Erlerin oy kullanması ve seçilme yaşı
Geçen hafta TSK’da muvazzaf kadronun oy kullanabildiği, ancak erbaş ve erlerin kullanamadığı, bunun bir haksızlık olduğunu açıklanmış, erbaş ve erlerin de oy kullanmasının önünün açılması gerektiğini söylenmiştir. Ayrıca seçilme yaşının da 18’e indirileceği beyan edilmiştir. Bunların da demokratik bir hak olduğu, mevcut uygulamaların ileri demokrasiyle bağdaşmadığı beyan edilmiştir. Seçilme yaşıyla ilgili gerekli anayasa değişiklik çalışmalarına başlandığı da açıklanmıştır.
Bu uygulamaların uygun olup olmadığını değerlendirebilmek için, öncelikle geçmiş uygulamaların ve halen yürürlükte olan uygulamaların gerekçelerinin incelenmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir.
***
Seçimlerde TSK mensuplarının oy kullanmaması yeni bir konu değildir. Geçmişte de buna benzer şekilde uygulamalar olmuştur. Hatta 1961’den önce muvazzaf kadro da oy kullanmazken, bu tarihte kabul edilen yeni anayasa ile muvazzaf kadro oy kullanmaya başlamış, ancak mecburi askerlik hizmetini ifa etmekte olanların oy kullanmaması uygulamasına devam edilmiştir.
TSK mensubu olanların seçimlerde oy kullanmamasının esas sebebi, kışlaya siyasetin sokulmaması düşüncesidir. Bugüne kadar TSK, siyasetin dışında kalmaya özen göstermiş, bir siyasi partiyle anılmak istenmemiştir. Genelde toplu halde bulunan ve anayasa ve yasalarla tayin edilmiş görevlerini icra etme gayreti içinde olan silahlı bir örgütün, siyasi münakaşalar içine girmesinin mahsurlar yaratacağı, disiplinin bozulacağı, karşılıklı güven duygularının sarsılacağı ve oy kullanmada baskı unsurunun söz konusu olabileceği kaygıları, bu yönde bir uygulamayı zaruri hale getirmiştir.
1961 yılından itibaren muvazzaf kadronun seçimlerde oy kullanmasına imkân verilmesinin; muvazzaf kadronun esasını teşkil eden subay ve astsubayların, gelinen kültür seviyesi itibariyle siyaseti kışlanın içine sokmama hassasiyetine ulaştıkları, genelde mecburi askerlik hizmetini yapanlar gibi toplu halde hizmet vermedikleri ve bireysel olarak hareket edebilme özelliğine sahip oldukları düşüncelerinin dikkate alınmasından kaynaklandığı değerlendirilmektedir.
***
Erbaş ve erlere seçimlerde oy kullanabilme hakkının verilmesi halinde, bu uygulamanın propaganda sürecinin de dikkate alınması gerekir. Bu süreçte hizmet alanında, ihtiyaçların karşılandığı ortamlarda ve her faaliyette birlikte olan erbaş ve erlerin, karşılıklı fikirlerini ortaya koyacakları, istemeden de olsa bunun münakaşaya kadar gidebileceği ve kışla içinde hoşnutsuzluklar çıkabileceği hesaba katılmalıdır. Hatta kışla içinde siyasi taraflılığın ve söylemlerin süreklilik gösterebileceği de düşünülmelidir.
Böyle bir ortamın disiplini bozması, kutuplaşma yaratması ve görevin ifasını riske atması tehlikeleri mevcuttur. Oy kullanılmasının kışla dışında yapılması bu sakıncaları ortadan kaldırmayacaktır.
Ayrıca erbaş ve erlerin toplu olarak emir komuta altında bulunması, onlar üzerinde siyasi baskı ve telkinlerin yapılabilmesi ihtimali ve şüphelerini de beraberinde getirecektir. Böyle olmasa dahi, çıkan sonuçlara göre çeşitli yorumların yapılabileceği ve TSK mensuplarını zan altında bırakabilecek görüşler belirtilebileceği de göz önünde tutulmalıdır.
Her zaman için sorun yaratacak böyle bir uygulamanın, TSK’nın itibarının zedelenmesi için fırsatlar arandığı bir ortamda gündeme getirilmesi, sorunları daha da artıracaktır. Bu durumun TSK’nın disiplin, moral ve motivasyonuna olumsuz etkileri olacaktır. Demokrasiyi ilerleteceğim derken, ona gölge düşürülmesiyle de karşı karşıya kalınması mümkündür.
***
Diğer bir konu da seçilme yaşının 18’e düşürülmesidir. Seçmene bireysel seçme hakkı verildiği taktirde, 18 yaşındaki bir gencin kendisini yönetmesini isteyip istemeyeceğine dikkat etmek gerekir. Zannederim seçmen buna olumlu bakmayacaktır. Ancak siyasi partiler bunu listelerine koydukları zaman seçmen, tercih edeceği siyasi partiden dolayı mecburen bu genci de seçmek durumunda kalacaktır.
Askerliğini dahi yapmamış, eğitimini arzu edilen düzeyde tamamlayamamış bir şahsın, yasaları değerlendirebilecek ve ülkeyi yönetebilecek seviyede olabileceğini düşünmenin söz konusu olamayacağı değerlendirilmektedir. Anadolu’da askerliğini yapmamış olana kız dahi verilemeyeceği şeklinde bir geleneğe sahip olan toplumun bunu hangi gerekçeyle kabullenebileceği anlaşılamamaktadır. Gençliğe güvenmekle ona çok erken yaşta ülke yönetimini teslim etmek, farklı hususlardır. Karar vermede etki altında kalması kaçınılmaz görülmektedir.
***
Silâh altında bulunan erbaş ve erlere, askeri öğrencilere seçimlerde oy kullanmasına imkân yaratılmasının ve seçilme yaşının 18’e düşürülmesinin, yaratacağı sakıncalar göz önünde tutularak bir kere daha gözden geçirilmesinde ve bu yanlıştan dönülmesinde fayda görülmektedir.