Erdoğan ile Barzani neyin düetini yapıyor?

10 Kasım’da, Atatürk’ün hayallerine ulaşmak için çalıştıklarını ayrı ayrı açıklayan Erdoğan, Gül ve Arınç’a, Atatürk’ün bütün yaptıklarını birer birer ortadan kaldırdıklarını belirterek Mevlana’nın, “ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” sözünü hatırlatmıştım.
Erdoğan, grup konuşmasında “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol. Gençler, bizim ilkemiz budur” demesin mi? Oysa Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar ortaya koyduğu birbirine yüzde yüz ters tavırlar, CHP tarafından “Receplarousse” adı altında kitap haline getirilmiştir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Erdoğan’ın kendisini üst üste yalanlayan, boşluğa düşüren, bir dediği diğerini tutmayan sayısız açıklamasının ve konuşmasının olduğunu söyleyerek, “Erdoğan bal gibi, gün gibi, belgeli ve şahitli biçimde bir gün söylediklerini ertesi gün inkâr eden bir siyaset cambazıdır” dedi.


***


Üstelik Erdoğan, “Şu detayın altını kalın çizgilerle tekrar çiziyorum; AK Parti olarak, muhafazakar bir parti olarak, her meselede görüşümüz kesinlikle vardır, söyleyecek sözümüz vardır, hedefimiz vardır ama Hükûmet olarak, Anayasa ne derse, yasalar ne derse, yani sonunda millet ne derse, biz sadece onu yaparız” diyor.
Bu bir detay değildir. Kendi sözleriyle de sabit oluyor ki, Tayyip Erdoğan ve AKP’nin bütün hareket tarzı, takiyeye bağlıdır.
Yani siz AKP yandaşları olarak her türlü sözü söyleyeceksiniz, mesela “Anıtkabir’i de yıkarız Elhamdülillah” diyeceksiniz, bu yolda ilerleyeceksiniz ama hükûmet olarak Anayasa’yı, yasaları değiştirebilirseniz bu konudaki gerçek renginizi açığa vurmuş olacaksınız? Bu tutum, halkı aldatmak değil midir? Gerçi, Erdoğan, “Artık o günler geride kaldı, siyasi parti olarak neye inanıyorsak, ne düşünüyorsak Türkiye için nasıl bir gelecek tasavvur ediyorsak hiç çekinmeden, hiç sıkılmadan, korkmadan, tereddüt etmeden çıkar ve onu söyleriz” diyor ama, hâlâ söyleyemedikleri var. Yargıyı ele geçirmiş olsa bile yutkunuyor!
Peki ama Suriye meselesinde el-Kaide’ye yataklık yapmaktan suçlanır da dünyanın herhangi bir ülkesinde yargılanırsa ne olur? Dünyanın yargı sistemini de ele geçirebilir mi?
Nitekim ABD ve İngiltere’nin büyük medya kuruluşları her gün bu yönde haberleri öne çıkarıyor. Son olarak CNN International televizyonu, Nick Paton Walsh imzalı videolu haberde Hatay’dan Suriye’ye el-Kaide militanlarının gidişlerini gösterdi..
Dışişleri Bakanlığı yalanlıyor ama Walsh, el-Kaide’cileri taşıyan uçakların Hatay Havalimanı’na inişinden, Moritanya, Libya, İngiltere gibi yerlerden gelip Suriye sınırındaki tellerden geçişlerine kadar olan süreci görüntüledi... Zaten süreci hep birlikte yaşadık. İddiaların doğru olduğunu hepimiz bilmiyor muyuz? el-Nusra’ya her türlü desteği kim verdi?


***


Erdoğan, Diyarbakır’da açılışlar yapacağını, törenlere Mesud Barzani’nin de katılacağını, Ergani ve Bismil’de 300 aileyi evlendireceklerini, bu törende de İbrahim Tatlıses ve Şivan Perver’in düet yapacağını söyledi.
Anlaşılıyor ki asıl düeti Tayyip Erdoğan ile Mesut Barzani yapacak? “Diyarbakır, Büyük Orta Doğu Projesi’nin yıldızı olacaktır” diyordu ya, işte o projenin düeti bu! Diyet de diyebilirsiniz. Zira Tayyip Erdoğan’ın, her türlü yasal engeli aşarak iktidara gelmesi ve iktidarda tutulması, “yerel yönetimlere özerklik vermek” dayatmasını kabul etmesine bağlıdır. Son zamanlarda ABD nezdinde güvenilirliğini kaybettiği için yeniden güven tazelemek istiyor ki ABD projesi olan “Büyük Kürdistan” ın baş mimarını Diyarbakır’da ağırlıyor! Kendisi de Suriye’nin kuzeyinde Kamışlı bölgesini PYD’ye teslim ederek bu süreci hızlandırmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları