Erdoğan mı, Davutoğlu mu ABD’ye gidecek?

Son yazımda, sizlere ABD Başkanı Obama’nın yapacağı “Birliğin Durumu” konuşmasından söz etmiştim. Bu konuşmada, önemli ve bizi ilgilendiren konuların yer alacağını anlatmıştım. ABD’nin bu zavallı ve cahil başkanı (adamın bizim sultan gibi, derin imam hatip tahsili yok, ABD’nin en önemli üniversitesinden mezun bir hukukçu olsa bile) konuşmasında, ekonomiye ağırlık verdi.
Tam da, bizimkilerin, ekonomik derin görüşlerini paylaştıkları zamanda. Obama, krizden çıkan ülkesinde, 11 milyon kişiye iş alanı yarattığını, tüm vatandaşlarına sağlık sigortası verdiğini, kiliselere ve papazlara değil de, okullara ve üniversitelere, yani eğitime para harcadığını, orta sınıfı ayağa kaldırdığını anlattı. Anlattıkları doğru, biz yaşadık gördük, o yüzden ekonomik kriz atlatıldı. ABD Başkanı, sadece yaptıklarına değil, yapacaklarına da yer verdi.
Obama, konuşmasında, zenginlere ek vergiler getireceğini (normal gelir vergisi dışında alınan, varlık vergisinden söz ediyor), çalışan ailelere vergi kolaylığı ve çocuklarına, bakım olanakları konusunda önerileri olduğunu vurguladı. Amerikalı zenginlerden ve büyük şirketlerden, bugüne kadar, yüzde 23 varlık vergisi alınıyor. Obama, buna yüzde beş daha zam getiriyor. Yüzde 28’e çıkarıyor varlık vergisini. Ayrıca Amerikalı işçilerin elinden alınıp, ucuz diye, Çin, Meksika, Endonezya, Malezya ve Vietnam gibi ülkelere kaçan iş alanlarının, şimdi Amerika’ya döndüğünü söyledi.
Obama, ayrıca bir devletin, çalışanlarına ve ülkeye kendilerini adayanlara vefa borcu olarak, Afganistan, Irak ve dünyadaki çatışmalara katılıp, ülkesine dönen askerlere, sivil hayatta yardımcı olacağını anlattı. Mesela bunlardan, eğitimlerini geliştirmek isteyenlere, bedava üniversite eğitimi veya mesleki eğitim verme yolları aradığını ve bu yolda hazırladığı planları anlattı. Muhalif cumhuriyetçilerin desteğini istedi. Bu arada dünyada sonuçta, sizleri etkileyeceği ama sizlerin gene hayret edeceğiniz gelişmeler meydana geliyor.
Uluslararası konulara gelince, Obama, Avrupa ile serbest ticaret anlaşmasına önem verdiklerini, IŞİD’le mücadele için, askeri operasyona izin istediğini anlattı. Cumhuriyetçilerin IŞİD’ekarşı, askeri operasyona izin vereceğini sanmıyorum ama olaylar olması durumunda faturası ağır olacaktır. Amerika Başkanı bir de terörle mücadeleye önem verdiğini ve gelecek ay, başkent Washington’da düzenlenecek terör zirvesinden söz etti. İşte Türkiye’yi ilgilendiren önemli noktalardan biri de bu.
Her ne kadar bu zirveye çağırılıp çağrılmayacağı belli olmasa da, bu toplantıya, Başbakan Davutoğlu’nun davet edilmesi bekleniyor. Eğer Amerikalılar şaşar yanılır da bu toplantıya Türkler de gelsin derlerse, hiç kuşkum yok Erdoğan, Washington’a gelmek için bundan iyi bir fırsat bulamayacağını bildiğinden Davutoğlu yerine kendisi katılmak isteyecektir. Tam da seçimler öncesi bundan daha iyi bir fırsat olabilir mi?
Gelelim, geleneksel bildiğiniz konulara, hayret edeceğiniz konulara. Meclis’te beklenen oldu, ama sizler, bu sonucu beklemediğiniz için, iktidar partisinin, namuslu davranıp, suçluları adalete teslim etmesini umdunuz ve gene şaşırdınız. Dedim ya, ülke demokrasi ve devlet olma niteliğini çoktan yitirdi, aşiret oldu diye. Mesela ülkeyi yönetenler, öylesine her konuda ulvi görüşlere sahip ki şaşırmamak elde değil.
Mesela ne dedi Sultan; “Ey Merkez Bankası faizleri düşür.” Amacı, yükselen döviz kurlarını düşürmek. Her şeyde olduğu gibi, ekonomide de derin görüşleri var. Dünya ekonomi uzmanları ne bilir. Merkez Bankası biraz oynadı faizlerle, hop, dolar zıpladı. Oysa atadığı ekip, ülkede yabancıların borsada oynadığı paraları kullanıyor, onlar da, düşük faiz alırlarsa bir daha gelmezler, alır paralarını giderler. Gayet iyi biliyorlar.
Ayrıca faiz indirimi, uluslararası alanda, devletlerin ekonomileri çöküşe giderken, izlenen bilinen bir yoldu. ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri, neredeyse sıfır faiz uygulaması yaptı. Hatırlarsanız, ekonomik krizden çıkınca, faizlerle oynamaya başlamıştı. Acaba bizim sultan, dünyaya, ülke ekonomik krizde mesajı mı vermeye çalışıyor? Anlayabilmek ve çözebilmek için, en az onun kadar bilgili olmak gerek.
Bu kadar dindar ve ahlaklı bir ülkenin kıllı ve sakallı uygar erkekleri ve ezilmiş kadınları, sizler de haklısınız, böyle uygarlık dışı davranışlara alışık değilsiniz.

Yazarın Diğer Yazıları