Dünyayı Davutoğlu mu idare ediyor?
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Hangi ülke ne düşünürse düşünsün, iddialı söylüyorum, Türkiye’nin geliştirdiği her politika ’Ankara’ damgalıdır, ’Ankara’imzalıdır. Her ülke ile müzakere edersiniz ama nihai kertede ülkenin alî çıkarlarıyla oluşan Ankara merkezli bir dış politika yürütüyoruz . İnsan hakları, demokrasi, fikir özgürlüğü, çok kültürlülük, bunlar evrensel değerler. Bir başka yerde ’bizim şu çıkarımız var’ diye bunların çiğnenmesine göz yumamayız. Bu değerleri sahiplendiğimiz zaman Türkiye Cumhuriyeti küresel bir güç olur” dedi.
Böyleyse mesele yok zaten. Fakat bu iddialı sözlere Davutoğlu kendisi inanıyor mu acaba? Mesela Libya ve Suriye politikalarındaki ‘u’ dönüşlerini, kendi vicdanında nasıl izah ediyor?
Türkiye’nin dış politikasını siz geliştirdiniz.. “Sıfır sorun” dediniz, Suriye halkını Türk bayrağını yakacak, Atatürk resimlerini parçalayacak noktaya getirdiniz.. Hani Suriye ile ortak olmuştu Türkiye? Hani ortak bakanlar kurulu toplantısı yapıyordunuz? Hani Türkiye, Suriye, Ürdün ve Lübnan tek pazar olmuştu?
“NATO’nun ne işi var Libya’da” kararından “NATO, Libya’ya müdahale etmelidir” noktasına nasıl geldiniz? Bu ani dönüşler de Ankara damgalı, Ankara imzalı mıdır?
***
Terör örgütü ile Oslo’daki görüşmeleri koordinatör ülke temsilcisinin daveti üzerine başlattınız.
Bunu, toplantıda konuşan koordinatör ülke temsilcisi şöyle açıklamıştı:
“Bu toplantı, iki tarafın değil, bizim sorumluluğumuz altında girişilen bir inisiyatiftir. Abdullah Öcalan tarafından üretilen kendi fikirleri, parlamentoda yasa çıkaracakları zaman dikkate alınacaktır. Kendisinin parlamento için ürettiği öneriler dikkate alınacaktır.”
Yani bu görüşmeler de Ankara damgalı, Ankara imzalı mıdır?
ABD’nin Türkiye’nin desteği ile uygulamaya başladığı Büyük Orta Doğu Projesi de Ankara damgalı, Ankara imzalı mıdır?
Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanlığını, Ankara’da mı kararlaştırdınız, yoksa size bu görev Washington’da mı tebliğ edildi?
Büyük Orta Doğu Projesi’ni Türk halkına kabul ettirebilmek için, Amerikan ve İngiliz basınının geliştirdiği Yeni Osmanlıcılık hayallerini tekrarlamak da Ankara damgalı ve Ankara imzalı mıdır?
Washington Post yazarı Jackson Diehl, kendisine Türkiye’nin eski Osmanlı ülkeleri üzerinde liderliğini yeniden kurma hayalinden bahsettiğinizi yazdı. Diehl, “Davutoğlu bana ’İngiltere eski sömürgeleriyle bir milletler topluluğu halinde, neden Türkiye eski Osmanlı topraklarında, Balkanlarda, Orta Doğu ve Orta Asya’da yeniden liderlik kurmasın?’dedi. Aslında ABD politikası da bu yönde.. Arap sokaklarının muhtemel lideri olarak Erdoğan, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah gibi rakiplerinden daha çekici görünüyor. Sonuçta Türkiye, Avrupa’nın ticaretine ve yatırımına bağımlı; demokratik bir Irak ve nükleersiz bir İran istiyor. NATO’nun Afganistan’da başarılı olmasını diliyor. Halen İsrail’i tanıyor. Özünde gerçek bir Müslüman demokrasi. Bu da Türkiye’nin hem eskisinden daha zorlu hem de bir bakıma daha iyi bir müttefik olduğu anlamına geliyor” yorumunda haksız mı?
***
Yoksa Malatya’ya füze kalkanı kurmayı da Ankara’da planladığınızı mı söyleyeceksiniz?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İsrail’i İran’dan korumak gibi bir görevi vardır da bizim mi bu konuda bilgimiz yok?
Suriye’de askeri ayaklanma girişimini kotarmak, silahlı muhalifleri desteklemek gibi politikaları da siz mi planladınız?
Yoksa Yeni Osmanlıcılık ile Türk halkının büyüme özlemlerine cevap verirken Türkiye’yi Orta Doğu’da Amerika’nın Truva atı olarak mı kullandırıyorsunuz?
Bütün politikalarınız Ankara imzalı ise dünyayı siz idare ediyorsunuz demektir? Evet dünyayı Davutoğulları idare ediyor ama Türkiye’nin bu işte gerçek konumu nedir acaba?
Doğrusu işin içinde bir Ankara imzası var ama bunun adı Amerikan ve İngiliz gazetelerinin açıkça yazdığı gibi “sub-contractor” yani taşeronluktur! Küresel taşeronluk... Tabii taşeronluk da bir iştir!