Farkında mısın Türkiye?
Bitlis'in Güroymak ilçesinde, "Nakşibendi Şeyhi" olarak bilinen Abdulkerim Çevik'in öldürülmesi üzerine yakalanan cinayet zanlısı Yakup Şeflekçi, "Bir kişiyle alacak-verecek sorunu yaşıyordum. Çevik'ten arabulucu olmasını istedik. Çevik kararını verdi, haksız buldum öldürdüm" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu olay üzerine "Çok hüzünlüyüm... Bir alimin ölümü bir alemin ölümüdür. Bitlis Güroymak (Norşin) Medresesi baş müderrisi Seyda Abdülkerim Çevik Allah'a yürüdü. Allah rahmet eylesin..." diye bir mesaj yayınladı.
Konuyla ilgili başka mesajlarda, "Bitlis alimlerinden Seyyid Abdulkerim Norşını hunharca şehid edildi" deniliyor.
Bir mesajda da "Allah rahmet eylesin de Norşin medresesi dediğiniz yapı nasıl bir yapıdır? Kimin denetimi ve kontrolündedir? Ne öğretir? Laik bir cumhuriyette nerede konumlandırılıyor? Allah'a yürüyen bir sürü can var, bakan olarak bu şahsı seçmenizin sebebi nedir?" diye soruluyor.
***
İçişleri Bakanı bu mesajla "Bitlis Güroymak (Norşin) Medresesi" diye bir medrese olduğunu, bu medresenin de bir baş müderrisi bulunduğunu kabul etmiş oldu.
Türkiye'de medreseler ne zaman açıldı? İlahiyat Fakülteleri'nin medreselere göre konumu nedir? Müderrisler nerede, nasıl yetişir, baş müderris nasıl olunur?
Bu sorular uzatılabilir. Yalnız, İçişleri Bakanı, böyle ifadeler kullandığına göre, Türkiye'de devranın değiştiği artık laik cumhuriyete dönüşün mümkün olmadığı kabulüyle hareket ediyor. Medreselerin varlığını kabul ettiğine göre...
***
Norşin kelimesinin Ermenice olduğu da biliniyor. Abdullah Gül, Kürt ve Ermeni açılımı sırasında Güroymak için "Norşin" adını kullanmıştı da eleştiriler üzerine "Nutuk'ta geçiyor" denilince MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İnternetten Büyük Nutku saatlerce taradık. Norşin ismine rastlayamadık. Bir yerde geçiyordu o da Atatürk bir şeyhe hitaben 'Norşin şeyhi' diyor. Başka yerde geçmiyor. Bunlar Atatürk'ü de bölücülüğe alet ediyorlar." demişti.
Tayyip Erdoğan da Bahçeli'ye cevap vermiş ve "Hani halk arasında 'Kürt açılımı' diye konuşuluyor. 'Kürt Sorunu', 'Güneydoğu Sorunu' ne derseniz deyin... İçişleri Bakanım bu işin koordinasyonunu yürütüyor. (…) Sayın Bahçeli, aç, Nutku oku... Atatürk, Güroymağa ne demiş 'Norşin' mi demiş, Güroymak mı demiş?. Oradan bunun dersini al..." diye konuşmuştu.
Bu tartışma, Konstantinopolis ve Potamya kelimeleri üzerinden de yapılmıştı ama konumuz bu değil... Neresinden bakarsanız bakın tatsız bir durum. İçişleri Bakanı, "Norşin" diyor, "medrese" diyor, "baş müderris" diyor…
***
Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkanı olarak çözüm sürecine kaktıda bulunurken dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile Şırnak'ın Silopi ilçesindeki temaslarının ardından Ankara'ya dönüşte uçakta gazetecilere açıklamalarda bulunmuş ve şöyle demişti:
"Biz bölgedeki medreselerin denetiminin yapılabildiği bir legal ortamda müfredatı, sınavları, öğreticileri, ne öğretildiği belli olan, hangi sonuçları elde ettiğimizi bize gösteren bir yapıya kavuşmasını istiyoruz. Daha doğru olacağını düşünüyoruz. Aksi takdirde bu yapıların da terör örgütü marifetince istismar edilmeye başlandığına şahit oluyoruz. Örgün eğitime alternatif yeni bir müessesenin önünü açmak anlamında anlaşılmamalı ancak zaten bir kısmı Diyanet'in Kuran kursuna dönüşerek legal statü aldılar, bizim denetimimizde eğitim hizmeti verenleri var ancak başka ne yapılabilir, bunun üzerinde durulması gerekiyor."
Bu değerlendirmeden sonra, Güneydoğu'da aynı gerekçeyle "mele"lere yeni mollalara, kuran kursu statüsünde maaş bağlanmıştı.
Hani bir ara Cumhuriyet gazetesi, "Tehlikenin farkında mısınız?" diye soruyordu ya, orada tehlike olarak görülen her şey bugün uygulamadadır…
Farkında mısın Türkiye?