Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle federal çözümün hayal olduğu taraflarca iyice anlaşılmaya ve hazmedilmeye başlandı. Rum siyasiler ve Güney Kıbrıs medyası artık bu gerçeği görmeye, yorumlamaya başlamışken, Rum tarafında her kafadan değişik sesler çıkmaktadır. Güneyde adeta kaos vardır. Rumların esasta hedefleri bir olmakla birlikte, yöntem konusunda farklı düşünceler ortaya konmaktadır. Aşırı sağcı kesim Kıbrıs Türkünün hemen azınlık olacağı bir çözümden yana iken, özellikle AKEL gibi sol kesim ise, hedefe aşamalı bir planın uygulanmasından sonra varılmasından yana tavır almaktadır. AKEL federal bir anlaşma ile önce Türkiye'nin adadan çıkarılmasını bilahare de kafalarındaki Enosis'in gerçekleşmesi siyasetini yürütmektedir. Bilindiği üzere AKEL parti politbürosu 1967'de Enosis kararı almıştır ve halen buna göre hareket etmektedir. AKEL'i destekleyen Haravgi Gazetesi, "Taksim Kâbusu Kapıyı Çalıyor" manşeti atarken AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu da "Federasyon çözümünün terk edilmesinin taksimi gündeme getireceğini" söylemektedir.
***
Önceki gün toplanan Rum Ulusal Konsey toplantısından çıkışta yaptığı açıklamada Dayanışma Hareketi Başkanı Eleni Theoharus "Türkiye'nin, gerek örtülü konfederasyon gerek tam ayrılma şeklinde iki devlete götürecek B Planını uygulamaya koyduğunu" öne sürmüştür.
Anastasiadis'in partisi DİSİ Başkanı Neofitu, "Ulusal tsunaminin geldiğini görüyorum... Türkiye iki toplumlu iki kesimli federasyon çözümünü bertaraf etmeye ve iki devletli çözüme gitmeye çalışıyor" diye açıklama yapmıştır.
Politis gazetesi ise; 'Anastasiadis son dönemde, iki devlet çözüm ile konfederasyon arasında oynayan tezler ortaya koydu.. New York'tan döndükten sonra, federasyon çözümü konusunda hiç de iyimser konuşmadı, bu çözümden BM'de yaptığı konuşmada da söz etmedi, Türkiye ile doğrudan iletişim kanalıyla başka bir zeminde konuştuğuna işaret etti. Şu anda iki bölgeli iki toplumlu federasyonda ısrar eden tek kişi Mustafa Akıncı'dır' diye yayın yaptı.
Crans Montana'da Kıbrıs Konferansı'nın başarısızlıkla sona ermesinin ardından Federasyon çözüm modelinin çökmesiyle Kıbrıs sorununun çözümünde yeni formül arayışı hızlanmıştır.
T.C. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada gayriresmî olarak Kıbrıs Rumları ile görüştüklerini doğruladı ve onları anlamaya çalıştıklarını, bundan sonra nelerin müzakere edileceğini ve müzakerelerin çerçevesinin ne olacağını konuştuklarını söyledi.. Rum basınında yer alan iddialara göre Çavuşoğlu Anastasiadis'le New York'ta görüştü.
Akıncı ise bu durumdan rahatsız olduğunu belirten bir açıklama yaptı. Bilindiği gibi Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu iki ay kadar önce KKTC'ye yaptığı ziyarette, Akıncı, hükümet ve ana muhalefetle yaptığı görüşmede, artık "iki devletli çözümü veya konfederasyon" tezinin savunulması gerektiğini, Rum tarafının da iki devletli çözüme sıcak baktığını ortaya koymuş, ancak Akıncı ise "federasyondan başka bir çözümü görüşmeyeceğini" belirterek Türkiye ile zıtlaşma yolunu seçmişti...
***
Akıncı'nın Türkiye ile istişare etmeden kendi kafasına göre, karşılığında bir şey almadan büyük toprak tavizi içeren harita sunması, "Garantörlük tabu değildir" diyerek, Meclisin oy birliğiyle aldığı kararı çiğnemesi ve garantörlüğü pazarlık konusu yapması, Guterres belgesini müzakerelerde stratejik bir anlaşma belgesi olarak kabul etmesi, adadaki Türk nüfus oranını ¼ şeklinde dondurmayı kabul etmesi, VETO ve ayrı oy çoğunluğu haklarımızdan vazgeçmesi, çapraz oyu kabul etmesi, derogasyonlardan vazgeçmesi, Türkiye'nin güvenini kaybetmesine neden oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mecbur kalmadıkça Akıncı ile görüşmediğini ve onun yerine Özersay ile teması tercih ettiğini daha önce ilk kez bu köşede paylaşmıştım. Erdoğan New York'ta muhatabı Akıncı yerine Özersay ile görüşmüştür. Çavuşoğlu ve Özersay Rum tarafı ile gayriresmî çerçevede iki devletli çözüm konusunda nabız yoklamaktadır. Özersay bu bağlamda Rum görüşmeci Mavroyannis ile New York'ta görüştü. Daha sonra DİSİ Başkanı Neofitu ile önce New York'ta kahve içti, önceki akşam da Kıbrıs'ta yemek yedi. Özersay'ın federasyon dışındaki olası çözüm yollarını Neofitu ile görüştüğünü tahmin etmekteyim. Özersay'ın bu tür temaslarına, Dışişleri Bakanı olarak değil, HP lideri olarak devam edeceği anlaşılıyor. Rum'la yapılan hiçbir görüşmenin, sürece faydası olmayacağına inanmaktayım ancak yine de bekleyip görmekte fayda vardır. Bu arada BM Genel Sekreteri'nin geçici temsilcisi Lute'nin ve Guterres'in 15 Ekim'de yayınlaması beklenen Kıbrıs Raporu'nu da merakla bekliyorum!!!
