Erdoğan, mayına bastı!

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, mayınlı arazilerin İsrail’e verilmesi konusunda bir kitap yazdı. Günal, Yeniçağ’ın Ankara bürosunu ziyaretinde, “Mayına basan AKP değil doğrudan Başbakan... Farkında mı değil mi bilmiyorum yalnız mayın öyle bir şey ki basıyorsunuz, fark ediyorsunuz ondan sonra kıpırdama şansınız kalmıyor. Ayağınızı çektiğiniz anda patlıyor. Ya bir uzman gelecek etkisiz hale getirecek ya da direncinizi kaybettiğiniz an patlayacak” dedi.
Günal, “Başbakan’ın o zaman neden mayınlı arazilerin İsrail firmasına verilmesi için çalıştığı, Arap Baharı ve Suriye meselesiyle daha da anlaşılır hacle gelmiştir” diye konuştu.
Günal, Erdoğan’ın “İhaleyi İzak’a vermeyeceğiz, Ahmet, Mehmet burada çalışacak” sözlerini de hatırlattı ve bunun “bilinçaltının tezahürü” olduğunu söyledi.
Gerçekten de o dönemde Erdoğan, “Burada İzak çalışmayacak, Hasan çalışacak, Ahmet, Mehmet çalışacak. ‘Efendim siz bunu peşkeş çekiyorsunuz, çünkü George..’ Ya kardeşim bırak George olsun, gelsin yatırım yapsın. Buraya fabrikayı kurduğu zaman buradan gitse fabrikayı alıp da mı gidecek. Adam burada çalışacak kimi yanında istihdam edecek Ahmet, Mehmet, Fatma, Ayşe’yi. Onlara istihdam sağlayacak ve pazarı hazır burada” demişti.
Yani İzak veya George gelip Türkiye-Suriye sınırına yerleşecek, Ahmet, Mehmet, Fatma, Ayşe’yi çalıştıracaktı!

***


O dönemde Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi konusunda soruyu cevaplarken Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu iş için yeterli teçhizatı ve uzman personeli olmadığını söylemiş ve ihalenin NATO NAMSA’ya verilmesi görüşünün hükümete bildirildiğini açıklamıştı.
Yani Erdoğan İsrail firması için yasa çıkartıyor, Genelkurmay Başkanlığı ise “NATO’yu çağıralım” diyordu. Anayasa Mahkemesi, AKP’nin mayınlı arazi yasasını iptal etmeseydi, İsrail veya NATO, 510 kilometrelik Türkiye-Suriye sınırına yerleşmiş olacaktı.
Bugün ise Tayyip Errdoğan, Suriye sınırındaki olayları kastederek, NATO’nun 5. maddesini hatırlatıyor hatta “NATO’yu çağırırım ha” tehdidinde bulunuyor! Oysa Suriye Türkiye’yi tehdit etmiyor ki.. Türkiye’yi yöneten Amerikancı grup, ABD adına Suriye’yi tehdit ediyor.

***


2011 seçimlerdinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri mitinginde, Tayyip Erdoğan’a hitap ederek “Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanı sen değil misin, İsrail’e mayınlı arazileri, 49 yıllığına kiralamak isteyen sen değil misin, genç Furkan ve diğer Türklerin şehit edildiği Mavi Marmara gemisine, son dakikada AKP milletvekillerinin binmemesini isteyen sen değil misin?” diye sormuştu ama Davos’taki “one minute” gösterisi, bütün bu oyunların üzerini örtmüştü.
Oysa one minute gösterisinden bir ay önce Tayyip Erdoğan ile Ankara’da görüşen İsrail Başbakanı Ehud Olmert, gezisinde kendisiyle birlikte bulunan İsrail’in Jerusalem Post gazetesinden Herb Keinon’a, “Erdoğan, ülkede yükselen laik muhalefet karşısında meşruiyetini sağlamlaştırmak için yüksek profilli bir uluslararası diplomatik başarıya ihtiyaç duyuyor” demişti.
İşte one minute gösterisi medyada abartılmak suretiyle Türk kamuoyuna diplomatik bir başarı gibi sunuldu. Öyle ki Tayyip Erdoğan’ı karşılamaya gelenler, “3. Abdülhamit” pankartı taşıyordu! Arap kamuoyu da zokayı yutmuştu.

***


Şimdi mayınlı arazi meselesinden öteye, Erdoğan, asıl Suriye işine bulaşarak mayının üzerine basmış oldu. Ayağını çekse, mayın patlayacak, yani iktidardan gidecek, çekmese, kim gelip kendisini oradan kurtaracak? NATO, Çin ve Rusya vetosuna karşı kıpırdayamıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden tek bir Mehmetçik Suriye’ye müdahale yanlısı değil. Harp Akademileri’nde konferans vermekle askerin, sağa sola “Suriyeli direnişçilerle birlikteyiz” diye afiş astırarak halkın psikolojisi değiştirilemez ki..

Yazarın Diğer Yazıları