Ergenekon var var...
On bir yıl önce, Ümraniye'deki bir eve yapılan operasyonla başladı her şey..
Birinci dalga, ikinci dalga, üçüncü dalga derken, 12 dalgada, dalga dalga dalgalandı operasyon..
Ergenekon adlı bir terör örgütü vardı.. Ve iktidarla o günün ortağı F Tipi, tuttular ucundan, her şey çorap söküğü gibi geldi..
Askerler, polisler, siyasiler, gazeteciler, iş adamları, bürokratlar, siviller.. Yok yoktu listede..
Öyle bir torba diktiler ki, kimi atsan alıyordu..
Aslında bir şeyi çalacaklardı da, hazırladıkları şey torba değil, kılıftı..
**
Ergenekon sürecinde yolu mahkemeye ya da cezaevine düşenlerden bazıları için fikrî haklarım saklı..
Ancak, çalacaklardı dedim ya, işte o şey Türkiye Cumhuriyeti devletinin temeliydi..
Bir hadisenin ne olduğunu sonuçlarından hareketle daha iyi anlayabilirsiniz..
Üç nokta öne çıkıyor zihnimde;
1-Ergenekon tezgahıyla başlayan yıkım sürecinde, EMASYA Protokolü bir terör faaliyetiymiş muamelesiyle feshedildi.. Böylece bir çok afet ve kriz anında memleketin kıçını örtecek örtü ortadan kaldırıldı..
2-Ergenekon tezgâhıyla başlayan yağma sürecinde, Türkiye'nin işgale uğraması durumunda, sivil-üniformalı, milletin topyekûn direnişini örgütlemek üzere oluşturulan "Seferberlik Tetkik Kurulu" lağvedildi.. Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin temel dinamiklerinden birini ortadan kaldırdılar.. Kozmik Oda'ya girişleri bu yüzdendi.. Ele geçirdikleri STK kadro listesi Kuzey Irak'ta Barzani'nin adamlarında çıktı.. Zaten lağvetmeseler bile, gereğini yapmış, deşifre etmişlerdi..
3-Disiplinin sembolü Türk Ordusu'nda hiyerarşik geleneğin belini kırdılar.. Millî unsurları cemaate kırdırdılar.. Ardından cemaati kırıyoruz diye, dönüp kalan millî unsurların bir bölümünü daha temizlediler.. Millî bir ordudaki bu temizliğin nelere mal olduğunu gördük, daha göreceğimizden gayrı.. Teamülleri yerle bir olmuş.. Genelkurmay Başkanı'nın tek adam kararnamesiyle atandığı.. Komutanın siyasete çekilip Bakan yapıldığı.. Terfi ve atamaların, karargahtan ziyade parti binasından yapıldığı günler, işte o ilk adımların sonuçları
Dolayısıyla, meseleye sonuçları itibarıyla bakmaktan kastım bu..
**
Bakın, ben size bir şey söyleyeyim mi? Bu kardeşiniz öyle inanıyor ki, Ergenekon tezgahı 2007'de değil, 3 Kasım 1996'da Susurluk'taki kazayla başladı.. O davayı takip etmiş bir muhabir olarak, sonradan yaşayıp, tanık olduklarım bana dedirtiyor ki;
Bir üst akıl, Türkiye'nin sigortası ne kadar örtülü güç varsa, hepsinin belini kırmak için harekete geçti.. Bunu daha rahat sürdürebilmek için de, 28 Şubat tezgahlarıyla kahramanlaştırdıklarına, siyasette yeni bir rota çizdiler.. Ardından yarattıkları krizle iktidara taşıdılar.. Ve bu tezgâhı örmekle mükellef ortaklarıyla birlikte işi bu noktaya getirdiler..
Bu tezgâhta belki birçoklarının göremediği bu..
Bu kardeşiniz gün gün yaşadı.. Sonuçları itibarıyla bakmayı deneyen herkes de, eminim aynı gerçeği görecek..
**
Başlıkla bitirelim.. 11 yıl sonra savcının mütalaasında deniyor ki;
-Ergenekon terör örgütünün varlığı ispatlanamamıştır..
E ispatlayamazsınız tabii.. Varoluşun ortak aklıdır Ergenekon..
Öyle ofis-mofis ararsanız bulamazsınız tabii..
Demir dağların eridiği gün başlayan ve hâlâ devam eden bir varoluş öyküsüdür..
İktidardakilere önerim, şöyle bir baksınlar etraflarına.. Hâlâ ayakta oluşlarının, hâlâ varoluşlarının sebebi ne acaba?
Ben demiyorum, kedi diyor..
***
ENFLASYON DÜŞTÜ DE, ÜSTÜMÜZE DÜŞTÜ...
Ben demiyorum, Bakan Albayrak diyor;
-Dengelenme, enflasyonda da kendini gösterdi.. Enflasyon güçlü bir şekilde düştü..
Bu aralar pek fazla çarşı pazar dolaşamadığım için, size sorayım;
-Bu fevkalade düşüşü hissettiniz mi?
**
Bakın, 2017 enflasyonu yüzde 11.9.. 2018 rakamıysa, daha bir ay var ama yüzde 21.6..
İşte Sayın Bakan'ın düşüş dediği bu.. Hakkı teslim edeyim, Ekim ayı enflasyonuna göre gerileme var.. Ama "Enflasyon düştü" diyebilmek için, daha 10 puana ihtiyaç var.. Çünkü düşüşün ölçüsü bir önceki yıl..
Aslında düşer tabii..
Enflasyon hesabını yapan kurumun, TÜİK'in Başkan Yardımcısı'nı görevden alırsın..
Yerine atadıkların allem eder gallem eder, yüzünü güldürecek rakamı bulur..
Mesele vatandaşın yüzünün gülmesi değil ki.. Damat Bakan'ın yüzünden tebessüm eksilmesin yeter..
**
Bakın görün, yakında yolsuzluk iddialarıyla ilgili de sevindirici haberler alırız.. Ak Partili belediyelerdeki yolsuzluk ve usulsüzlükleri gözler önüne seren raporların ardından ne yapıldı? Sayıştay'a operasyon yapıldı.. Yolsuzluğun da hızla gerilemesini (!) bekliyoruz..
**
Bakın size televizyonculukla ilgili, mesleki bir kurnazlıktan örnek vereyim..
Televizyon kanallarında bazen tanıtımlar görürsünüz.. Der ki;
-Geçen aya göre izlenme oranını en çok artıran kanal olduk..
Ya da;
-Geçen yılın ilk yarısına göre izlenme oranını en çok artıran kanal olduk..
Hiçbir şey bulamazsanız, alırsınız hesap makinesini, yapıştırırsınız tanıtımı;
Geçen yıl bugüne göre, izlenme oranını en çok artıran kanal..
**
Aslında hepsi doğrudur.. Doğrudur ama, bu doğrunun biz izleyicilere bir faydası yoktur..
Ne yani, geçen yıl aynı geceye göre daha çok izleniyor olması, program kalitesini mi artırıyor? Görüntü kalitesi bir anda 4K'ya mı çıkıyor? Yoo..
Ortada bir başarı hikayesi var ama değişen bir şey yok..
**
Ak Parti iktidarının bu ekonomi ve enflasyon verileri de aynı..
Ne diyor rakamlar?
-Enflasyon 1.44 düştü..
Neye göre? Geçen aya göre.. Peki, geçen ay 10 liraya aldığımı, bu ay 8.54 liraya mı alıyorum? Hayır..
Oysa, geçen yıl 10 liraya aldığımı, bugün 15 liraya, 16 liraya, bazılarını 20 liraya alıyorum..
Ama lafa bakarsan.. Ama istatistiğe bakarsan enflasyon düştü, hayat pahalılığı geriliyor..
Yersen..