DTP kapatıldı diye avunmak aptallıktır!

Bugün ne olduğunu daha net görebilmek için, dün ne olduğunu hatırlamak gerekir. Şu ana kadar AKP Hükûmeti, dış politikada ABD’nin Büyük Orta Doğu projesinin dosyalarını uygulamıştır.
Hatta DTP’nin kapatılması kararı bile halkın öfkesini yatıştırmak hatta gazını almak olarak yorumlanıyor.
Evet DTP’yi AKP değil Anayasa Mahkemesi kapattı ama artık neye yarar?
Hem açılım politikaları, devlet politikası değil miydi? Anayasa Mahkemesi kararı da aynı politikanın ürünü değil midir?
Peki bu böyle gider mi? Veya aslında ne yapılmak isteniyor?

***

William Safire, 5 Kasım 2001 tarihinde The New York Times gazetesinde çıkan “ABD eski başkanlarından Richard Nikson ile Arasat’ta bir röportaj” gibi ustaca bir yöntem kullanmıştı.
Hayali röportajda, Nikson, hayali bir tehdide karşı o dönemdeki Başkan Bush ve ekibinin büyük bir strateji geliştirmesi gerektiğini söylüyordu:
“-Nedir bu strateji?
-Gerçek düşmanını bileceksin. Bu, sadece Bin Ladin ve onun terörist ağından ibaret değil, tüm İslâm âlemini ele geçirmekle tehdit eden bir hareket. Bu sakallılar ve onların daha da tehlikeli resmi sponsorları, Kuveyt ve Suudi petrolünü istiyor. Bu petroller, onlara, sağduyulu Müslümanları ve de tüm Hıristiyan ve Yahudi kâfirleri yok etmek hedefine dönük olarak nükleer ve biyolojik silahları geliştirmek veya satın almak için gereken parayı sağlayacaktır.
-Onları nasıl durduracaksınız?
-Nasıl ki Sovyetlere karşı Çin kozunu kullanarak Komünist Bloğu böldük, onları da aynı şekilde böleceğiz. Sizin kuşağınızın kozu, güçlü ordusuyla laik Müslüman ülke olan Türkiye! Ankara ile Türk sınırını geçip Kuzey Irak’ı ele geçirmek üzere anlaşmak iyi fikir. Oradaki Kürtler zaten uçuşa yasak bölgenin kapsamı içinde bulunuyor ancak esas olarak Türkiye’nin parçası olacak bölge, Saddam Hüseyin’in petrolünün yarısını sağladığı Kerkük bölgesidir.
-Bunun Türkler’e getirisi ne olacak?
-Öncelikle büyük para var, Kuzey Irak rahatlıkla günde yaklaşık iki milyon varil petrol üretebilir. İkinci olarak, Türkiye, kendi Kürt problemini, kendi payına düşen dilimde Kürdistan diye adlandırılan bir özerk bölge oluşturarak çözecektir.”

***

Birinci Körfez Savaşı’nda da Turgut Özal’ın kabul ettiği, ancak dönemin Başbakanı Yıldırım Akbulut ve Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay’ın reddettiği formül de buydu.
Irak’ın işgali sırasında da, ABD, 1 Mart tezkeresi sayesinde Türkiye’yi Müslümanlara karşı istediği gibi kullanamadı.
DTP’nin kapatılması, bu projeyi hızlandırır mı yoksa yavaşlatır mı?
Bu, Türkiye muhalefetinin ferasetine bağlıdır.
ABD, Kuzey Irak’ta Kürt devletini, Çekiç Güç marifetiyle o tarihte kurdu ama topraklarını genişletmesi için Türkiye’nin Güneydoğusunu savaş bölgesi haline getirmesi gerekiyordu. Bush, bu sebeple Türkiye hakkında “cephe ülkesi” tabirinin kullanmıştı!
Şimdi Obama aynı projeyi, Türk ordusunu kullanarak, İran ve Afganistan üzerinde de uygulamak istiyor. Fakat AKP’nin iktidarda tutulması da bu işler için şart!
Diğer taraftan bu projeye alet olan bir hükümet, arkasına komutanları bile alsa Türkiye’de iktidarda kalamaz.
DTP’nin kapatılması ile avunmak, ABD’nin Türkleri Araplar ve İranlılarla düşman ederek İslam dünyasını parçalama tuzağına düşmek demektir; aptallık olur.

Yazarın Diğer Yazıları