Evetçi ülkücüler vebal altında kalır

Bugün dünyadaki büyük savaş, Türk ve İslâm Dünyası’nın elindeki enerji kaynakları üzerinde sürmektedir. AKP, ABD’nin Büyük Ortadoğu projesinin eş başkanlığını kabul ederek Türk-İslâm dünyasında bir Truva atı rolünü üslenmiştir.
Erdoğan’ın eş başkanı olduğu Büyük Ortadoğu projesi, İngiltere’nin 100 yıl önce geliştirdiği, MOSSAD’ın güncellediği ve Bernard Lewis’in yeni bir şekil verdiği “Büyük İsrail Projesi” nin kamuflajıdır.
Erbakan’ın “AKP’ye oy vermek siyonizme oy vermektir” sözlerinin arkasında bu tespit vardır.

***


AKP, CFR denilen ırkçı emperyalist örgütün Tayyip Erdoğan’a gönderdiği gizli bir memorandum ile kurulmuş, yasa dışı bir partidir!
AKP’nin çıkardığı bütün yasalar ya AB ya da küresel sermayenin dayatmasıdır. Bu yasaların bir kısmını doğrudan yabancılar hazırlamıştır.
Fakat bütün bu gerçeklerin fazla bir anlamı yok.
Allah, milletin içinde bir topluluğun kıblesini şaşırtmaya karar vermişse, onun önüne geçecek hiçbir kuvvet yoktur!
Bakınız ülkücüler içinde de kıblesini şaşıranlar var! Bu arkadaşlar, sanki 12 Eylül’den intikam alınacakmış gibi bir duyguyla hareket ediyor. Ancak Anayasa değişikliklerine evet demekle Türkiye’yi özerk devletçiklere bölen bir yolu açmış olacaklar. Bu vebali, bu utancı, nesiller boyu taşıyabilirler..

***

AKP’nin bugüne kadar İslâm dinine de hiçbir hizmeti olmadı. Bütün hizmetleri Amerika ve dünyayı yöneten Evangelizm mezhebine mensup bir kadroyadır.
“Hıristiyan Siyonistler” diye de bilinen Evangelizm mezhebinin başındaki kişiler, Erdoğan’ın bu hizmetlerini unutmamıştır. New York’ta “Amerikan Musevi Komitesi” tarafından Erdoğan’a “Cesaret Ödülü” verilmiştir.
AKP’yi “İslâm devleti kurmak istiyorlar, şeriatı getirmek istiyorlar” diye suçlayanlar da Hıristiyan Siyonistlere hizmet ediyor. Çünkü AKP’nin şeriat getirmek gibi bir derdi yok. AKP, Hıristiyan Siyonistlerin şeriatını uyguluyor.

***

Evet oyu verecek ülkücüler, AKP’nin, dünyayı “tek devlet, tek din ve tek pazar” ile yönetmek isteyen bir avuç Evangeliste hizmet ettiğini bilmiyor mu?
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül bugüne kadar açıkça küresel güçlerin Türkiye içindeki propagandasını yapmış, onların ağzıyla konuşmuşlar, bütün dayatmalarını yerine getirmeye çalışmışlardır.
Dolayısıyla İslâm devleti kurmak şöyle dursun, bütün İslâm dünyasının temel dayanağı olan Türkiye Cumhuriyeti’ni Yeni Dünya Düzeni’nin emrine vermişlerdir.
Hıristo-Yahudi pazarının kriterlerini uygulamak için Türk Anayasası’nı delik deşik eden bu kadronun savaşı, sadece Türklük ile değil aynı zamanda İslâm iledir!
Nitekim Erdoğan, bu konuyu izah ederken, “Türkiye’nin dışında bir ülkenin yaklaşımı, bölgede karşı tepki alacaktır. Bu, ABD için değerlendirmeye değer bir zenginliktir” demiştir.
Yani Türkiye’nin ABD tarafından İslâm Dünyası’na bir “Truva atı” olarak sokulmasını kabul ediyor, bu rolü üstleniyor, “Bizi kullanın” demiş oluyor.
Mesele sadece Türkler’in değil, bütün milletlerin Truva atı şeklindeki yeni ve küresel bir saldırı ile karşı karşıya bulunmaları ve saldırının niteliğini anlayıp karşı saldırıya geçmezlerse, köle haline geleceklerini görmeleri...
Çözüm, önce beynimizden, sonra derneğimizden, partimizden, medyamızdan, iş dünyamızdan, devletimizden Truva atlarını söküp atmak ve kendi programımızı uygulamaktır...

Yazarın Diğer Yazıları