Erdoğan, hâlâ vatanı kiralamayı savunuyor!
Tayyip Erdoğan, Kocaeli’nde yaptığı konuşmada “Biz diğerlerinin yaptığı gibi gerilim siyaseti ile, kavga siyaseti ile, karalama siyaseti ile ülkenin vaktini heba edemeyiz. İşte yine Anayasa Mahkemesinin kapısına dayandılar. Hiç tartışmasız şekilde milletimizin menfaatine olan, milletimizin çıkarları en üst seviyelerde gözetilerek çıkartılan mayın yasasını mahkemeye taşıdılar. Amaçları üzüm yemek olsa yasada Türkiye’nin, milletin aleyhine olan hiçbir şey olmadığını görecekler. Ama bunların amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek” dedi.
* * *
Başbakan, kendisini televizyonlarda hiç takip etmiyor mu acaba? Sakin bir kafayla kendisini bir izlese, sesinin tonunda bile müthiş bir gerilim olduğunu fark edecektir. Sanki büyük bir haksızlığa uğramış ama elinden başka bir şey gelmediği için feryat eden felâketzedelere benziyor. Veya elinden oyuncağı alınmış çocuğun kendini yerden yere atması gibi bir psikoloji içinde.
Bu stres ve gerginlik sadece kendisine değil, bütün milletin ruh sağlığına zarar veriyor.
Tayyip Bey, başbakan olduğu halde, sanki üzerinde aşamadığı bir otorite varmış da o güce isyan ediyormuş gibi bir hava içinde konuşuyor. Oysa, uygulamalarıyla 4. Murat’ı bile geride bıraktı!
Tayyip Bey, hâlâ Türkiye-Suriye sınırındaki mayınla araziyi ve bağlı olarak Ceylanpınar çiftliğini yabancılara 49 yıllığına devretmek projesini, “hiç tartışmasız şekilde milletimizin menfaatine olan bir iş” diye anlatabiliyor.
Halbuki vatan toprağının devredilmesine DTP’liler bile isyan etti, Anayasa Mahkemesi’ni CHP’nin yaptığı iptal başvurusuna MHP ve DSP’li milletvekilleri ile birlikte DTP’liler de tam kadro imza attı.
Neden acaba hiç düşündü mü?
* * *
Nedir bu ısrarın sebebi? Bu kadar ısrar etmesi için mutlaka mayınlı araziyi kiralamak için yabancılara söz vermiş olması gerekir. Tıpkı rafineri kurma izni isteyen Aydın Doğan’a, “İşin içinde Putin var, Berlusconi var, bizim Çalık var” demesi gibi; hatta ondan daha da vahim bir durum var! Bu yasanın Meclis’ten geçtiği günlerde Merkez Bankası kasasına, 17 milyar dolarlık kaynağı belli olmayan bir para girişi var!
Aynı sınırda Suriye mayınlı arazisini temizliyor da Türkiye, temizleyemiyorsa, bu durum yönetenlerin yani Tayyip Erdoğan’ın ayıbıdır. Mayınlı araziyi temizleyecek yabancı şirkete, dolayısıyla başka bir ülkeye 49 yıllığına vatan toprağını terk etmek, Yüce Divan’lık bir suçtur. Osmanlı, Kıbrıs adasını İngilizlere kiraladı da ne oldu? Hâlâ kurtaramadık. Zaten Osmanlı’nın çöküşü bu olaydan sonra hızlandı.
* * *
Erdoğan, bu arada mahkeme kararını hiçe sayarak ikinci defa “Ergenekon Terör Örgütü” dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bu konunun kendisine sorulması üzerine “Başbakan’ın, mahkeme kararıyla doğru olmadığı ifade edilmiş olmasına rağmen Ergenekon terör örgütü terimini kullanması, onun savcılıktan hakimliğe terfi ettiğinin bir ifadesidir. Başbakan bu konuda hükmünü daha dava açılmadan vermiştir. Danıştay cinayeti öncesi ve sonrasında bu konudaki düşüncesini hep ifade etmiştir. Şimdi yargının savcılarıyla, mahkemeleriyle bu kararı teyit etmesini bekliyor. Bunun için her türlü gayreti gösteriyor. Yargıyla oynamak iyi değil. Hükümetler yargıyı mıncıklamaktan vazgeçmeli. İktidar yargıdan elini çekmelidir” cevabını verdi.
Mahkemenin, “kullanılamaz” dediği bir kavramı kullanarak, hüküm veren Tayyip Erdoğan’ın hukuk devletinden bahsetmesi ise kara mizah gibi!