Erdoğan’ın hâkim karşısında hesap vermesi kesinleşti.
Bu nasıl oldu bizim niye haberimiz yok diyenlere, bu, 12 Eylül Darbesi’ni yapanlardan sağ olan Orgeneral Kenan Evren ile Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın hâkim karşısına çıkartılarak mahkemenin vermiş olduğu ağırlaştırılmış müebbet cezaları almaları ve rütbelerinin sökülmesi kararı ile oldu, diyoruz.
O gün onlar da alkışlanıyordu. Onların yaptıkları anayasa bu millet tarafından yüzde 91,37’yle kabul edildi. Ve böylesine yüksek bir oranla kabul edilen anayasa Evren ve arkadaşlarına yargılanma yolunu kapatıyordu. Nitekim Evren ve Şahinkaya’yı savunan avukatlar, “Müvekkillerimiz yargılanamaz” diyor, “Geçici 15’inci maddeyi öne sürüyor” bu maddenin değiştirilmiş olmasını bile hukukun, “Değişiklik sanık lehine olur” kuralına sığınıyorlardı.
Olmadı, yargılandılar, ağırlaştırılmış müebbet aldılar ve artık onlar orgeneral değil birer “er” ler... Çünkü rütbeleri de söküldü...
Erdoğan, “Evren ve arkadaşlarını biz yargılattık” diye övünürken bir gün sıranın kendine de geleceğini aklından geçirdi mi acaba?
Bu mutlaka olacak. Hangi gün? Bilemiyoruz, bu olacak, mutlaka olacak. Evren ve arkadaşlarının bu hale düşmeleri için aradan 34 yıl geçti. O gün mevcut siyasi partilerin lider ve sempatizanlarını mahkemelerde süründüren Evren ve arkadaşları gibi bugün de Erdoğan ve AKP kadroları “kaşının altında gözün var” diyen hâkimleri, savcıları, muhalifleri, protestocuları, savcı emri ile görev yapan polis memurlarını mahkemelerde süründürüyor, işinden ediyor, sürgün üstüne sürgün cezaları ile canından bezdiriyor.
Yaptığı darbeden 34 yıl sonra yargılanıp rütbeleri sökülen ve müebbet hapisle cezalandırılan Evren ve ekibi nasıl kendilerini “Anayasal zırh içine almışlarsa” bugün de Erdoğan yargılanmasının önünü çelik ve beton setlerle kapatma hayali ile aklına gelen her türlü hukuki düzenlemeyi Meclis çoğunluğuna dayanarak hayata geçiriyor.
Meselâ, kanunsuz emirleri uygulayan kamu görevlilerinin bu görevlerinden doğan zararlar ceplerinden değil, devlet bütçesinden ödenecek. Erdoğan diyor ki, o makamda kalın, biz ne emrediyorsak yapın, faturasını size ödetmeyiz, korkmayın.
Erdoğan ve bakanları ile ilgili araştırma, soruşturma açan savcılara ve onları yargılayan hâkimlere şöyle yapın böyle yapın, şu kararı çıkartın talimatları veriyorlar ya, bunu da suç olmaktan çıkarttılar, Adalet Bakanı devam eden davalarla ilgili savcı ve hâkimlerle görüşebiliri hukuka bağladılar. Sayıştay raporlarının Meclis’e bildirilmemesi, haklarında yolsuzluk ve rüşvet iddiaları bulunan AKP’li bakanlar için Meclis komisyonuna üye vermemeleri ve onları komisyonlardaki oy çokluğu ile güya “hukuken” aklayacak olmaları, bunların hiç biri ama hiç biri Erdoğan’ı yargılanmaktan kurtaramayacaktır. Aradan 34 yıl geçtikten sonra Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın ağırlaştırılmış müebbet almaları ve rütbelerinin sökülüp er statüsüne düşürülmeleri bunun en açık örneğidir.
Evren ve Şahinkaya ile ilgili bu karardan sonra Erdoğan’ın yüreğinde onlar gibi olma korkusu hep yaşayacak, bu korku onu daha da huzursuz edecek, iktidardan hiç gitmemek için yeni hatalar yapacaktır...
Bu bir niyet okuma değil, gittiği istikamet belli olan bir insanın varacağı yeri tahmin etme hadisesidir ve bu meslek bize bu konuda epey meleke kazandırmıştır.
Deniz Feneri Davası’nın Almanya ayağının hesabını vermek bile imkânsızken “Ne yaptımsa onun emri ile yaptım” diyen bakanları ile evlerinde çelik kasalar dolusu paralar bulunan bakanlar ve ayakkabı kutuları dolar dolu bürokratların hesabı, Erdoğan tarafından nasıl verilecek, yaşayanlar görecek...
Evren ve Şahinkaya gibi, “Ama kanunlar bizim yargılanmamıza engel” demeleri gerçekten yargılanmalarına “engel olmaya” yetecek mi?
