Dövizde oyun içinde oyun

Amerikan doları geçtiğimiz hafta tüm zamanların rekorunu kırarak 1.82 lirayı gördü.
Gerçekten dövizin bu seviyeye kadar yükseleceğini kimse tahmin etmiyordu.
Ama oldu.
Dövizin bu sert yükselişi elbette Türkiye’nin zararına olmuştur. İthalat-ihracat dengesi açısından her ne kadar olumlu bir gelişme gibi görünse de aslında olumsuz bir ekonomik olaydır.
İhracatın ithalatı karşılama oranı elbette bir çığ gibi büyümüştü. 1.10 liraya kadar gerileyen dolar ihracatçıyı zor durumda bırakmış Türkiye’yi ithal mallar cenneti yapmıştı. Bu mantıkla baktığımızda dövizdeki bu rekor yükselişin ihracatımızı patlatması lazımdı.
Gelin görün ki rakamlar hiç de öyle söylemiyor. Türkiye’nin son ihracat rakamları sadece düşmekle kalmadı adeta tükendi yok oldu.
En önemli ihracat kalemimiz olan otomobil sektörü dibe vurdu.
Dünya devi tekstilimiz yine öyle.
Bu işte bir yanlışlık var. Yanlışlık parayı yönetenlerde.
Son 6 yıldır dövizdeki düşüşü ekonomik başarı olarak gösterenler, yükselişi ise ihracat patlaması olacak diye gösterdiler. Ama olmadı.
Evdeki hesap çarşıya uymadı.
Yanlış olan hesap nedir ve kim yaptı?
Yanlış olan hesap Türk Lirası’nın bu kadar değer yitirmesi. Yanlışı yapan ise Merkez Bankası.
Türkiye üretimde hammadde olarak yurtdışına bağımlı bir ülke. Yani üretim ana maddesini maalesef biz üretmiyor hazır alıyoruz. Bu da tabii ki dövizle oluyor. Tekstilci 1 liraya aldığı ipliği veya sentetik maddeyi dolardaki artışla 2 liraya aldı. Bu maliyetin yüzde 100 artması anlamına geliyor.
Sonuç olarak ürettiği malı, dünyada daralan talep yüzünden satamadı.
İhracat rekor düştü.
Her ay ihracat rakamlarını “yeni rekor kırdık” diyerek açıklayan iki kahraman meydanlarda dolaşıyor.
Bu kahramanlardan biri Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, Mersin’de seçim
çalışmasında.
İkinci kahraman dönemin TİM yani Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı ise yıllardır yaptığı başarılı şovun karşılığı olarak aldığı Bakırköy Belediye Başkan adayı olarak Bakırköy meydanlarında.
İflas durumuna gelen ihracatçı çaresiz döviz kurlarını Spor Loto sonuçları gibi izliyor.
Gelelim döviz faciasında yanlışı yapan Merkez Bankası’na.
Dolara, 1.80 liranın üzerine çıkana kadar müdahale etmemesi son derece yanlıştır.1.80’in üzerinde müdahale edeceğini açıkladı ve dolar sadece 50 milyon dolarlık satışla bile birden geriledi.
Sonra IMF ile yeniden görüşmelerin yapılacağı açıklandı. Dolar 1.70 liranın bile altına geriledi.
İşte kafaları karıştıran sorular:
Merkez Bankası neden geç müdahale etti?
İkinci en önemli soru ise IMF ile görüşmelerin yeniden başlayacağından Merkez Bankası’nın haberi yok muydu. Yani devletin kurumları arasında bilgi alış verişi yok mu? Herkes kendi kafasına göre mi iş yapıyor.
Ortaya çıkan sonuç herkesin kafasına göre iş yaptığını gösteriyor.
Dolar 1 ayda 3 milyar dolar gibi komik bir para ile Türk Lirası’nı darmadağın etti. Merkez Bankası seyretti.
Bu arada doları 1.30 liradan alıp 1.80 liradan bal kaymak gibi satan ise büyük kâr etti.
Dolarda 1.80 liranın üzerinde kimlerin satış yaptığını doğrusu çok merak ediyorum.
Bu ülkede her şey olur.
Dönemin Merkez Bankası Başkanı’nın devalüasyondan bir gün önce dolar aldığını unutmadık.
Bu nedenle doların 1.80 lira olduğu gün yapılan satışları da elbette unutmayacağız.

Yazarın Diğer Yazıları