Ergenekon'da 10'uncu dalga, filin hangi parçası?
Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe’nin, ekonomi çökünce, kendisini ayakta tutan askerlerine fil eti yedirmeye başladığı bildiriliyor. Sadece mısırlı yulaf peltesi verilen ve maaşlarını alamayan askerler ayaklanınca, Mugabe, ülkede doğal ortamda bulunan 100 bin filin en az yarısını besin kaynağı olarak değerlendirerek iktidarını kurtarmaya çalışıyor. Zimbabve’de İngiltere’nin canını sıkan bir durum var ki BBC böyle bir haber geçti ama ateş olmayan yerden de duman çıkmaz.
***
Hani körün fili tarifi fıkrası vardır; her kör, tuttuğu yeri filin kendisi zanneder! Acaba fil eti yiyen askerler tabaklarına gelen etin, hayvanın hangi organından kesildiğini biliyorlar mı?
Biz de uygulanmadan önce Kurtlar Vadisi’nde seyrettiğimiz senaryonun Ergenekon diye dalga dalga, parça parça önümüze konulduğunu görüyoruz. Tabii kesin bir değerlendirme yapamıyoruz. Uygulanan senaryonun Gladio adlı filin maceraları olup olmadığından da emin değiliz.
Fakat, ciddi değerlendirmeler de yapılmıyor değil. İşte bir örnek:
“-Ergenekon, bilerek ya da bilmeyerek, doğru ya da yanlış, Türkiye üzerinde batının çevirdiği siyasi manevraların ve plânın parçasından öte bir şey değildir. Ergenekon’da sap ve saman birbirine karışmıştır. Ergenekon’da birtakım çeteler, eşkıya grupları başka bir şey, Türk insanının zihninde, düşüncesinde, fikirlerinde müspet görüşler yaratmış olan kişilerin yaka paça alınıp götürülmesi başka bir şey. Aslında nihai hedef, devletin gücü olan Türk ordusunun halkın nezdinde itibar kaybetmesine çalışmaktan başka bir şey değildir.
-Türkler iki şeyden güç alır. Türk olmaktan ve Müslüman olmaktan. Anadolu coğrafyasında güçlü olmayan hiç kimse duramamıştır. İslâmın ve milliyetçiliğin getirdiği gücü başka bir tarzla ortadan kaldırmaya ve bu direnci yok etmeye çalışıyorlar.
-Devlet, ülke içerisinde etnik ayrımcılık yapan bir gruba televizyon açamaz, televizyon açılınca kamu görevi yapan bir belediye başkanı da ’Televizyonu ve dili aldık, sıra topraklarımızı almaya geldi’ diyemez. Buna izin verilemez.”
Bu sözlerin sahibi Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanı Osman Pamukoğlu.
***
Pamukoğlu, halkın önüne konulan filmin parçalarından, fili olduğu gibi tarif edebiliyor. Çünkü hayatının en verimli çağını, büyük fillerin uzantıları ile mücadele ederek geçirmiş bir kişi. Bu sebeple, Ergenekon operasyonları ile eş zamanlı olarak Türkiye’de nelerin değiştirildiğini görüyor ve bunları birlikte değerlendirebilecek ferasate sahip.
Manevi olarak sağır, dilsizler ve kör olanlar ise gerçeği algılayamazlar. Algılasalar bile kasten üzerini örterler.
Türk halkının en büyük ortak değerlerinden biri olan halk müziği sanatçılarını birleştiren Yurttan Sesler Korosu TRT’de yok edilirken, bir etnik dilin sadece bir ağzından 24 saat yayına geçilmesi, bu suretle, milletin içinden yeni bir millet çıkarabilmek için, birbirinin etnik dillerini anlamayan insanların devlet eliyle o dillerden birinde birleştirilmesi, Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin değiştirilebilmesi için Almanlar’ın gelip Ankara’da akıl vermesi, ülkede ekonomik ve idari olarak federasyon alt yapısının kurulması, Irak üzerinden siyasi çözüm taleplerinin devlet gündemine alınması, bunlar yapılırken Muro karakteriyle PKK’nın bile halka sempatik gösterilmesi, Ergenekon operasyonlarının yandaş medya tarafından milli devlet yanlıları üzerinde bir karalama kirletme hatta linç operasyonuna dönüştürülmesi, böylece direnecek olanların direnemez hale getirilmesini görmek için Osman Pamukoğlu’nun yaşadıklarını yaşamak mı lâzım?