Ergenekon'dan nasıl çıkılır?
21 Mart 1993 günü Antalya’da toplanan Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı’nda, Ergenekon efsanesini anlatan bir film gösterildikten sonra dönemin Çeçen-İnguş Cumhuriyeti Başbakanı Yevgeni Mamadoyev, Ergenekon’un kendileri için ne anlama geldiğini anlatmıştı:
“Burada hepimiz bir defa daha gördük; Türklerin Ergenekon’dan dünyaya nasıl dağıldığını, kurdun yol göstermesini, demir dağların eritilmesini seyrettik, sembolik de olsa hepimiz burada yeniden demir dövdük.
O kurt, o sembolik kurt, o yol gösteren bozkurt, Türk Milleti’ni bugüne getirdikten sonra, gece mehtapta yavruladığı sıralarda Çeçenlere de yol gösterdi. Çeçenler de o kurtarıcı kurdu aynen hatırlamakta ve İstiklal Marşı’nda yaşatmaktadır.
Azerbaycan’dan, Kazakistan’dan, Kırgızistan’dan, Özbekistan’dan, Türkmenistan’dan ve bütün Türk yurtlarından gelen kardeşlerimin ve Türkiye Türklerinin simasına bakınca görüyorum ki simamız da aynıdır, simamız da kurt simasıdır, kültürümüz, gelenek ve göreneğimiz birdir. Onun için biz de büyük Türk ulusu ile beraberiz.”
* * *
Kırgız temsilci Tölögön Kasımbegov, aynı kurultayda “Ulusun ulu yolu olur” sözünü hatırlatmış ve “Oğuz Han da, Manas da genel Türk Birliği için çaba sarf etmişti. O ulu zamanlardan sonra Türk halkları sayısız imparatorluklar, devletler kurdu. Son zamanlarda ise ulusun birliği dağılınca bir kısmımız baskılar altında yaşamaya çalıştık. İşte şimdi ulusun ulu yolu yeniden başlıyor. Çin’in, Rus’un, İran’ın, Arabistan’ın arasında kalan Türkistan halkının bir temsilcisi olarak kendi kültürümüzün, kendi düşünce yapımızın ve bununla birlikte kendi ana yurdumuzun simgesi olan Ak Kalpağı huzurlarınıza getirmiş bulunuyorum. Ulusumuzun ulu yolu bundan sonra büyüsün, gelişsin, tüm dünyaya Türk ulusunun büyüklüğünü, yüceliğini göstersin” demişti.
* * *
Türk Milleti, yol gösteren bir bozkurt, yani gerçek bir lidere sahip olduğu zaman demir dağları eriterek Ergenekon’dan çıkmasını bilmiştir.
Atatürk de o liderlerden biridir. Hatta başta Fevzi Çakmak olmak üzere bütün komutanlar Atatürk’ten Başbuğ diye bahsederlerdi.
Yusuf Koç ve Ali Koç kardeşlerin, “Türk Milliyetçi Hareketi’nin Lideri Başbuğ Atatürk” adlı eserlerinde 31 Ağustos 1935 tarihli Ulus gazetesinde yayımlanan Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın mesajı yer alıyor:
Çakmak, Atatürk’ü “ulu başbuğ” diye selâmlıyor.
Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya, bir tebliğinde naklediyor:
Ord. Prof. Dr. Fuat Köprülü, Atatürk’e Türkiyat Enstitüsü’nün ambleminin nasıl olması gerektiğini sordu. Atatürk şöyle dedi:
“Fuat Bey! Karlı Tanrı Dağları’nın önünde elinde meşale tutan bir bozkurt olsun; bu meşale genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilminin ifadesi olsun. Ergenekon’dan çıkmamızda kılavuz olan bozkurt, Türklüğün Anadolu topraklarındaki yeni devletinin kuruluşunu ifade etsin.”
* * *
Bugün, Türkiye’nin kuruluş felsefesi, Türkiye’nin toprakları ve tabii ki Türk halkı büyük bir tehdit altındadır. Tehdit, ekonomik, sosyal, siyasi ve psikolojiktir. Askeri tehdit her zaman vardır ama bu operasyonlar tamamlanmadan Türklere karşı asker kullanmaya korkuyorlar.
Bugünkü psikolojik harekât, ağırlıklı olarak Ergenekon operasyonuna dayanarak, medya üzerinden sürdürülmektedir.
Liderler işte böyle zamanlarda ortaya çıkar.
Lider, aslında milletin ortak ruhunu, tarihteki bütün nitelikleriyle beraber, kendi ruhunda taşıyan biridir. Onu lider yapan da bu özelliğidir.