Ey “alet” sistemi!

Tayyip Erdoğan, orduyu ve yargıyı hallettikten sonra daha pervasız konuşmaya ve alenen “Lazistan, Kürdistan” diyerek “eyalet sistemi” ni savunmaya başladı. Kuruluşunda AKP’ye destek vermiş bir arkadaşım bu tablo karşısında, “Halkın bu partiye artık tek bir oy bile vermesi günahtır. Hani De Gaulle’a eşi bile oy vermemişti ya, Tayyip Erdoğan’a eşinin bile oy vermemesi gerekir. Sadece ülkenin başını belaya sokmayacaklar, kendileri de bu işin altında kalacak” dedi.


***


Önünde cam ekran olmayınca Tayyip Erdoğan, ister istemez aklındakini söylüyor. Fakat, uluslararası hukuktan, anayasa hukukundan, yönetim sistemlerinden, üniter devletten, federasyondan, eyaletten o kadar habersiz ki ne konuştuğunun farkında bile değil..
Mesela “Güçlü bir Türkiye, asla eyalet sisteminden korkmamalı. Siz eyalet sisteminde de bu üniter yapıyı koruyabilirsiniz” diyebiliyor.
Bu ifadeyi kullanan kişi Türkiye’de 10 yıldır başbakanlık yapıyor!
Bir ülkede üniter yapı olursa eyalet olmaz, eyalet olursa üniter yapı olmaz.. Aslında eyalet sistemi diye bir sistem de yoktur. Federal devlet, federe devletlerden yani eyaletlerden oluşmuş bir devlettir. Üniter devlet sisteminde ise tek devlet vardır.


***


Bir de konunun Osmanlı boyutu var.. Erdoğan, “Güçlü Osmanlı’da Lazistan eyaleti var Kürdistan eyaleti var güneyde başka eyaletler var. MHP bir taraftan ’Osmanlı’nın devamıyız’diyecek ama bir taraftan da Osmanlı’nın uygulamalarına karşı çıkacak” diyor.
Birincisi mesele MHP’nin meselesi değil, bütün Türk Milleti’nin meselesi. İkincisi Rıfat Serdaroğlu’nun yazdığı gibi “Eşbaşkan, güçlü Osmanlının şu eyaletlerinin şimdi nerede olduğunu bizlere söyleyebilir mi: Cezayir Eyaleti-Habeş Eyaleti-Mısır Eyaleti-Trablusgarp Eyaleti-Tunus Eyaleti-Suriye Eyaleti-Budin Eyaleti-Girit Eyaleti-Vidin Eyaleti-Bosna Eyaleti-Manastır Eyaleti-Mora Eyaleti-Selanik Eyaleti-Kanije Eyaleti. Nerede bu eyaletler? Madem ki eyalet sistemi Osmanlı’yı güçlü tutuyordu, ne oldu da Osmanlı, elindeki eyaletlerini teker teker kaptırdı?”
Üçüncüsü, Lazistan dediği Doğu Karadeniz’in o zamanki evlatları, Sakarya’da savaşın en kötü anında canını ortaya koyarak Türk Milleti’nin kaderini değiştirmiştir.
Kürdistan dediği coğrafya ise Urfa’yı “Şanlı”, Antep’i “Gazi”, Maraş’ı “Kahraman” yapan nesillerin toprağıdır..


***


Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da anayasadan Türk kelimesini çıkarmak isteyen kimse olmadığını öne sürerek “Biz vatandaşlık tanımını daha önce de söyledik; Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Bu anlayış Türklüğü, Türk kavramını daha doğrusu, anayasadan çıkarmak anlamına gelmez. Bu fevkalade büyük bir çarpıtmadır” diyor.
O da kendisini çok akıllı, muhataplarını aptal zannediyor..
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı denilirmiş! Bu kandırmaca ile Türk Milleti’nin egemenliğini yok etmeye çalışıyorsun! Abdullah Öcalan da bu tanımı istiyor ama mesele bu topraklarda egemenlik hakkının hangi millete ait olduğudur.


***


Selahattin Demirtaş, benim de içinde olduğum aydınlar bildirisini imzalayanlar için “Bu aydınlar gelsin Hakkari meydanında o bildiriyi okusunlar. Acaba Türk milleti üst kimliği oradakileri kapsıyor mu, yerinde görsünler” dedi.
Ben Hakkari meydanında bulundum. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte gitmiştim. Bir ara meydanda halkın arasında da yürüdüm. Evet, o meydandakilerin Türk kimliğini kabul ettiğini söyleyemem. Peki bundan ne sonuç çıkarmalıyız? Hakkari’yi veya bölgeyi PKK’ya teslim mi edelim? Eyalet sistemi işte bu talebin siyasal adıdır. Eyalet demek, Amerika’nın Büyük Orta Doğu Projesi’ne “alet” olmak demektir..

Yazarın Diğer Yazıları