saldırısı sırasında Kesnizani tarikatı vasıtasıyla ele geçirildiği için Amerikan ordusuna direnmemişti. TSK’ya uyguladıkları model de aynıdır...
***
Ülkenin ekonomisi ele geçirilince, medya, siyaset ve yargı kaleleri de zapt edildi! Türk ordusuna bu sayede kumpas kurabildiler! Halk ise “başörtülü bacılarım” söylemi üzerinden, TSK aleyhine ikna edildi. Öyle ki üniversitelerde ve TSK binalarında “planlanmış bir başörtüsü mağduriyeti” yaratanlar da bilerek veya bilmeyerek ordu aleyhine çalışmış oldu!
Devam edeceğim...