Erdoğan'a bir teselli ver!
Recep Tayyip Erdoğan açılıma destek sağlamak için aralarında Neşat Ertaş ve Orhan Gencebay gibi önemli sanatçıların da bulunduğu kalabalık bir gruba Dolmabahçe’de kahvaltı verdi. Aynı saatlerde Tarık Akan ve Rutkay Aziz gibi sanatçılar da Ankara’da AKP’nin köleleştirme programına karşı eylemlerini sürdüren TEKEL işçileriyle birlikte yürüdü.
Erdoğan, kahvaltıda, “Ben birbirlerini tanımasalar, belki hiç karşılaşmamış olsalar da Neşat Ertaş’ın Şivan Perver’i, Şivan Perver’in de Neşat Ertaş’ı çok iyi anladığına inanıyorum. Çünkü her ikisi de yürekleriyle,gönülleriyle konuşuyorlar. Her ikisi de ezgilerine bu toplumun kokusunu katıyorlar” gibi sözler söyledi, Orhan Gencebay’ın “Hatasız kul olmaz”, Mahzun Kırmızıgül’ün “Hepimiz kardeşiz, bu öfke ne diye?/Yaşamak dururkenbu kavga ne diye?”, Müslüm Gürses’in “Sev bütün insanları/Saybütün insanları/Kin gütme unut gitsin geçmişte olanları” şarkılarını hatırlattı.
Hürriyet’in İnternet sayfasına yorum gönderenler ise bakın ne diyor:
Nevzat Özgür: Erdoğan, Gencebay’ın “Bir teselli ver” şarkısını iyi öğrensin. Genel seçimlerden sonra kendisine çok lâzım olacak.
Ege Akarsu: Sanatçı siyasi iktidarların değil, toplumun sesidir. Toplumun sıkıntılarını ve dertlerini paylaşmayan sanatçıları halk çok iyi değerlendirir.
* * *
Bu arada başka bir haber dikkatimi çekti. DHA muhabiri Hakan Çelikbaş’ın haberine göre Samsun’da bir ilköğretim okulunun kantininde uyuşturucu ticareti yapıldığı belirlendi.
İlkadım İlçesi’nde Derebahçe İlköğretim Okulu’nun kantininde arama yapan polis, karton kutunun içine gizlenmiş 750 gram esrar ele geçirdi. Murat Ö. adlı sabıkalı gözaltına alındı.
Bu konuda yorum yapan Ahmet Ersever, “Niye şaşıralım ki? Bu ülkenin başbakanının öz be öz yeğeni, 50 kilo esrarla yakalanıyor, olay olmuyor da bu mu olay olacak?” diye soruyor.
Diyeceksiniz ki bu haber ile Tayyip Erdoğan’ın açılım kahvaltısı ve TEKEL işçilerinin eyleminin ne ilgisi var? Sosyal olayların hepsi birbiriyle ilgilidir.
Ben şöyle düşündüm: Sevgili Orhan Gencebay Samsun’ludur. Açılım diye, Türkiye’nin etnik ve dini temelde ayrıştırılması esasına dayanan Washington merkezli rüzgârlara kapılıp Samsun’u unutmasın. Tayyip Erdoğan’a Samsun gibi illerimizde, gençlerin uyuşturucu batağına sürüklenmesinin hesabını sorsun!
* * *
Hani Yeşilay Genel Başkanı Mustafa Necati Özfatura, sigaraya başlama yaşının 10, alkole başlama yaşının 11 ve uyuşturucuya başlama yaşının ise 12 olarak belirlendiğini açıklamıştı ya asıl tehdit burada değil mi?
Çocuklarla ilgili başka bir meseleyi de kahvaltıda Erdoğan hatırlattı: “Türkiye’nin bir diğer meselesi de ne yazık ki gösterilere katılan, polise taş atan, molotof kokteyli atan çocuklar meselesidir. Vicdansızca istismar edilen ve eylemlerde öne sürülen bu çocukları, çocuk mahkemelerine sevk etmek için Mecliste yeni bir yasa tasarısını tartışacağız ve onu da bir an önce çıkaracağız.”
Sahi, sanatçılar bu çocukların istismar edilmelerin karşı bir tavır geliştiremez mi?
Erdoğan, “Biz demokrasiden ve demokratikleşmeden asla korkmuyor, asla çekinmiyoruz. Bunun bedelini ödemeye de hazırız” dedi; bakalım sanatçılar, açılım tuzağına düşmenin bedelini ödeyebilecek mi?