Erkin Koray’ın uyarısı ve “Aaaa, kuşa bak” politikası!
Ekonomi kötüye gidince, iktidarlar halkın soyulmasını örtmek için gündem değiştirir. Doğrudan örnek versem, önyargılar sebebiyle doğru anlaşılmayacak! Artık gazetecilik kaygısı taşıyan ve gerçekleri ortaya çıkarmak için çabalayan da çok az. Çoğunluk, olaylara fanatik taraftar gözlüğüyle bakıyor.
Fanatik taraftar gözlüğü, adil bir gözlük değildir. Zira fanatik taraftar, takımı aleyhine verilen kararın doğru olup olmadığına bakmaz. Karar, takımının aleyhine ise hakem aleyhinde, malum sloganı atmaya başlar! Oysa ortada bir yamukluk varsa, hakemde değil, gerçeği çarpıtandadır!
Bazen fanatik taraftarın tuttuğu takımın gücü, gol atmaya yetmez. O zaman fanatik taraftar, “vur, kır parçala, bu maçı kazan” diye bağırır! “Takımım kötü oynuyor, bu oyunla galip gelmek mümkün değildir” diye düşünmez. Amaca ulaşmak için gayrimeşru yolları da meşru sayar.
***
Siyasi fanatikler, tıpkı futbol fanatikleri gibidir. Rakip partilerin lider kadrosu hakkında her türlü iftiranın atılmasına destek verirler. İddiaların iftira olduğunu bilir ama doğru olduğunu savunurlar.
İşte bu gürültü patırtı sırasında doğruyu söylemekten başka bir amacı olmayanların sesi de siyasi fanatikler tarafından boğulmak istenir. Doğruların söylenmesi ve kabul görmesi, fanatiklerin tuttuğu siyasi takımın kaybetmesine yol açabileceğinden, bu ihtimal onları çileden çıkarır. Zira takımın kaybetmesi, çıkar düzenlerinin bozulması demektir...
Fanatikler her zaman kötü niyetli olmasa bile herkesi kendileri gibi zanneder. Bu sebeple, doğruyu söyleyenleri kendi karşıtları ile özdeşleştirerek cevap verirler. Oysa doğruyu arayanın, taraftarlığı yoktur!
***
Fanatiklik bir ruh halidir, toplumsallaştığı zaman halkın sağduyusu kaybolur. O zaman ülkede adalet ve huzur kalmaz...
Dışarıdan örnek vereyim. ABD’deki yönetim, küreselci bir ideolojiye göre hareket ediyor. Başlıca hedefleri, dünya nüfusunu azaltmak! Bu hedefe ulaşmak için ilaç sektörünü kullanıyorlar. Çocukların cinsiyet değiştirmesinin bir hak olduğunu savunuyorlar! Okullarda eşcinsellik eğitimi veriyorlar. Bu programlara karşı çıkanları da çeşitli yaftalarla suçluyorlar! Yani doğal olanı savunmayı suç gibi gösteriyorlar...
Yönetim, başı sıkışınca da “Tanımlanamayan uçan cisimlerin dünyayı ziyaret ettiğine” dair haberlerin gündemi işgal etmesi için ABD ordusunda görev almış istihbarat yetkililerini konuşturuyor. Bunlardan biri de hükümetin elinde “tanımlanamayan ve insan kaynaklı olmayan araçların olduğunu” hatta bu araçlardan birinden “insanlara ait olmayan organik canlı bileşenleri” çıktığını iddia etti. Hani, “Aaaa, kuşa bak” dediği kişinin cüzdanını çalan hırsız gibi...
***
Türkiye’de de insanlar başı sıkışan iktidar tarafından bir seçim döneminde, tabanı olmayan uzay programı ile aldatıldı. Bir taraftan küreselcilerin dayatmalarına uygun adım hareket ederken, diğer taraftan gerçekten başarı olan İHA ve SİHA’ları öne çıkararak, 10 milyon emekliyi açlığa mahkûm etmelerine gerekçe ürettiler. Yetmeyince de ekonomide program üzerine program açıklama oyununa geri döndüler. Şimdi de “Orta Vadeli Program”dan bahsediyorlar. Kısaca OVP yani, “Aaaa, kuşa bak” programı...
Bunları söylediğinizde de fanatikleşmiş insanlar harekete geçiyor, “Kemal gelse daha iyi mi olacaktı?” diyor! Benim derdim, “Ahmet gitsin, Mehmet gelsin” değil ki... “Kuşa bak” diye aldatılanlar, bunu anlayamıyor...
***
Erkin Koray, bu çarpık dünya düzeninin nasıl sürdürüldüğünü çok iyi bilen değerli bir sanatçımızdı... Allah rahmet eylesin. Yeniçağ, Erkin Koray’ın TRT'deki bir programda gençlere verdiği tavsiyeleri haber yaptı... Koray, “Dışarıdan gelen düşman kendi milletini savunacak o diyecek 'ben milliyetçiyim' ama bize sıra gelince biz milliyetçi olmayacağız veyahut da ulusalcı olmayacağız... Böyle şey yok. Lütfen birbirinizle birleşin, tek yumruk olun ve milliyetçiliğinizi lütfen kaybetmeyin. Çünkü bunu kaybetmeye başladığınız zaman evinizi de kaybediyorsunuz demektir.” demiş...
Bizim söylediğimiz de özetle bundan ibarettir:
“Evinizi kaybediyorsunuz!”