El Kaide ile işbirliği yapan liderler!
Hillary Clinton ile Ahmet Davutoğlu’nun görüşmesinden ve diğer verilerden ortaya çıkan gerçek şudur. ABD, Suriye’ye askeri müdahalede bulunmak için formül arıyor. Mesela “barış gücü göndermek” fikri bunlardan biridir. Rusya, barış gücüne karşı çıkmadı ama bunu Suriye’nin onayı ve ateşkes ilan edilmesi şartlarına bağladı.
Bir ateşkesten söz edildiğine göre, ortada çarpışan taraflar var. Bunu biz biliyoruz da dünya kamuoyu, ABD, İngiltere, İsrail ve Türkiye’nin yöneticileri tarafından aldatılıyor. Beşşar Esad “kendi halkını katleden zalim” olarak gösteriliyor. İyi de Suriye askerleri ile silahlı çatışma yapanlar kimdir? Silahları kim veriyor onlara?
***
Bu konuyu, son Suriye gezimizde Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Dr. Faysal Miktat’a sormuştum? Miktat, “El Kaide örgütü, liderleri El Zevahiri’nin ağzından Suriye’de bulunduklarını ve eylemleri desteklediklerini açıklamıştır. Yine Müslüman Kardeşler Örgütü eylemlerin içindedir. Bunlar uyuşturucu ve mafya örgütleriyle de işbirliği içindedir. Eylemci olarak, genel afta çıkmış, eski mahkûmları kullanıyorlar. Kendilerini dindar olarak tanıtan ama gerçekte dini dar olan kimselerden para yardımı alıyorlar. Ağırlıklı olarak silahlar Irak’tan, Lübnan’dan, Ürdün’den ve kısmen de Türkiye’den geliyor. Bunların resmi kurumlarla ilişkisi yok elbette ama teröristlerin ellerinde gelişmiş teknolojik araçlar, uydu telefonları ve bilgisayarlar var” diye cevap vermişti.
Ve El Kaide lideri El Zevahiri son açıklamasında da Suriye muhaliflerinin yanında olduğunu söyledi. Ee, AKP iktidarı da ABD, İngiltere ve İsrail yönetimleri ile birlikte muhaliflari destekliyor! Bu bir terör suçu değil mi?
El Kaide nedir? El Kaide, CIA’nın, Müslüman ülkelere askeri müdahale gerekçesi oluşturmak için kurduğu ve yönettiği bir örgüttür. Afganistan ve Libya’ya müdahale gerekçesini de El Kaide oluşturdu. Suriye yönetimini düşürmek için de El Kaide’yi kullanıyorlar.
***
Şimdi ABD, gerekçe oluşmasına rağmen, Rusya ve Çin’in baskısını görünce, “BM veya Arap ülkelerinin yönetiminde bir barış gücü oluşturulması” üzerinde duruyor.
Faysal Miktat, “ABD Suriye’ye müdahale edecek mi veya Türkiye’nin müdahale etmesini sağlayabilecek mi” soruma ise “NATO’nun veya genel olarak Batı’nın askeri müdahaleyi gündeme alması bir deliliktir ama bu tür delilikleri her zaman yaptıklarını biliyoruz. Obama iktidarının Bush iktidarından hiçbir farkı yok. Hatta Obama izolasyon içindedir. ABD’yi yöneten Yeni Muhafazakârlar, Obama iktidarında da en büyük güçtür. İşte Libya’daki durum. Orada büyük katliamlar yaşanıyor, basın duyurmuyor” cevabını vermişti.
***
Miktat, Banu Avar’ın Avrasya hareketinin Suriye’ye müdahale planlayan Batı’yı frenleyip frenleyemeyeceği sorusunu cevaplandırırken de “Suriye’nin elinde bilinen ve bilinmeyen çok önemli kozlar var. Evet bazı bölge ülkeleri ABD ile ortak hareket eder ama bunlar şunu bilir ki Suriye’ye verilen zarar kendilerine verilmiş zarardır. Biz zayıf bir devlet değiliz. Batı ile birlikte hareket edenler bunun karşılığını görecektir ama bu ülkeler Suriye düşerse sıranın kendilerine geleceğini bilmektedir. Rusya ve Çin de Batı’nın askeri müdahalesine kesinlikle izin vermeyecektir. Rusya ve Çin, Suriye’yi korumak için değil kendi çıkarlarını korumak için müdahaleye izin vermeyecektir” diye iddialı bir yorum yapmıştı.
Şu ana kadar olaylar Faysal Miktat’ın sözlerini doğruladı.
New York Times’a konuşan Amerikalı uzmanlar da “ABD ve yandaşlarının Suriyeli isyancılara destek önermekten başka yapacağı şey yok” diyor.
Mısır’daki Amerikalılar!
Son bilgi notu Mısır’dan..
Mısır Uluslararası İşbirliği Bakanı Faize ebul Naga, ABD’yi, Mübarek’in devrilmesinden sonra ülkede kaos ortamı yaratmak için sivil toplum kuruluşlarını doğrudan desteklemekle suçladı. ebul Naga’nın, bu sözleri, STK’ların ülkede kargaşa yaratmak için yabancı fonlarını kullanmasıyla ilgili iddiaları araştıran yargıçlara dört ay önce verdiği ifadede söylediği anlaşıldı. Aralarında en az 16 Amerikalı’nın bulunduğu 43 STK çalışanı, ceza mahkemesinde
yargılanıyor.