Erbakan, AKP için bana ne demişti?
Fatih Erbakan, "Babam yaşasaydı, Cumhur İttifakı'nı desteklerdi. Saadet Partisi babamın adını kullanıyor" dedi. Cumhur İttifakı'nı destekleyenler de bu iddia üzerinden propaganda yapıyor.
Peki gerçek nedir?
Necmettin Erbakan, vefatından önce sık sık AKP'nin dış güçler hatta Siyonistler tarafından desteklenerek iktidara geldiğini ve İsrail'i desteklediğini, zulmün ortağı olduğunu söylerdi. Videoları halen YouTube'dadır. Bu iddialara ciddi bir cevap verilmedi.
***
Necmettin Erbakan ile 2003 yılında kapsamlı bir röportaj yapmıştım. Erbakan ile Fatih'te, kardeşi Kemalettin Erbakan'ın evinde görüşmüştük. Erbakan, oğlu Fatih Erbakan'ın düğün hazırlıkları ile meşgul olduğu halde, bize zaman ayırarak sorularımızı cevaplandırmıştı. Şimdi o da aramızda olmayan Genel Yayın Müdürümüz Behiç Kılıç ile birlikte ziyaret ettiğimiz Erbakan ile yaptığımız sohbet, 17-19 Şubat 2003 günlerinde Yeniçağ'da yayınlanmıştı.
***
O zaman da benzer iddialar vardı ve seçimlerde AKP'nin Erbakan'ı Cumhurbaşkanı seçtireceği propagandası yapılarak oy istenmişti...
Erbakan bu hatırlatmayı yaptığım zaman şöyle cevap vermişti:
"Dış güçler, bir taraftan MHP'nin AB'ye karşı tavrını, öbür taraftan da Ecevit'in Kıbrıs ve Irak konusundaki tavrını beğenmiyordu. Buralarda arzu ettiklerini kolayca elde edemeyeceklerini hissedince, 'Türkiye'yi seçime götürelim çünkü Türkiye çok mühim bir ülke, İsrail'in emniyeti için Orta Doğu'da yapacağımız çok iş var. Bu işlerin yapılmasında Türkiye bize yardımcı olmalıdır. Bize yardımcı olacak iktidarı iş başına getirelim' diyerek, seçimlerin normal zamanından önceye alınmasını gündeme getirdiler. Ve bu seçimler birden bire ilan edildi. Kimsenin istememesine rağmen, 'Seçim 3 Kasım'dadır' diye ilan edildi. Edildikten sonra da... Tüm Anadolu'da üç tane cümle çok kullanıldı:
Bir tanesi 'Saadet Partisi barajı geçemez', ikincisi, 'AKP de millî görüşçüdür', üçüncüsü, 'Baykal gelmesin, sol gelmesin öyleyse oyumuzu AKP'ye verelim' şeklindeydi...
Bu propaganda çok yoğun bir şekilde yapıldı. Türkiye'de AKP'liler de bilhassa tabanda çalışırken bu propagandalara ayak uydurdular. Demin de işaret ettiğiniz gibi, işte 'Biz Erbakan'ın izniyle bu çalışmaları yapıyoruz. Bütün çabamız Erbakan'ı Cumhurbaşkanı yapmak içindir' şeklinde bilhassa köylerde, kahvelerde, yoğun bir propaganda yapmaya çalıştılar.
Şimdi tabii dış güçlerin planı programı başarılı oldu. Bu program tuttu. Bazı propagandalar halkı etkiliyor. Bu sefer de böyle bir uygulama yaptılar ve bildiğimiz sonuçlar ortaya çıktı."
***
SORU: Bu kadrolar, nasıl böyle birdenbire değişim gösterdi? Siz, bir kısmına 54. hükümette görev de verdiniz, başarılı olanlar da oldu. Siz, en azından, millî görüş çizgisinde, hepsinin hocası olarak onların bu değişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
CEVAP: "Burada önemli husus şudur: 'Efendim ne olacak, biz vaktiyle bunları beraberce yapmıştık, şimdi kendi kendimize yaparız' düşüncesindeki yanlışlık şurada... Bunu söyleyen insan zannediyor ki un var, tuz var, su var, öyleyse ekmek olur. Bir şeyin farkında değil, ekmek olabilmesi için bir de maya lazım. Maya çok mühim bir şey... Mayasız ekmek olmaz. Bunlar vardır ama o cevher sizde yoksa ekmeği yapamazsınız. Meşhur püf noktası hikâyesini bilirsiniz. Usta, fincanı yaparken, her türlü muameleyi yaptıktan sonra çıraklarına bırakıyor, ama fincanın sapının bir tarafına çatlamaması için ayrıca özel bir şekilde hafifçe üflüyor. Çıraklar bunun farkında değiller... 'Biz de yaparız' sanıyorlar. Fincanı yapıyorlar, fincanın sapı çatlıyor. Bir türlü onun sırrına vakıf olamıyorlar. Çünkü işin incelikleri ve cevheri çok mühim bir faktör... Eğer bu faktör olmazsa, ne yapacağınızı bilemezsiniz. Şimdi bu arkadaşlarımızın görünen özellikleri bu..."
21 yılda, Kozmik Oda dahil devletin bütün fincanlarını çatlattılar işte...