Evde ekmek yapma makinesi ne demek?

Anadolu Ajansı’nın Adana bürosundan Barış Gündoğan, ekmek yapma makinelerini haber yapmış. Haber, “Artan ekmek fiyatları ile birlikte, maliyette yüzde 40’a varan tasarruf sağlayan ekmek yapma makineleri mutfakların yeni gözdesi oluyor. Ekmek pişirme konusunda fazla bilgi gerektirmeyen makineler, istenilen zamanda ve ölçüde ekmeği hazır hale getirirken, marmelat, reçel, kek ve çorba da hazırlıyor” diye başlıyor.
Gündoğan, “Küçük ev aletleri üreten firmalar tarafından bir kaç yıl önce piyasaya sunulan ekmek yapma makinelerine olan talep her geçen yıl artıyor” bilgisini de veriyor.
Eskiden köylerde hemen herkes ekmeğini evde yapardı. Evlerde tandır veya fırın vardı. Bunlar da yoksa, ateş yakıp kızdırdığınız taşın üzerinde sac ekmeği yapabilirdiniz.
Yeniden evde ekmek yapmaya dönüşün anlamını iyi düşünmemiz gerekir! Ekmek yapma makinelerinin bir piyasası da oluştuğuna göre vatandaşın temel gıda maddesi olan ekmek alımında bile zorlandığını görmek zorundayız.

* * *

Diğer taraftan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Buğday fiyatı belirlenirken kapı kolu değil, girdi maliyetlerindeki artışlar dikkate alınmalı” dedi ve geçen yıl yaşanan kuraklığın,Türkiye’yi ve buğday üreticilerini sıkıntıya soktuğunu ifade etti.
Ekim ayından sonra dünya buğday fiyatlarındaki hızlı artış karşısında içerideki arz açığını ithalatla kapatmanın Türkiye’ye pahalıya malolduğunu belirten Bayraktar, bu süreçte, çiftçinin ürününü düşük fiyata elinden çıkardığını, un başta olmak üzere ekmek ve unlu mamullere gelen zamların tüm tüketiciyi olumsuz etkilediğini bildirdi.
Bayraktar, 2000’li yıllarda Türkiye’de buğday ekim alanlarında bir milyon hektara yakın bir daralma olduğunu hatırlatarak, Üretimin artırılmasını desteklemekten başka çare olmadığını söyledi. Bayraktar, Türkiye’nin, desteklenmesi durumunda 25 milyon ton buğday üretebileceğine işaret etti.

* * *


Evde ekmek yaparak maliyeti bireysel olarak düşünebilirsiniz ama dünyadaki gıda krizi ve bu yılki kuraklık ve buğday ekim alanlarının daraltılması sonucunda buğday ve ekmek fiyatları yukarı doğru gidecek. Çiftçiye kârını vermezseniz, durum daha da kötüye gider.
İşte Devlet Bakanı Mehmet Şimşek de “Dünyada büyük bir gıda krizi var. Türkiye’nin bu gıda krizine karşılık en önemli stratejisi, GAP gibi bölgesel kalkınma projelerinin hızlandırılmasıdır” diyor.
Hızlandırma derken GAP’ı da satabilirler ve Türkiye’nin bütün emeğini yabancılara devredebilirler. Bu konuda Yabancı Sermaye Derneği’nin öncülüğünde hazırlıklar yapıldığını daha önceleri yazmıştık.

* * *


Hani “can boğazdan gelir” diye bir ata sözümüz var ya; artık mesele ekmeğe kadar geldiğine göre Türk halkının boğazına çökülmüş demektir.
Yanlış tarım politikaları, Türk halkını açlıkla karşı karşıya bırakabilecek noktaya geldi, dayandı.
Erzurum’da konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici, “2001-2002 yılında güya büyük bir kriz yaşadık değil mi? Şu anda protesto edilen senet sayısı, 2001 yılında protesto edilen senet sayısının 2 katına çıktı. Köylünün pancarını, buğdayını, güvenliğini, fabrikasını, bağımsızlığını çalıyorlar” dedi.
Haklı ama, çalanları sadece AKP’de aramak da doğru bir yaklaşım değil!
Şeker yasasını, tütün yasasını, buğday ekim alanlarını sınırlama yasasını kim çıkardı?
Bakın Antalya Bölgesi HayvancılıkKooperatifleri Birlik Başkanı Hüseyin Simav, süt fiyatlarında son birkaç ayda düşüş yaşandığını belirterek, üreticinin zor durumda olduğunu bildiriyor! Neden acaba?
Neyse ki Süleyman Demirel Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Özek’ten müjdeli bir haber var. Özek, verimli hidrojen üretiminde başarılı olmaları durumunda şimdiki LPG istasyonlarının yerini hidrojen istasyonlarının alacağını, araçlardan da zehirli gazlar yerine saf su çıkacağını bildirdi.
Hadi hayırlısı...

Yazarın Diğer Yazıları