"Erdoğan'ın seçim zaferi için ödediği siyasi fatura" mı var?
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Bloomberg kanalına yaptığı açıklamada, Rusya ile yapılan S-400 füze anlaşmasından dönüş olmayacağını belirtti ve "İran'la ilişkilerimizi riske edecek angajmana girmeyiz" dedi.
Bu açıklamanın bir sebebi var elbette!
Sebep şu ki ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James F. Jeffrey, Washington Institute'nin Internet sitesinde 27 Haziran 2018'de yani seçimden üç gün sonra yayınlanan "Erdoğan'ın Zaferi ABD-Türkiye İlişkilerini düzeltebilir" başlıklı yazısında "Türkiye'deki durumu netleştiren seçim sonuçları, belirsiz jeopolitik durum, Rus silah satışları, İran'ın maceracılığı ve diğer önemli güvenlik sorunlarını ABD ile birlikte ele almayı daha uygun hale getirebilir." demişti.
***
James F. Jeffrey, diğer Amerikan büyükelçilerine göre daha açık konuşan birisidir. Nitekim yazısında "Erdoğan'ın zafer kazanmak için ödemek zorunda kaldığı siyasi fatura, onu belirli konularda uzlaşmaya daha uygun hale getirebilir" dedikten sonra Menbiç anlaşmasını örnek gösteriyor ve özetle şu iddialarda bulunuyordu:
"Erdoğan'ın seçim sonrası durumu ne olursa olsun, Washington, daha istikrarlı bir Türkiye'den yararlanmak için iyi bir pozisyonda.
Bu ayın başlarında, ABD-Türkiye yetkilileri, PKK ile bağlantılı Suriyeli Kürt grubu olan PYD güçlerinin Suriye'nin Menbiç bölgesinden çekilmesini içeren bir anlaşmaya vardı.
Erdoğan ayrıca, ABD'nin Kuzeydoğu Suriye'de, PYD ve İslam Devleti kalıntılarından İran unsurlarına ve Esad rejim müttefiklerine kadar çeşitli tehditleri bertaraf etmesi için ABD askerlerinin kalmasını istediğini açıkladı.
Erdoğan'ın şimdi Türkiye'yi nereye götüreceğini kimse bilmiyor ve her durumda zor bir ortak. Çoğu Türk, Batı yönelimlidir ve Türk hükümetleri büyük ölçüde, Rus ve İran yayılmacılığına karşı ABD'nin endişelerini paylaşan bir statükoya uygun hareket etmiştir.
Fakat, Türkiye'nin S-400'leri satın alması, Kremlin'in Türkiye'ye verilecek F-35'ler üzerinde hayati istihbarat sağlamasına yol açabilir. Bu durum, F-35 filolarını ve bunların destekleyici sistemlerini tehlikeye atıyor."
***
ABD, S-400 füzelerinden değil, bu füzelerin kullanılabilmesi için kurulacak radarlardan korktuğunu belli ediyor...
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ni yapmış bir kişinin, ABD Dışişleri'nden habersiz olarak böyle bir yazı yazması mümkün değil. Washington Institute de Amerikan dış politikasına katkıda bulunan kuruluşlardan biridir.
Biz zaten, 1 Mayıs 2018'den itibaren "Baskın seçim ve İran'a müdahale" başlıklı yazımızdaki gibi Türkiye'de baskın seçim yapılmasının asıl sebebinin, ABD'nin İran'a müdahale hazırlıkları olduğu, Türkiye'nin bu operasyona tam destek vermesi için siyasi durumun bir an önce belirsizlikten çıkmasına yönelik dış baskılar yapıldığı yönündeki tespitleri paylaşıyorduk.
Fakat, Jeffrey'nin "Kuzeydoğu Suriye" dediği yer, ABD'nin 60 bin PKK'lıyı silahlandırdığı ve eğittiği, "Fırat'ın doğusu" denilen bölgedir. Jeffrey'nin, "Erdoğan, 'ABD askerleri burada kalsın' dedi" iddiasına ise henüz bir cevap verilmiş değildir.
***
Sahi Erdoğan veya onu destekleyen devlet iradesi, şimdi Türkiye'yi nereye götürecek?
Emekli tuğgeneral Nejat Eslen, bu konuda, "Türkiye, üç gün Atlantikçilik, beş gün Avrasyacılık oynuyor. Hatta, Suudi Arabistan'da kurulan İslâm ordusuna bile katılacak oluyor, sonra bu proje de rafa kaldırılıyor. Tabii ki Türkiye'nin içinde bulunduğu ortam çok karışık. Bu sebeple, değişken politikalar izliyor olabilir. Fakat içinde bulunduğumuz durum, artık denge politikalarını geçersiz kılıyor. Türkiye, bu tür değişken politikalarla, her iki tarafın da güvenini kaybediyor. Türkiye'nin nasıl bir yol takip edeceğine ben karar veremem, bu bir devlet kararıdır ama ülkemizi bölmeye çalışan güçlerle iş birliği nasıl yapılabilir? Bunu sorgulamamız gerekir!" diyor.