En günahsız olan 'beka sorunu'nu anlatabilir mi?

Parlamenter sistemden Başkanlık sistemine niye geçmemiz gerektiğine dair mantıklı ve ayrıntılı bir açıklama yapamayanların dilinde 'beka sorunu' var... Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti varlığını devam ettirme yolunda sıkıntı içinde... Bu sıkıntının aşılması, çift başlılığın ortadan kaldırılmasıyla veya kimine göre fiilî durumun hukukî duruma getirilmesiyle mümkün!..

Halkın buradan çıkarması gereken mesaj şu: "Böyle giderse devletinizi kaybediyorsunuz!.. Devletinizin devamını istiyorsanız, istikrar ve daha hızlı kararlar için, parlamentonun iyice zayıfladığı, yetkinin tek elde toplandığı bir modele geçtiniz geçtiniz, yoksa sonunuz pek iyi değil!.."

***

Var sayalım ki bunların hepsi doğru ve Türkiye'nin 'beka sorunu' var... O hâlde soralım:

1. Sözü edilen 'beka sorunu' tam olarak hangi tarihte kim tarafından fark edilmiştir?

2. 'Beka sorunu' fark edildiğinde Türkiye'yi kimler yönetiyordu, yani iktidarda kimler vardı? Osmanlı hanedanı mı, İttihatçılar mı, tek parti rejimi mi, 27 Mayısçılar mı, 12 Eylülcüler mi, 28 Şubatçılar mı, DYP-SHP koalisyonu mu, Refahyol mu, DSP-MHP-ANAP hükûmeti mi, yoksa mevcut iktidar mı?

3. 'Beka sorunu'nun ortaya çıkmasında ve palazlanmasında, -ister gaflet, ister öngörüsüzlük, ister hayalcilik, ister kabiliyetsizlik sonucu- payı olanları çok daha fazla güçlendirerek, bu 'beka sorunu'nun ortadan kaldırılacağını zannetmek ne derece rasyoneldir?

4. Mevcut iktidarla beraber ona şiddetle muhalefet eden bir parti daha kendi pozisyonunu izah etmek için 'beka sorunu' diye tutturmuş gidiyor... Böylelikle içine düştüğü korkunç çelişkinin oluşturduğu baskıdan kurtulacağını zannediyor... Onlara da sormak lâzım: Bu 'beka sorunu'nu siz ne zaman fark ettiniz? 7 Haziran'da... 12 Eylül 2010 referandumunda... 17/25 Aralık'ta... 15 Temmuz'da... Habur'da... Oslo'da... Ayn-el Arap'ta... Sahi ne zaman, nerede? Ayrıca içinizde ilk fark eden ve diğerlerini uyandıran kimdi?

5. Yeni sistem çift başlılığı ortadan kaldıracakmış... Şimdiye kadar bizi başarısızlığa sürükleyen ve ülkenin 'beka sorunu' yaşamasına sebep olan 'ikinci baş' kimdi ve hangi makamı kullanıyordu? Sanık ayağa kalksın!.. Eşkal var mı eşkal?

6. Bu 'ikinci baş' ne yaptı da ülkeyi 'beka sorunu'na mahkûm etti? 'Birinci baş' zinhar istemezken ülkeyi Suriye krizine 'ikinci baş' mı soktu?

'İkinci baş' Türkiye'ye Oslo'da teröristlerle masaya oturturken 'birinci baş' buna karşı çıktı da gücü mü yetmedi?

Meselâ Mavi Marmara'ya 'hangi baş' izin verdi de, buna kızan bir 'diğer baş' yıllar sonra "Giderken bana mı sordunuz?" diye hiddetlendi?

Daha sonra darbeye yeltenecek olanlara ne istedilerse verilirken 'hangi baş' karşı çıktı, 'hangi baş' savundu? Yani herhangi bir konuda 'başlar' arasında hangi problemler yaşandı ki, baş sayısı 'tek'e indirildiğinde 'beka sorunu' ortadan kalkmış olacak?

7. Şahsen "Beka sorunu kesinlikle yoktur" demiyorum... Var, hem de fazlasıyla var... Yıllardır bu tehlikeye dikkat çekmeye ve ülkeyi yönetenleri ikaz etmeye çalışıyoruz... Üstelik bizim gibi tehlikeye dikkat çekmeye çalışanların 'büyüyen Türkiye'yi, barışı ve kardeşliği çekememekle, kandan beslenmekle' suçlandığı bir iklimde tutulan yolun yanlış olduğunu ısrarla anlatıyoruz...

Mesele şu: Ülkeyi var olan bu 'beka sorunu'ndan kimler çekip alacak? Ellerindeki büyük yetkilerle, -ister gaflet, ister öngörüsüzlük, ister hayalcilik, ister kabiliyetsizlik sonucu- 'beka sorunu'na yol açıp, onun âdeta parçası hâline gelenler mi?

Bari bir kaç nedâmet cümlesi duysaydık!..

Yazarın Diğer Yazıları