Bill Gates, bilgisayar virüslerinin yazılımını iyi bildiği için mi virüs kaynaklı olduğu iddia edilen hastalıklar için aşı geliştirmeye soyundu?
"DNA bir bilgisayar programı gibidir, ancak şimdiye kadar yaratılan herhangi bir yazılımdan çok daha gelişmiştir." dediğine göre...
Her neyse Bill Gates, şimdilerde devletler üstü olmak kaydıyla üç bin kişilik "Küresel Salgın Müdahale Gücü" kurmak için çalışıyor.
Üç bin kişiyi eğitmek, donatmak eğitmek, donatmak ve dünyaya dağıtmak için de yaklaşık 1 milyar dolar istiyor! Artık kimden koparırsa...
Aynı Bill Gates, yatırım için arazi ve fabrika gibi somut varlıkları tercih ettiğini belirterek, kripto para birimlerinin ve NFT yatırımlarının "büyük aptal kuramı"na dayandığını söyledi.
"Büyük aptal kuramı", bir aptalın, daha büyük bir aptala satabileceği ve kâr edebileceği varsayımıyla, herhangi bir varlığa değerinden çok fazla ödeme yapmasına deniliyor. Kuram, özelikle borsada veya gayrimenkulde daha yüksek fiyatlar ödemeye istekli yeni ve "daha büyük aptallar" bulunduğu sürece işe yarar.
Sahi, hayırsever iş adamı Bill Gates, yılda 1 milyar doları kimden alacak? Bu parayı ona verecekler, hangi sınıfa girmiş olacak?
***
Siyasi olaylarda da büyük aptal kuramı geçerli galiba!
Mesela, Kocaeli''nin Gebze ilçesinde, hastanede intihara kalkışan Suriye uyruklu bir kişi, işlemler için polis merkezine getirildi. Burada bir polis memuruna sarılarak, belinden aldığı tabancayla bir komiser yardımcısını ayağından vurdu. Suriyeli de bacağından vurularak etkisiz hale getirildi.
Peki burada aptal yerine konulan kim oluyor?
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, bu haberle ilgili mesajında diyor ki, "Şimdi bu saldırgan hastanede yatıyor. Hastane parasını Türk Milleti ödüyor? Çıkınca avukat parası da hapishane masrafı da bizden..."
Üstelik AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da "Esasen göç ve mülteciler meselesinde asıl yükü sesi çok çıkan gelişmiş toplumlar değil, kriz bölgelerine komşu bizim gibi ülkeler çekmektedir. Birleşmiş Milletler rakamlarına göre yüksek gelirli ülkeler 1000 kişi başına ortalama 2,7 mülteci barındırırken orta ve düşük gelirli ülkeler ise 5,8 mülteciye ev sahipliği yapıyor. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar, derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor. Son 7 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz. Tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın bize yüklediği bu görevi inşallah bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz" diyor.
Bu durumda, sesi çok çıkan ama mülteci kabul etmeyen ülkeler Türkiye''yi ne yerine koymuş oluyor?
***
Bir de Parlamentolar Arası Birlik Başkanı Duarte Pacheco, Türkiye''nin, güvenli, sistemli ve düzenli göç için "küresel mutabakat" çerçevesinde göçmenleri sisteme entegre eden model bir ülke olduğunu belirterek "Mültecilerin insani koşullarda yaşamalarını sağlayan Türkiye''ye ve Türk hükümetine çok teşekkür ederim." diye konuştu.
Neymiş? Türkiye model ülke imiş... Biz de zaten Türkiye''yi pilot bölge olarak kullanıyorlar demiyor muyduk?
