DSÖ'nün övgüsüne mazhar olmak iyi bir şey mi?

İran, ABD ve İngiltere'de üretilen aşıların ülkeye girişini yasaklarken Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, video konferans sistemiyle görüştüğü Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya Türkiye'ye DSÖ'nün tavsiyelerini izlediği için teşekkür ederek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faaliyetleri ve liderliği tüm ülkeler tarafından takdir görüyor. Güçlü veri ve bilgi sağlama sisteminiz nedeniyle sizi tebrik etmek istiyorum. Türkiye'de yürütülen aşı çalışmaları, hızlı tanı kiti çalışmaları ve virüsün genom dizilimi konusunda yaptığınız çalışmaların kapsamını artırdığınız için de tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı.

***

İki komşu ülke, iki farklı tutum… Tabii İran için "ABD ve İngiltere ile kavgalı, bu sebeple aşıları kabul etmiyor" denilebilir ama Ayetullah Hameney, ABD ve İngiltere tarafından üretilen aşılara güvenmediğini belirterek, "Amerikan ve İngiliz aşılarının ülkeye girişi yasaktır. Bunu yetkililere söyledim şimdi de kamuoyuna açıklıyorum." dedi.

Hamaney, ayrıca 1985'te 400'ü aşkın kişinin ölümüne yol açan "kirli kan skandalı"na karışan Fransa'ya da aşı konusunda güvenmediğini söyledi.

Kirli kan skandalı sadece Fransa ile sınırlı değildi. Hatırlarsanız, Almanya'dan Türkiye'ye ithal edilen serumlarda da HİV virüsü çıkmıştı.

***

Biz, korona pandemisi ilan edildiği günden beri Dünya Sağlık Örgütü'nün güvenilir olmadığını, Afrika'daki çocuk felci aşılamalarında çok sayıda ölüm gerçekleştiğini ve bu aşılarla doğurganlık çağındaki kadınların kısırlaştırıldığını hatırlatmıştık. Afrika'daki çalışmaların tamamı Dünya Sağlık Örgütü koordinasyonuyla yapılmıştır. Bu bilgiler, açık kaynaklarda hala mevcuttur. İsteyen, kısa bir sorgulamadan sonra Afrika'da neler döndüğünü öğrenebilir.

Dünya Sağlık Örgütü'nün ilan ettiği pandemiyle ilgili hiçbir açıklaması güven vermiyor. Türkiye'ye Dünya Sağlık Örgütü'nün tavsiyelerine uyduğundan dolayı teşekkür edilmesi, iyi bir şey midir? Bence İran ile temasa geçilmeli ve bu ülkenin neden ABD ve İngiltere aşılarını reddettiği bütün ayrıntılarıyla öğrenilmeli ve Türk kamuoyuna açıklanmalıdır.

Bu arada, Biontech firmasının, ürettikleri aşının, mutasyonlu virüs kapmış 16 kişi üzerinde de etkili olduğunu açıklaması çok komik… Mutasyon tespit edileli daha bir iki hafta oldu. Virüs kapmış hastalar üzerinde yaptıkları deneyin sonuçlarını bağımsız kuruluşlar inceledi mi? "Biz yaptık oldu" demeyle, bilimsel açıklama olmaz.

Üstelik İtalyan Profesör Montanari'nin "Korona virüslere karşı aşı geliştirdiğini söylemek küresel bir sahtekârlıktır" sözü ortadayken…

***

Montanari, "Evet, bir virüs var, tamamen yeni. Hala laboratuvarda mı ürettiklerini yoksa yarasalardan mı yoksa başka bir yerden mi geldiğini kesin olarak söyleyemem. Kesin olarak söyleyebileceğim şudur: Virüs, kozmik hızda mutasyona uğruyor, hala statüsünü arama aşamasında, daha sonra bir yerde duracak... Dün bir virüstü ve yarın başka bir virüs olacak. İtalya'dakiyle, Çin'deki virüs aynı değil. İnanılmaz bir geçirgenliğe sahip, patolojik olarak bulaşıcı. Ancak sağlıklı olanlarda asemptomatiktir. (Belirti göstermez) Bu şartlar altında aşı hakkında yapılan tüm konuşmalar küresel bir sahtekârlıktır. O kadar çabuk mutasyona uğruyor ki onu takip edip aşılar yaratmamız imkânsızdır. Ayrıca bu tür virüsler aşılanamaz. 200 defa hastalanabilirsin ama bağışıklık gelişmez. 50 yıl önce korona virüslere karşı aşı geliştirme ihtimalinden bahsetmiş olsaydım beni kapıdan atarlardı." diyor.

Neden kimse cevap veremiyor?

Bu tespitlere cevap veremeyenler, "aşı karşıtı" diye utanmazca yaygara yapıyor. Hayır, aşı karşıtı değil adam… "Korona virüse karşı aşı geliştirilemez. Çünkü kozmik hızla mutasyona uğruyor" diyor.

Yazarın Diğer Yazıları