El Bab'dan dönüş hazırlıkları başladı...
Kısa süre içerisinde tüm dünyayı şok eden, derinden sarsan olaylar örgüsü ile başlayalım...
Suriye'nin İdlib vilayetinin Han Şeyhun ilçesinde Esad rejiminin düzenlediği belirtilen kimyasal saldırı... Çoluk çocuk demeden hunharca katledilen insanlar...
Trump'un, "ABD'nin güvenliğini" gerekçe göstererek 59 Tomahawk füzesiyle Şayrat hava üssünü vurarak misillemede bulunması...
En başta sorulması ve cevap bulunması gereken soru bence, "Her şey lehine giderken Esad böyle bir aptallığı neden yaptı?.." sorusudur.
Geçelim kendi tarafımıza... Türkiye büyük oyunun neresinde?.. Büyük dünya liderinin sayesinde gerçekleşen ve çok olumlu sonuçlanan(!)Astana sürecine ne oldu? Suyunu çekti pilav mı oldu?.. Ateşkes izleme komitesi nerede?.. Neden bu kadar tez cortladı?.. Kimyasal saldırı ile çoluk çocuk demeden insanlar katlediliyor, burnumuzun dibinde havada füzeler uçuşuyor, ateşkesi izleme komitesi nerede?..Yoksa, Astana'da Rusya'nın dayattığı, yeni Suriye anayasası ve sözde Kürt devletinin oluşumunu yerinde takip mi ediyorlar?..
Irak, "kimyasal silahlar var" tartışmalarının ardından parçalanmıştı!..
İdlip'te muhaliflerin elinde olduğu sağır sultan tarafından da bilinen kimyasal silah depolarının varlığı neden tartışılmıyor?.. Neden sorgulanmıyor?..
Trump, füzeleri sallayınca "bizimkiler" niye bu kadar erkenden sevindirik oldu?..
Rakka'ya PKK/YPG ile ortak operasyon başlatan ve gerçek müttefikini resmen ilan eden ABD'ye -onlardan henüz bir talep gelmeden-, neden Ankara'dan "Her türlü desteği vermeye hazırız" açıklamaları peşi sıra geliyor?.. Bu destek açıklamalarının, Trump'dan bir türlü alınamayan Beyaz Saray randevusu, Rıza Sarraf ile birlikte tutuklanan Halkbank Genel Müdür yardımcısı ile alakası olabilir mi?..
Bu sorulara açıklık getirmek elbette derin stratejist, terör ve savaş uzmanlarının işi...
Ben, Mehmetçiğime yanarım!.. 5 bin kilometre karelik alanı kontrol edeceğiz diye Suriye bataklığına gönderdikleri Mehmetçiğimiz El Bab'da kala kaldı. Bin 900 küsur kilometreyi ancak kontrol edebildik!.. Kimsenin hatırlayıp sorduğu yok. ABD Dışişleri Bakanı Ankara'ya varmadan apar topar Fırat Kakanı harekatının sona erdiğini ilan ettiler. Yeni adlarla yeni operasyonlardan bahsedilirken, İdlip'te kimyasal saldırı ardından füzelerin uçuşması ile ABD ve Rusya'nın bölgede güç ve gövde gösterileri... Türkiye'yi kaale alan yok. Hani sahada olunca masada da olacaktık, daha da etkin olacaktık?.. AKP iktidarınca desteklenen El-Nusra-İdlip bağlantıları ayrı bir muamma!.. Hiç kimse bugüne kadar şu sorunun peşine düşmedi;
Türkiye ekonomisi bu kadar büyük bir krizin içindeyken, vatandaşa, "döviz büfelerine gidin dolarlarınızı bozdurun" diye çağrılar yapılırken, Fırat Kalkanı gibi bir harekat hangi ekonomik kaynaklardan karşılandı?.. Maliyeti ne oldu?..
Parası batsın!.. Resmi açıklanan rakamlara göre 71 aslanımızı şehit verdik Suriye bataklığında. Peki, Türk milleti ve devletinin bekası için kazanım ne?..
Yukarıdaki tüm sorulara yeterli cevap olabilir mi? Bilmiyorum!..
Bölgedeki güvenlik kaynaklarımızdan ulaştığım 2 belge:
Bu belgeler, Fırat Kalkanı ile kontrol altına aldığımız belirtilen El Bab civarındaki yerleşim yerlerindeki muhalif grupların resmi imza altına aldığı tutanaklar. Askeri kaynaklar, bu tutanakların imzalanıp onaylandıktan sonra PYD ve ABD yetkililerine teslim edildiğini söylüyor. Tutanakların içeriği ne?.. Mehmetçiğin kan ve can verdiği yerde, hain ve kalleşler, PYD ve ABD'ye "nihai çözüme" sadık kalacaklarını ve uyacaklarını taahhüt ediyorlar!..
Bölgedeki askeri kaynaklardan ulaştığım diğer bir kritik bilgi... Mehmetçik, El Bab'tan 2-3 ay içinde dönüş için hazırlıklarına başladı!..
Maalesef!.. Dünya gerçeği; parayı veren düdüğü çalıyor...
Prof. Dr. Ümit Özdağ, "Federal Anadolu Devletine hazır olun" diye boşa uyarmıyor!..
***
Şırnak'da ertelen sınavlar...
AKP iktidarının klasiği oldu, seçim dönemlerinde devlet imkanlarının iktidarın lehine hoyratça, pervasızca kullanımı. Mülki amirlerin, AKP bürokratlarının suiistimal belgeleri rutine düştü. Başbakan Binali Yıldırım, önceki gün (Cuma) Şırnak'da referandum mitingi yaptı. Tarafsız yönetilsin diye kayyum atanan Şırnak Belediyesi seferber edildi. Meydana halkın toplanması için köylere belediyenin otobüsleri ve araçları gönderildi. Yetmedi, toplama çalışmaları için dolmuş seferleri iktidara bloke edildi. O gün, Şırnak Üniversitesinde sınavlar vardı. Saat 09.00'da başlayacaktı. Meşhur Rektör bey, karşılama için şehre koşmuştu. Şehirde tüm ulaşım hizmetleri iktidar için seferber edilince öğrenciler üniversite kampüsüne gelemedi. Şehir içindeki yurtta kalan kız öğrenciler sınavlarını kaçırmamak için 5 kilometre yol yürümek zorunda kaldı. Sabah sınavları ertelendi öğleden sonra yapıldı. Diğerleri ise Cumartesi Pazar'a bırakıldı. "Böyle bir rezalet nerede görülmüş desem"... Eminim çok gülersiniz!..