Erdoğan’da önemli gelişmeler var!

“Tayyip Erdoğan’ın en büyük korkusu AKP grubunun çatlaması” diyorduk. Erdoğan bu korkuyu, Kızılcahamam’da topladığı, AKP il ve ilçe başkanlarına hitaben konuşurken de saklayamadı:
“Kamuoyu araştırmalarında bir şeye çok dikkat ediyorum. Acaba Ak Parti teşkilatı o konuda ne diyor. Örneğin çözüm sürecine destek vermede AK Parti’nin tabanı ne diyor. Eğer AK Parti’nin tabanı yüzde yüze yakın bir destek vermiyorsa demek ki genel merkezle taban politikası arasında bir sıkıntı var.
Örneğin bir başkanlık sistemi tartışılıyor bunu Genel Başkan, Başbakan söyledi tamam. Peki bunu ilk kez Genel Başkan, Başbakan mı söyledi? Bunu geçmişte Allah rahmet etsin Turgut Bey, Sayın Demirel söyledi..”


***


Evet, AKP’de genel merkezle taban arasında bir sıkıntı var. Gerçi bu durum sadece AKP’nin sorunu değil ama şu anda en büyük sıkıntı orada. MHP tabanı, genel merkezin Bursa ve İzmir mitinglerinden çok memnun. Dolayısıyla sıkıntılar rafa kaldırılmış durumda. CHP’de de Kemal Kılıçdaroğlu, bu defa altını çize çize “Anayasa’nın ilk dört maddesi, kırmızı çizgilerimizdir” sözlerini tekrarlayınca kendisine yönelik tepkiler duruldu.
Tayyip Erdoğan’ın köşeye sıkıştığı konu, “terör örgütü ile pazarlık” tır.
Erdoğan, “Müzakere, taviz vermek pazarlık, asla ve asla söz konusu değildir. Bizi İmralı ile pazarlık sürecindeymişiz gibi gösterenlere sesleniyorum.. Biz bugüne kadar kimseyle bu ülkenin menfaatlerini pazarlık konu yapacak kadar alçalmadık, alçalmayız” diyor ama görünen köy kılavuz istemez...
Oslo ve İmralı görüşmelerinin tutanakları yayınlandı. O pazarlıklarda PKK ve Abdullah Öcalan’ın bütün talepleri, yasa tasarısı olarak Meclis’e getirildi. Geriye bir tek “Yeni Anayasa” kaldı. O konuda da eyalet modelini, yani federasyonu tartışmaya açan, Tayyip Erdoğan’dır. PKK da federasyon istiyor zaten..


***


Tabii korkunun asıl sebebi başka. Siyasette başarılı olamaz ve kaybederseniz, muhalefete geçer veya köşenize çekilirsiniz. Ancak Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden bile “Ne mutlu Türk’üm diyene” vecizesinin kaldırılması örneğinde olduğu gibi Türkiye’nin temellerini değiştirme girişiminde bulunursanız, yaptıklarınızın bedelini ödersiniz.

Bunu bir tespit olarak ifade ediyorum. Zaten Mardin Bağımsız milletvekili Ahmet Türk de “Hükümet iyi bilsin ki eğer barışı kalıcı bir barışa çeviremezse çözüm konusunda ciddi adımlar atılmazsa, inanın ki yarın birileri onları Ergenekon’un yargılandığı yere gönderir” diyor. Yani, “Türkiye’yi federasyona çeviremezsen, sonun Silivri olur” demiş oluyor.
Bu arada, “Mardin modelini istiyoruz. Arap, Süryani, Kürt, Yezidi ve Ermeni’nin kardeşçe yaşadığı, birbirlerine saygı gösterdiği bir Türkiye istiyoruz” demeyi de ihmal etmiyor. Sonra da “Türk halkının hak ve hukukundan bir şey gasp etmiyoruz” diye bir ekleme yapıyor.
Daha neyi gasp edeceksiniz? Milletin ortak kimliğini, millete çok görüyorsunuz...


***


Tayyip Erdoğan’ın millet anlayışında ise belirgin bir ilerleme var.. Erdoğan, bu konuda “Biz yeni anayasaya da bir kavram oturttuk. Biz ne MHP’nin ne de başkasının anladığı anlamda Türk Milletini anlarız. Türkiye’de ne kadar etnik unsur varsa hepsi bu kavramın içindedir” dedi.
MHP’nin söylediği de CHP’nin söylediği de Atatürk’ün söylediği de işte buydu Tayyip Bey! Bu anlayışı değiştirmeye çalışan, Türk Milleti yerine “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı” veya “Türkiyelilik” kavramlarını oturtmaya çalışan kimdi peki? Türk kimliğini kaldırma girişimiyle, seçimlerin hepsini kaybedeceğinizi anladınız da ondan mı Atatürk’ün millet tanımına geldiniz Tayyip Bey?
Dakikada bir fikir değiştiriyorsunuz! Hangisine inanalım?

Yazarın Diğer Yazıları