Erdoğan'ın 'Büyük Orta Doğu Milleti!'
AKP Kongresi’nde Tayyip Erdoğan’ın gençlere, 2023’ten sonra 2071’i yani Malazgirt Zaferi’nin bininci yıl dönümünü hedef göstermesi, ilk bakışta milli bir açılım gibi görünüyor değil mi?
Peki ama Tayyip Erdoğan ve AKP sözcülerinin Anayasa’dan Türk adını çıkarma girişimleri ve milletin adını telaffuz etmeyip, “büyük millet”ten söz etmeleri karşısında, 2071 hedefinin ne gibi bir anlamı olabilir.
AKP’nin kendi söylemlerinden çıkan sonuç, hedefleri, en geç 2023’e kadar Türkiye’nin Türk devleti olmaktan; 2071’e kadar da Anadolu’nun Türk vatanı olmaktan çıkarılmasıdır.
***
Türk kimliğini kabul etmeyen, yerine şimdilik Türkiye kimliği öneren Tayyip Erdoğan’dır. Yine iktidarın PKK açılımıyla eş zamanlı olarak sürdürdüğü Türk kimliğini çökertmek girişimlerine bir örnek de AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’nın açıklamalarıdır.
Bahçekapılı, “Anayasayı değiştireceğiz ve vatandaşlıktaki Türklük tanımını kaldıracağız. Yoksa demokratikleşmeyi yapamayız. Vatandaşlık tanımı da değiştirilecek. Herkes kendi etnik kökenini ifade edebilecek ve üst kimlik olarak ’Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım’diyecek. İşte bu, sorunu çözer” demişti.
Bu durumda AKP’nin 2023 için hedeflediği “Büyük Millet”in Türk Milleti olmadığını görmek zorunludur.
***
Peki “Büyük Millet”in adı ne olacak? 1071 esas alınırsa “Büyük Selçuklu” olacağını zannedenler olabilir. Fakat Alparslan’ın devletine “Büyük Selçuklu” denildiğinden yola çıkarsak, yeni oluşturulacak büyük milletin adına “Büyük Tayyipliler” denilmesi gerekir. Bu çağda böyle bir isim kullanılamayacağına göre Türkiye ve Orta Doğu’da, hatta Büyük Orta Doğu’da uygulanmak istenen projeye, yani Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi’ne bakmak gerekir. Tayyip Erdoğan’ın uygulamaya çalıştığı proje işte budur. Bu konuda dün biraz ipucu vermiştim. Şimdi ayrıntıları hatırlatayım..
***
Yıl 1996...
6 Ocak günü, İstanbul Yapı Kredi Plaza’da, o sıralarda kamuoyuna “Türk dostu” diye tanıtılan Yahudi asıllı İngiltere ve ABD vatandaşı Bernard Lewis’i dinliyoruz.
Konferansın konusu “Orta Doğu’nun çok yönlü kimliği üzerine” diye tespit edilmiş.
Lewis önce kendi kimliği ile ilgili bir anısını anlatıyor. 1940 yılında İngiliz ordusuna katılırken, kendisine bir form vermişler. Formda, doldurulması gereken “ırkı” diye bir hane varmış. Şaşırmış. Çavuşa, “Bu bölümde ne soruluyor?” diye sormuş. Çavuş, “Bizde 4 ırk vardır. İngiliz, İskoç, Galli ve İrlandalı. Siz hangisinden iseniz, onu yazın” diye cevap vermiş. Lewis de birini yazmış! Yani kendi ırkını yazmamış.
Lewis, konferans boyunca kendi ırkının ne olduğunu bize de söylemedi ama “Ulus, halk, devlet, millet, milliyet” gibi kavramların anlamının, ülkeden ülkeye, toplumdan topluma, zamandan zamana değişebildiğini anlattı! Bir “Avrupa kimliği”nin oluşmaya başladığından söz açıp, “Avrupa kimliği varsa, Asya ve Afrika kimliği niçin olmasın?” diye sordu...
Sonunda sözü, “Orta Doğu” kavramına getirdi.
Orta Doğu kavramının 20’nci yüzyılda ortaya çıktığını, tıpkı “Yakın Doğu” gibi şekilsiz, renksiz bir kavram olduğunu anlattıktan sonra Lewis, “Buna Orta Doğu kimliği demeyelim! Peki ne diyelim? Hindistan’dan bakarsak, Batı Asya demek gerekiyor. Ama Mısır dışarıda kalıyor” dedi ve görevliye işaret ederek “harita”yı istedi. Görevli, bir düğmeye bastı. Lewis’in arkasında bir Orta Doğu haritası belirdi... Haritada Orta Doğu olarak, Türkiye, Suriye, Lübnan, Irak, İsrail, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen, Körfez ülkeleri ve Mısır’ın esas alındığı görüldü...
Dikkat ediniz o tarihte henüz Büyük Orta Doğu Projesi telaffuz dahi edilmemiştir. 8 yıl sonra kendisine ABD Başkanı Bush tarafından sefer görev emri gibi bir tebligat yapılacak ve “Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanı” ilan edilecektir.
İşte Tayyip Erdoğan’ın “Büyük Millet” hedefi, Büyük Orta Doğu Projesi ile birlikte değerlendirildiğinde anlam kazanıyor.. Bu büyük millet Türk milleti olmadığına göre, yeni milletin adı “Büyük Orta Doğu Milleti” mi olacak?
Devam edeceğim...